Kıymalı yumurtayla zayıflama!!!...
Nisanın ortasına geldik... Bikinilerle, mayolarla plajlara serpilmeye 2 ay kaldı... Herkes ne kilo verecekse şimdi verecek... Spor salonları zayıflamak isteyen kadın ve erkeklerle dolmuş taşıyor... Hillside tıklım tıklım... Kuruçeşme'de deniz üzerinde Aşk Cafe ve İtalyan restoranın yanına spor salonu açmışlar: Önünde park edecek yer yok..
Çevremdeki piknik tipler de hummalı bir faaliyet içindeler... Hafif şişman tiplere deniyor piknik tip... Genellikle, kalender, gülmeyi ve güldürmeyi seven, keyifli ve komplekssiz tipler olarak adlandırılıyorlar, psikoloji kitabında... Psikoloji deyip geçmeyin, lisede en iyi dersimdi... Ama hocasının psikiyatrik durumundan psikoloji dersinden ikmale kalmıştım... Hocamız güzeller güzeli Serpil Hanım'dı... Baharın en civcivli günlerindeydik... "Son sınava herkes girecek..." diye buyurmuştu Serpil Hoca, "Girmeyeni bu sınavdan 0 almış sayacağım... Ortalamayı ona göre hesaplayacağım..." "Peh..." demiştim içimden, "Son sınava 0 da versen, ortalamam beni haydi haydi geçirir... Onun için sınav günü diğer işlerimle!! ilgilenmek zorundayım..." Diğer işlerim dediğim okulun hemen yanı başındaki kafede "uygulamalı briç, poker, okey dersleriydi!!" Ve hemen yanı başındaki pastanede cilveli ve işveli kız arkadaşlarımla bahar bayramı kutlamalarına hazırlanmaktı... Onun için psikoloji sınavına girecek halim hiç yoktu doğrusu... Serpil Hoca, artık bahar bayramı yapacağımız güzel kız arkadaşlarımı mı kıskandı, yoksa uygulamalı briç, poker kurslarına mı taktı bilmem, sırf son sınava girmedim diye, notlarım yüksek olmasına rağmen beni ikmale bıraktı... "Gadrime uğradın... Bazen öyle yaparım... Ne yapalım Reha Bey?.." dedi... Bunları söylerken, hınzır hınzır gülüyordu... Sanki, "Sen mi güzel kızlarla bahar bayramı kutlarsın... Haziranda ders çalış da görelim" der gibiydi... Serpil Hoca'dan intikamım acı olacaktı... Bende nasıl olsa ikmal boldu... Birine girip, birinden çıkıyordum... Psikoloji sınavı son ikmalimdi... 25 dakikada soruları bitirip, kağıdı teslim ettim... Sonuçlar geldiğinde, hiç şaşırmadım... 10 üstünden 10 almıştım... O gün bugündür, psikolojiyi çok severim... Şişmanların karakter yapısını anlatmak için kullanılan "piknik tip" de o günlerden yadigar bana...
Piknik tip deyince, sanki piknik yapıyormuşsunuz gibi geliyor insana... Obez dedim, dinozordan bahsediyormuş gibi oluyor... Neyse bizim harıl harıl rejim yapan "piknik tiplerden" Emre'nin odasına uğradım dün... Hatırlarsanız kendisi Montignac denilen obez halini almış bir Fransız oburunun, diyetini uygulamaktaydı... Şimdi anlatacaklarımı abarttığımı zannediyorsunuz, ama Allah, Kur'an çarpsın en ufak bir abartmam varsa... Emre telefonda konuşuyor: - Oranın pilavı güzel değil ... - ....??? - Ne yapayım ünlü Kanaat Lokantası'ysa?.. Benim kayınvalidem daha güzel yapıyor pilavı... - ...!!! - Haliç'in orada bir yer var... Neydi adı?.. Unuttum... Aklıma gelir şimdi... Oranın kaymaklı pilavı çok güzel... Yağı biraz fazla koyuyor ama, olsun çok güzel... Telefonda aynen bunları söylüyor... Bir taraftan da göbeğini sıvazlıyor ... Bu adamın bu haliyle rejim yaptığına inanan bir Allah'ın kulu çıkarsa, ben Arap olayım...
Telefonu kapattı, ne düşündüğümü anladı, bana gülümsüyor... - Bayağı hafifledim... Hanım da söylüyor... Amaaannn... Yarın akşam, kayınpederle Fenerbahçe maçını seyredeceğiz... Kıymalı yumurta yapacak kayınvalide... Allah derim ben..." Adada piknik tipi biraz aşmış bir hanım arkadaşımız oturuyor... Adı Rahşan Gülşan... Kendisinin 100 kilo olduğunu söyledi... "Olamaz..." dedim, "Sen en az 120 kilosun ..." Hiç itiraz etmedi... Bizim Ergun Babahan, rejim yapmasını ve tecrübelerini yazı dizisiyle anlatmasını istemiş... Rahşan pazartesi Günaydın'da yazı dizisine başlayacak... 3 gündür ağzına bir şey koymuyormuş... Öyle diyor... Daha çok Emre'nin karşısında oturup kaymaklı pilav tarifleriyle huşuu buluyor, ama bir şey yemediğini söylüyor... Bu iki arkadaşım zayıflayacaklar... Allahım sen kullarını kötülüklerden koru Yarabbim...
|