|
En güzel şehir masalı
|
|
Beş ayrı yönetmenin mükemmel bir bütünlük içinde anlattığı muhteşem İstanbul masalları... Senaryosu, oyuncuları ve görüntüleriyle gerçekten dört dörtlük bir film "Anlat İstanbul." Haftanın diğer filmleri ise Suda Yaşam, Constantine ile Teoman'ın Balans ve Manevra'sı...
İstanbul'u en güzel anlatan masallar
Bu senaryonun film haline gelebilmesi için bir dizi mucize daha gerekliydi. Ve onların da hepsi gerçekleşmiş. Ama böylesi güzel bir filmi anlatmak kolay değil, siz en iyisi izleyin.
Eşkiya'dan 10 yıl sonra yazıma aynı cümleyle başlama isteğini duyuyorum: Bu filmi öyle beğendim ki, anlatacak sözcük bulamıyorum! Bu farklı filmi nasıl anlatmalı? "İstanbul'un büyülü dekorunda, bir gecede iç içe yaşanan beş farklı hikayenin dökümü" gibi klasik bir cümle buna yeter mi? Yoksa sözü senaryo yazarı Ümit Ünal'a bırakmak mı en iyisi? "- Zenginler, yoksullar, güzeller, çirkinler, suçlular, masumlar, marjinaller, güç sahipleri, her yaştan, her cinsten İstanbullu Beyoğlu'ndan Aksaray'a, Boğaziçi'nden yer altına, tüm İstanbul'u kucaklayan bir panoramada masal kahramanlarına dönüşürler." Aslında bildiğimiz, tüm dünyanın bildiği masallardır bunlar. Ama Ümit Ünal'ın hayalgücü, daha kağıt üzerinde hepsine özgün ve yepyeni yorumlar katmayı başarmıştır. Böylece, Fareli Köyün Kavalcısı, canı gibi sevdiği gencecik eşinin ihanetiyle fırladığı İstanbul gecesinin içinde, tüm masal kahramanlarını klarnetiyle peşine takar (Fellini'vari bir sahne) Pamuk Prenses, babasını da öldürten "cadı" üvey anneden ancak 8. cüce'nin yardımıyla kurtulur. Külkedisi, geceyarısı kalkan bir trenle içine yuvarlandığı İstanbul çirkefinden kaçıp, Anadolu'da temiz yaşadığı eski aile tablolarının ortasında gözlerini açar ve duvardaki büyükbabanın bir gariban Kürt kılığındaki hayaletiyle karşılaşır... Kırmızı Başlıklı Kız, peşindeki "hain kurt"tan sıyrılarak yeni bir yaşama doğru uçar.
BEŞ YÖNETMEN Ümit Ünal'ın herhalde yılın en iyi senaryosu ödülüne son derece layık senaryosu, bu klasik masalların yeni yorumlarını başarılı biçimde iç içe örmüştür. Ama elbette bu yetmez. Bu senaryonun film haline gelebilmesi için, bir dizi mucize daha gerekliydi. Ve onların da hepsi gerçekleşmiştir. Başta Ümit Ünal ve Kudret Sabancı, en azından birer filmleriyle tanıdığımız iki yönetmen, peşlerine ilk sinema filmlerini yapan üç genci daha takmış ve olağanüstü bir iş çıkarmışlardır. Beş yönetmenli bir filmde nasıl böylesine bir üslup bütünlüğü sağlandığı, kolay yanıtlanamaz bir soru olarak kalacak Hep deniyor ya, güzel İstanbul'u dekor olarak kullanan filmler yapalım, bu kenti dışarda tanıtalım diye. İşte size nefis bir örnek. Bu kent hiçbir filmde bu denli büyüleyici olmadı, mekanları hikayeyle bu kadar iç içe kullanılmadı. Üstelik yalnızca bilinen mekanları değil, zindanlarından terkedilmiş duran Şişhane'deki metro tünellerine, gecenin içinde bir mücevher gibi ışıl ışıl yanan Haydarpaşa garından eski Osmanlı köşklerine dek... Ve de "casting" ve oyuncular. Onları teker teker anlatmaya satırlar yetmez. Ve eski melodramlardan gelip çağdaş bir kılığa bürünmüş insan ilişkileri. Ve de, gizemli küçük kız motifiın sanırım ilk kez kullandığı, yüreğe dokunan, belleğe yerleşen bir hüzün simgesi... Yok, yok. Böylesi bir güzel filmi anlatmak kolay değil. Siz en iyisi kendiniz bir zahmet izleyin!
ANLAT İSTANBUL * * * * Yönetmenler: Ümit Ünal, Kudret Sabancı, Selim Demirdelen, Yücel Yolcu, Ömür Atay Senaryo: Ümit Ünal Görüntü: Mehmet Aksın Müzik: Gökhan Kırdar Oyuncular: Altan Erkekli, Azra Akın, Çetin Tekindor, Ahmet Mümtaz Taylan, Ece Hakim, Erkan Can, Fikret Kuşkan, Güven Kıraç, Hilal Aslan, İdil Üner, İsmail Hacıoğlu, Mehmet Günsür, Nejat İşler, Nurgül Yeşilçay, Şevket Çoruh, Yelda Reynaud, vs. TMC yapımı.
|