|
|
|
|
|
|
Dünyayı dolaşan seyyahın gözünden
Gore Vidal'in Literatür Yayıncılık'tan çıkan kitabı "Yaratılış", toplumların dünyanın oluşumuna ilişkin açıklamalarını anlatıyor.
Dünya nasıl yaratıldı? Antony Burgess'in "Yaşayan en büyük romancımız" dediği Gore Vidal'in kaleminden çıkmış "Yaratılış" adlı kitap, Literatür Yayıncılık tarafından yayımlandı. Romanın kahramanı Cyrus Spitama, yaşadığı M.Ö. 5. yüzyılın Pers İmparatorluğu'nu merkez alarak, Batılı ve Doğulu belli toplumların farklı dünya görüşlerini, yönetim ve organizasyon anlayışlarını, "dışarıda olan"a bakışlarını, adetlerini gözlemliyor seyahatleri boyunca. Söz konusu dönemde, medeni dünyayı oluşturan toplumların temelde neye taptıklarıyla birlikte, yaratılış kavramının tılsımına getirdikleri açıklamalar roman anlatısına yön veren belli başlı unsurlardan ikisi. Çeşitli hanedanlıkların saray hayatını ve protokolle ilgili geleneklerinin canlı bir anlatımını da buluyoruz Yaratılış'ta. "Çok farklı gözlüklerle dolaşan bir seyyah" da diyebiliriz Spitama için. Kimi zaman diplomat, kimi zaman sosyolog, kimi zamansa kutsal doktrinleri inceleyen bir gözlemci olarak çıkıyor karşımıza (Spitama'nın romanda Pers İmparatoru Dara ve halefi Kserkes'in elçisi olduğunu da belirtmekte fayda var).
BİR ÇIRPIDA OKUNUYOR Saray teşrifatıyla ilgili olduğu kadar alelade bir insanın günlük yaşamıyla da ilgili ayrıntılarla dolu Spitama'nın anlatısı. 2 bin 500 yıl öncesinin dünyasında, insanların günlük hayatını belirleyen maddi ve manevi çevreyi böylesine canlı bir şekilde görünce insan, Gore Vidal'in tarihsel romancılığındaki orijinal yanı düşünmeden edemiyor. Anlatının merkezinde dini ve felsefi düşünceler bulunsa da, bunlar Yaratılış'taki hikayenin yani Cyrus Spitama'nın uzun yolculuklarla şekillenen hayatında odaklanan ve romanı bir çırpıda okumamızı sağlayacak olayların temposunu geri plana itmiyor. Gore Vidal, tarihin en ilginç dönemlerinden biri olan M.Ö. 5. yüzyıla dönerek, medeniyetin bin yılına şekil veren düşünceleri aydınlatıyor Yaratılış'ta. Tarihsel roman sevenlere duyurulur. Geçen hafta Everest Yayınları'nda editör Sırma Köksal'ı ziyaret etim. Köksal, Canan Parlar'ın kitabından bahsetti. "Sıfır Baskı" bir ilk roman olmakla birlikte, genellikle ilk kitaplarda görülen acemilikleri hiç barındırmıyor. Bu yalnızca dildeki, kurgudaki ve atmosfer yaratmadaki yetkinlikten kaynaklanmıyor. "Sıfır Baskı" edebiyatın ve yayıncılığın kendine sorduğu soruları da içeriyor. Özel anlamda romanın, genel anlamda yazma ve yayımlama uğraşının temel kaygılarına ilişkin göndermeleri var. Bu nedenle çok ilginç ve olgun bir ilk roman olduğunu düşünüyorum kitabın. Aslında gizemli ve karmaşık bir polisiye kurgunun peşine takılıp heyecan ve merakla soluk soluğa okuyoruz bu romanı. Başka bir deyişle, bu kitabı mutlaka edebiyatı ve yayın dünyasını tartışan bir kitap olarak okumak zorunda değil okur. İsterse bir macera romanı olarak da görebilir. Ama yalnızca macera romanı okumaktan daha fazlasını isteyenleri de ilgilendiriyor. En önemlisi hayatının roman olduğunu iddia ederek sayfalar doldurmayan, otobiyografik malzemesini üstümüze boca etmeyen, onun yerine edebiyatın malzemesiyle hesabını gören bir yazar Canan Parlar. Sırma Köksal yeni geldiği Everest Yayınları'nda yeni bir yazarın ilk romanı "Sıfır Baskı"yı yayına hazırladığı için çok mutlu.
ÖZETLENEMEYEN ROMAN Tuna Kiremitçi'nin 2002'de yazmaya başlayıp 2005'te bitirdiği yeni romanı "Yolda 3 Kişi" bu ay Doğan Kitapçılık'tan çıkıyor. Tuna Kiremitçi kitabını ilginç bir şekilde özetliyor. Romanın özelliklerinden biri, 'özetlenemez' oluşu; klasik anlamda bir hat üzerinde ilerlemiyor olaylar. Genel olarak, "üç insana ilişkin üç uzun yol öyküsü" diyebiliriz. Bu öyküler iç içe geçiyor, yara izleriyle birbirine bağlanıyor ve bir roman örgüsüne doğru ilerliyor. Berlin, La Rochelle, Atlantik Okyanusu, Botan Vadisi, İzmit Körfezi ve İstanbul sokakları fon oluşturuyor. Öyküler yetmişli yıllarla yakın geçmiş arasında gidip geliyor, anılarla, yazarın saptamalarıyla ve geri dönüşlerle katmanlanıyor. 'Yakup', 'Leyla' ve 'Halil' başlıklarını taşıyan üç ana bölümden oluşuyor eser. Bu bölümlerden her biri bağımsız, uzun öykü olarak da ele alınabilir. Ayrıca, tarihselliğin gündelik insan ilişkilerine etkileri üzerine bir roman olarak da görülebilir 'Yolda Üç Kişi'. Kitabı daha önceki Tuna Kiremitçi romanlarıyla karşılaştıracak olursak, müzikal bir metafora başvurabiliriz belki; "Onlar belli bir biçimde eski Rock baladlarını andırıyordu. 'Yolda Üç Kişi' ise daha çok oda müziği". Türk edebiyatının iki önemli ismi Leyla Erbil ve Hulki Aktunç, kitaplarını artık Okuyan Us Yayınları'ndan çıkaracak. Erbil ve Aktunç'un daha önce yayınlanmış kitapları da yazarların kendi dizileri halinde, özel tasarımla yeniden basılacak. Hulki Aktunç'un daha önce yayınlanmış Argo Sözlüğü, Erotologya gibi eserleri genişletilmiş haliyle okurla buluşacak. Leyla Erbil'in de Okuyan Us Yayınları'ndan çıkacak yeni kitabı "Üç Başlı Ejderha" olacak.
Sayım Çınar
|
|
|
|
|
|
|
|
|