| |
1 Nisan şakaları
Kabak tadı verdi gerçi şu 1 Nisan şakaları ama bazen takılmadan da edemiyoruz. Bizim memlekete bakarsanız aslında her gün 1 Nisan! 95 yılının nisan ayında, Çiller hükümeti 16 bin lira civarında olan Amerikan Dolar'ını bir gecede 42 bin liraya çıkartınca millet neye uğradığını şaşırmamış mıydı? Onunla kalmadı kısa bir süre sonra Tansu Hanım, büyük tekelci sermayeye karşı "proleter devrimci mücadele" başlatınca, gerçek devrimcilerin ağzı bir karış açık kalmıştı. Erbakan Hoca, 40 küsur yıllık politik hayatının en sonunda bileğinin hakkıyla başbakan olduğuna sevinirken, Cumhurbaşkanı Demirel, bir punduna getirip mühürü elinden almamış mıydı Hoca'nın? Al sana koç gibi bir 1 Nisan daha! Düne kadar Başbakan Erdoğan'a Allah ne verdiyse manşetten giydiren Star gazetesi, şimdi yarı resmi El Ahram gibi aynı Erdoğan'ın politik vecizelerini manşetten dayayarak halkı aydınlatıyor. Aslında sürmanşet yakışır ya, nasıl akıl edemiyorlar, hayret. Ben size başka bir 1 Nisan daha anlatayım da nerenizle gülerseniz gülün. Rahmetli Turgut Özal' ın "ailesinin" televizyon dizisi çekiliyormuş, ona bir şey diyemem, isteyen seyreder, isteyen seyretmez ama asıl 1 Nisan şakası ANAP'ın geri dönüşünde yaşanmakta! Politikayı dikkatle izleyen herhangi bir köy muhtarı bile, " iyi saatte olsunlar" dan ekstra bir katalitik etki gelmediği takdirde en aşağı 2010 yılına kadar, Erdoğan'ın iktidarını tepeleyecek bir siyasi gelişme beklemezken, 35 milletvekili transferinin ANAP'ı mezarından çıkartacağını iddia etmek, bu ülkede yapılmış en büyük 1 Nisan şakası olsa gerektir. ANAP, Turgut Özal Çankaya'ya çıktığı gün ölmüştü ama bu memlekette reenkarnasyona inanmak da serbest! Dönelim bizim 1 Nisan'larımıza. 197778'lerde, öğrenci gençlik, " halk iktidarının" objektif ve subjektif şartlarının tamamen olgunlaştığına tamamen inanıp iktidar hazırlıklarını sürdürmekteyken, Evren Paşa bir gecede patlattı 1 Nisan şakasını, ertesi gün de evlerinde saklanan 100 bin devrimciyi kışlalara topladı. Bir tek şeyi yanlış yaptı, işkenceler ve yargılamalar yoluna gitti, aslında gençleri askere almakla yetinseydi, çok daha hayırlı bir iş yapmış olurdu. Gençler sokaklarda birbirlerini kovalamaktan piyade eğitimine de hayli hazırlıklıydılar. 12 Eylül'den paçasını kurtaranlar sonradan gıcıklık olsun diye, 68 kuşağına nazire, bir 78 kuşağı oluşturup, çektikleri acıların adını koymakla bahtiyar oldular. Bizim tarihimiz bu nevi 1 Nisan şakaları ile doludur. Ciheti askeriyemiz de en fazla şakayı Baba'ya yapmıştır. Baba da şakadan anlar, 6 defa gitmiş her defasında geri dönmüştür. Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı da gerçi 19 Mayıs'tadır ama esaslı bir 1 Nisan şakasıdır Osmanlı Sarayı'na... Padişah hazretleri, Paşa'nın Anadolu'yu teftişe gittiğine inanmaktaydı, meğerse öyle değilmiş! Ya Enver Paşa'nın durup dururken Odesa'da uyuyan Rus donanmasını bombalattırıp, savaştan bitap düşmüş Osmanlı'yı koca bir harbe sokmasına ne demeli? Bizim hayatımız 1 Nisan! Son şakayı da Erdoğan Hükümeti patlattı. Yeni TCK korkusuyla bütün basını bas bas bağırttırdılar, tam 1 Nisan'a gelindiğinde bir gecede geri çektiler. Bundan güzel şaka mı olur?
|