| |
|
|
Kapıyı anahtarla açmak..
32 yaşında bir BEKAR öğretmenim. Bekarı büyük harflerle yazdım çünkü halimden bir şikayetim yok (tu). Açık söylemek gerekirse ben sizin yazılarınızı takip etmem. Çok da ilgilenmem. Çünkü sizi sadece futbol yorumlarınızla izler olduk. Futbolla da ilgilenmediğim için yazılarınızı ve sizi takip etme gereği görmedim. Ancak son zamanlarda TV8'de Sunay Akın, Nebil Özgentürk ve Haşmet Babaoğlu ile girdiğiniz sohbetler ilgimi çeker oldu. İyi bir televizyon izleyicisi olmadığım için genelde günlerini unutsam da seyretmeye başladığımda kendimi alamıyorum. Şiir tadında bir program. Harika. Sonra dün kitapçıda gezerken "Kapıyı Anahtarla Açmak" adlı kitabınıza rastladım. Eğer programlarınızı izlemiş olmasam elime bile almayı düşünmeyeceğim bir kitaptı. "Bakalım ne yazmış Hıncal Abi" deyip elime aldığımda, ilk önce arka kapağı okudum. Okumaz olaydım. Olduğum yere çakılıp kalakaldım. Yazının başında bekarlıktan bir şikayetim olmadığını belirtmiştim. Ta ki o arka kapağı okuyuncaya kadar. Bu kadar mı yürekten vurur insanı bir yazı. Meğer kendime yalan söylüyormuşum. Hep o içimdeki isteği bastırmak gibi bir kaçış yolu arıyormuşum. Affedersiniz ama bu şekilde söylemeden edemeyeceğim. Ağzımın orta yerine ettiniz. Hayatımda kendimi bu kadar yalnız hissettiğimi hiç hatırlamıyorum. Sonra satın aldım kitabı eve geldim. Hemen okumaya koyuldum. Okudukça da daha bir kahroldum. Onlar ne güzel, insanı ne kadar yürekten yakalayan yazılar öyle. Akşam bitiremeyince okula aldım götürdüm "Ders aralarında okurum hiç olmazsa"diye. Okudukça yalnızlığım tokat gibi çarptı yüzüme. Bir şey daha var tabii. Sizi bu zamana kadar okumadığım ve yanlış tanıdığım için kendimden utandım. Sizden bir ricam olacak. Eğer bundan sonra bu tipte bir kitap yazacaksanız üzerine şöyle bir uyarı notu iliştirin görülecek şekilde. "Dikkat bu kitap aşırı dozda sevgi ve duygu içermektedir. Taş kalpliler ve yalnız olanlar için zararlıdır." Şaka bir tarafa yazılarınız ve sohbetleriniz için teşekkürler. Sizi bir futbol eleştirmeni olarak görmekten çok bu yönünüzle görmek daha güzel. TV8'deki programınızı beraber yaptığınız tüm üstadlara ve de böyle bir programı yayınladığı için TV8 yöneticilerine de saygılar ve teşekkürler. Sağlıcakla kalın.
Size aynen naklettiğim mektup İsmet Seçkin hocamdan.. Kapıyı Anahtarla Açmak, benim artık kitap yazmaktan vazgeçtiğim bir dönemde, hele sevgili Editörüm Hüsnü Terek de kendini emekli edince "Bitti bu iş" dediğim zamanda yayınlandı.. Zerre katkım yok.. Alfa kitap evi Nebil'i bulmuş.. Nebil, Yasemin'i ayarlamış. Yasemin bütün yazıları seçmiş, kitabın adını da koymuş, Alfa Kitapevi'nden Rana Gürtuna ile işbirliği yaparak.. Kitabın çıktığını, Günaydın ilavemizdeki bir haberden öğrendim iyi mi?.. Sonra bir gün, galiba Hürriyet'in yayınladığı bir listede, ilk onda, dördüncü sırada gördüm.. Yığınla kitabım çıktı bugüne dek.. Yığınla baskı yapanlar oldu. İlk defa adım listede.. Şaşmadım.. Çünkü yağmur gibi email yağıyor kitapla ilgili.. Hemen hepsinde rivayet muhtelif, ama maksut ayni.. Hüngür şakır ağlamışlar.. Ellerine aldıkları gibi bitirmişler.. Niye 160 sayfaymış kitap da 360 sayfa değilmiş.. Ama ikinci defa okurken de ayni zevki almışlar.. Daha neler neler.. Nasıl keyiflendim, nasıl coştum bu emailleri okurken bilemezsiniz.. Sonra içlerinden birini seçip yayınlamak istedim. Çok, ama çok zorlandım seçerken. Çünkü herkes o kadar güzel yazmıştı ki, duygularını.. Sonunda İsmet hocamınkinde karar kıldım.. Nasıl mutluyum bilemezsiniz, bir kitapla sizlere bu duyguları yaşattığım için.. Teşekkürler Yasoş, Rana, Nebil, Alfa Kitapevi.. Sabah.. Emeği geçen, payı olan herkes, her kurum.. Kitabımı kapış kapış alan, listelere sokan sizleri de unutmadan.. Bugünlerde böyle bir coşkuya, morale hem de nasıl ihtiyacım vardı.. Sağolun, dostlarım benim..
|