Geçen yılki rekorun ardından ekonomide bu yıl yüzde 3.5-6 büyüme bekleniyor. Oran yüzde 5 olur ve AB normlarına göre kayıt dışı da hesaba katılırsa kişi başına gelir 6 bin dolara ulaşacak.
Bu hesapla 6 bin $'a ulaşacağız
Milli gelirde kayıtdışı ekonominin de hesaba katıldığı AB standardına geçiyoruz. Yüzde 5 büyüme ile 4 bin 600 dolar olması beklenen kişi başına düşen milli gelir yeni hesapla 6 bin doları bulacak.
Milli gelirde Cumhuriyet tarihi rekorunun kırıldığı 2004 yılının ardından, bu yıl da inanılmazı güç yeni rekorlar kırılacak. Peki rekor nereden gelecek? Bu yıl milli gelir hesaplamasında Birleşmiş Milletler normu yerine Avrupa Birliği normu kullanılacak. Artık hesaplara Türkiye'nin kayıtdışı ekonomisi de girecek. Böylece 2005 yılında milli gelir öngörülenin yüzde 30- 35 üzerinde çıkacak. Eski hesaba göre 2005 yılında Türkiye'nin büyüme rakamı tahminleri yüzde 3,5-6 arasında değişiyor. Bu tahminin tutması ve dolar kurunda olağanüstü bir gelişme olmaması koşuluyla kişi başına düşen yıllık milli gelirin yılsonunda 4 bin 600 dolar seviyesine çıkması bekleniyor. Ancak yeni hesapla üçte biri kayıtdışı olduğu kabul edilen Türk ekonomisinde bu rakamın 6 bin dolara kadar yükselmesi olası.
EKONOMİNİN ZOR YILI 2004 yılında Türkiye'nin yaşadığı yüzde 9.9'luk rekor büyüme yılının ardından bu yıl, ekonominin vites küçültmesi bekleniyor. Bu başta otomobil ve buzdolabı, televizyon ev eşyaları vs.. gibi dayanıklı tüketim mallarına olan talebin düştüğü geçen yılın son çeyreğinde ortaya çıkmıştı. 2004'ün son üç ayında, özel tüketim harcamaları geçen yılın aynı dönemine göre sadece yüzde 3,6 arttı. Oysa bir önceki yılın son çeyreğinde bireylerin tüketim harcamalarındaki artış yüzde 10'un üzerindeydi. 2004'ün 9 aylık bölümünde ise tüketim harcamalarındaki artış ortalama yüzde 12.7 seviyesindeydi. Ata Yatırım Başekonomisti Altuğ Karamenderes söz konusu trendi '2001 kriziyle birlikte ertelenen, biriken talep artık karşılandı. İnsanlar doydu' diye açıklarken, 'büyümeye yeni bir motor gerekiyor' görüşünü dile getirdi. Karamenderes'in işaret ettiği trend içerisinde otomobil gibi ürünlerin de bulunduğu dayanıklı tüketimde yaşanan
düşüşle de ortaya çıktı. 2003 yılında otomotiv sektöründeki patlamaya da bağlı olarak yüzde 24 artan dayanıklı tüketim, 2004 yılının son çeyreğinde yüzde 5.7 geriledi. Otomobil satışlarının geçen yılın ikinci yarısında yüzde 31 gerilemesi etkili oldu.
YENİ KURTARICI İNŞAAT OLACAK 2005 yılı Türkiye'nin ekonomisi için 'zor yıl' olacağı neredeyse ekonomistlerin tümü tarafından kabul ediliyor. ABD'nin faiz oranlarındaki artışa bağlı olarak dünya ekonomilerinde ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde büyüme rakamlarında daralma bekleniyor. 2005'te yüzde 5 olan dünya ekonomilerinde ortalama büyümenin 1-1,5 puan düşmesi öngörülüyor. Böylesi bir yılda, Türkiye'nin ihracata dayalı büyüme performansının 2004'ün gerisinde kalması bekleniyor. Tam bu noktada 1999 depreminden bu yana üzerine ölü toprağı serpilmiş olan inşaat sektöründe yaşanan kıpırdanmanın, sürmesi ve hatta artmasıyla ekonomide büyüme hızının artabileceği öngörülüyor. 1999 yılından 2004 yılına kadar sürekli küçülen inşaat sektörü 5 yıl sonra ilk kez 2004 yılında yüzde 4,6'lık büyümeyi yakaladı.
MORTGAGE BENZİNİNE İHTİYAÇ VAR DİE'nin rakamlarına göre geçen yılın ilk 9 ayında verilen inşaat izinleri önceki yıla gore yüzde 41 arttı. Bu artış oranı 2003 yılında yüzde 12 seviyesindeydi. Uzmanlar, yüzde 41'lik artışın 2005 yılına yansıyacağı yorumunda bulunurken, konut finansmanı önemine dikkat çekiyorlar. Bu noktada Türkiye'nin her yıl 500 bin yeni konut ihtiyacını hayata geçirecek mortgage sisteminin devreye girmesi ve buna bağlı olarak yabancı mortgage fonlarının Türkiye'ye yatırım yapması şart görünüyor. Kısacası Türk ekonomisi büyümesinin yeni motoru inşaat sektörü olacaksa, bu motorun yürümesi için de 'mortgage benzinine' ihtiyaç duyulacak.