Derin devlete tıbbi yorum
28 Mart 2005 Pazartesi. Saat 19:30.
Güniz Sokak-31'in telefonları kitlendi. Demirel'i "çeşitli çevrelerden, çeşitli illerden" arayan arayana... Sabah erkenden SABAH'ı okuyan, Demirel'in "derin devlet" değerlendirmelerini öğrenen, telefona sarılmış. Demirel de bizi aradı. İşte, röportajın yayınlandığı ilk günün sabahındaki "sıcağı sıcağına" konuşma.
Demirel: - Konuşmamız herkesin ilgisini çekmiş... Bunun sebebi var. - Nedir? - Derin devlet ve devletlerin çöküşü, yüzyılın meselesi... Ukrayna... Kırgızistan... Hep bu.
Sayın Demirel, derin devletin varlığını ne zaman fark ettiniz? - 1979'da, devlet yönetimi yeniden elime geçince derin devletin farkına vardım. - Nasıl? - Ben şunu savunageldim : İşleyen devlet, işleyen demokrasi, işleyen ekonomi... Ama bir türlü devleti işletemiyoruz. - Neden? - Derin devlet, kurtarıcı rolüne soyunuyor. - Öyleyse, işleyen devlet nasıl olacak? - İşleyen devlet, halkın devlete olan güvenine bağlı... Bu olmazsa, halkın demokrasiye olan güveni de sarsılıyor... Ve yönetmek zorlaşıyor... Yine derin devlet, devreye giriyor.
Demirel: - Devlet, sadece bir hukuk olayı değildir... Hukuk ve siyaset birlikte yürüyecek.
Demirel bir süresidir doktorlarla içli, dışlı. Belki o yüzden olsa gerek, derin devlet konusuna, Demirel'in "tıbbi pencereden" bakışı: - İnsan üşütünce orasında, burasında ağrılar başlar... Öksürük, ateş, halsizlik... Yönetim zaafı ile de devlette hastalık başlıyor... Ve derin devlet "ilaç benim" diye devreye giriyor.
|