Din ve kadın
ABD'de bazı kadınların "imam" sıfatıyla namaz kıldırmasına dair haberleri izliyorsunuz. Haberlerde eksik bir yan var. Konunun hiç de uzmanı olmayan biri olarak, "kadınlar imamlık yapar mı, namaz kıldırabilir mi?" gibi bir tartışmaya girmeyeceğim. Her kültürel, hukuki, geleneksel, siyasi, toplumsal, ekonomik veçhenin "değişebilirliği" ne ve "demokratikleşebileceği"ne inancımla, kadınların ve erkeklerin, "doğal sınırlar" dışında, birbirlerinin yapabildiği her şeyi yapabileceğini "teorik" olarak kabul ederim zaten. Ama, dedim ya, esas merakım, o eksik unsur.
İslam'da yahut İslam'ın yorumlarında, İslam'dan kalkarak oluşmuş "dünyevi düzenler" de kadının itilmişliği, dışlanmışlığı, kadının toplumsal imkan ve rollerinin sınırlanmış olması elbette ciddi sorun. Siyasi ve toplumsal yaşamda, kadının "demokratik Batı" ya göre daha az yer bulabilmesi de. O yüzden, "ABD'deki kadın imam" haberleri de, "cenaze namazında saf tutma" örnekleri de, "din pratiğinde liberalleşme" diye algılanırken, bu sorun salt "İslam'a özgü" sanılıyor. Oysa, kadının dinsel pratikte, dinsel hiyerarşide itilmişliği, salt "İslam'a özgü" değil; istisnai durumlar dışında, "dinlere özgü." O yüzden, o haberler eksik. Hem de bayağı eksik. İslam'da kadının namaz kıldırmasına dair haberler, bir yasağın ihlali yahut katı yasakların yumuşatılması olarak okunurken... Kolayca sanılır ki, mesela Katolik dini, Vatikan, kadınların kilisede cemaat yönetmesine, papaz olmasına izin veriyor. Yahut, Musevilik, o açıdan alabildiğine liberal ve eşitlikçi.
Bildiğim kadarıyla, yine ABD'de sadece "liberal Musevilik" denen bir akım içinde kadınlar "haham" olabilirken, Avrupa'da bu çok sınırlı. Sınırın ve yasağın kökünü, "kadının kanaması" ndan ötürü kutsal metinlere taşıyan, bunların kadına "kutsal dilde okuma, yazma ve konuşma"yı bile yasakladığına ilişkin derin bir inanç ve yaygın uygulama mevcut. Avrupa'nın ilk kadın hahamı, 1935'de, Yahudiler için cehenneme dönmekte olan Berlin'de, Regina Jonas. Fransa'da Yahudi cemaati içinde, küçük "liberal" bir grubun ilk ve tek kadın haham olarak 1990'da Pauline Bebbe' yi kabul ettiği, ancak büyük baskı altında kaldığı, ilginç bir deneyim olarak biliniyor.
Hıristiyanlık, sonradan Protestan mezheplerin açtığı gediklere, Aydınlanma, laiklik, devrimler ve ekonomik sürecin gündelik hayatı yumuşatmasına karşılık, "kadın düşmanı" bir tarihe sahip. "Cadı avları" nda Avrupa ve Amerika'da yüz binlerce kadının öldürülmesi, "cadı" simgesinin hala "kadın" olması gibi. Doğrudan, "kadınların aşağı" olduğunu kabul eden bir din tarihi. Vatikan, 2004 yılında arka arkaya, Kilise'de üst düzey danışmanlık görevlerine dört kadın atayarak, "kadın tepkisi"ni yumuşatmaya çalışırken, kadınların papaz olamamasına dair katı kurallarından hiç taviz vermedi. Yani, 2005 dünyasında, öyle ya da böyle, bir "kadın imam" olayı varken bile, Katolik dünyasında benzer dinsel pratik içinde "kadın papaz" yok. Vatikan'a karşı "boşanma, aşk ve kadın sorunu" yüzünden oluşmuş Anglikan Kilisesi, ancak 1992'de "kadın papaz" olabileceğini kabul etti; Vatikan'ın öfkesini çekti. Haberlerdeki "eksik" bu.
Gündelik hayatta "kadın sorunu" İslam dünyasında daha derin olmakla birlikte, "dinde kadın sorunu" bütün dinlere, bütün dinlerin tarihine özgü! Mesele, dinlerin aşırı erkekçe yorumu ve mirası!
|