| |
|
|
Doktoru teşhir etmek...
"YARGISIZ infaz", okurlardan gelen şikâyetler arasında yer tutar. 5 Mart tarihli gazetenin ön sayfasında Ameliyat Öncesi Doktor Tacizi başlıklı haber de bir doktor okurumuzu harekete geçirmiş. Habere göre, Denizli Tıp Fakültesi Hastanesi'nde bir görevli doktor, muayene sırasında bir kadın hastayı taciz ettiği iddiasıyla tutuklanmıştı. Gerek ön sayfa, gerekse iç sayfada doktorun kimliği ve fotoğrafı veriliyordu. "Bu doktor" diyor Şeyda Kaya, "yargı tarafından süreç sonuçlanıncaya kadar suçsuz görülmek durumundadır. Mevcut şartlar bu iken, siz bu haberinizle cezayı kendiniz vermiyor musunuz? Suçlu bulunursa kimliğini verin, resmini koyun, haberini yapın." Hem ön sayfada, hem de iç sayfadaki haberde tutuklanan doktor hakkındaki iddia ve suçlamalar böyle oldukları özellikle vurgulanarak aktarılıyor. Ayrıca doktorun bu iddialara cevabına da yer veriliyor. Haber dengeli. "Suçlu ilan etme" gibi bir beyan içermiyor. İki mesele var: İsim ve fotoğraf. Bunlar etikle bağlantılı unsurlar. Bence isim verilmesinde bir sakınca yok Ama... Kamu hizmeti veren doktorun güvenliği açısından ve beraat edebileceği ihtimali göz önüne alınarak, fotoğrafı basmamak sağlıklı bir tercih olurdu. Şunu da ekleyeyim: Gazetecilere büyük kısıtlamalar getiren yeni TCK'nın yürürlüğe gireceği 1 Nisan tarihinden itibaren bu tür haberleri böyle vermek pek mümkün olmayacak. Soruşturma ve yargı süreçlerine ilişkin haberlerde farklı bir "kişilik hakları" yaklaşımı esas alınacak.
|