Arçelik Genel Müdürü Gündüz Özdemir, "Bütün ürünler birbirine benziyor. Artık hizmetin şeklini değiştirmek gerekiyor. Asıl değerli olan bu" dedi Dünyada "taraftar tüketici" kavramının konuşulmaya başlandığını söyleyen Özdemir ekledi: Biz de bu safhaya geldik. Tüketicimizle duygusal bağ kurmayı başardık.
Arçelik Genel Müdürü A. Gündüz Özdemir, beyaz eşya sektöründe artık ürünlerin birbirinden büyük farklarla ayrılmadığını belirterek, "Farklar azalınca hizmetin şeklini değiştirmek gerekiyor. Bunun çok büyük değeri var" dedi. Gündüz Özdemir, şu ilginç saptamayla devam etti: "Eskiden ortalama ücretli bir çalışanın bir aylık maaşıyla bir çamaşır makinesi alması mümkün değildi. Ama artık öyle değil, fiyatlar düştü. Şimdi önemli olan hizmet. Siz hizmette bir fark yaratabilirseniz müşteri sizi unutmuyor ve size daha bağımlı hale geliyor." Özdemir, dünyada artık "taraftar müşteri" kavramının konuşulduğunu, Arçelik'in de bu safhaya geldiğini anlatarak, "Tüketiciyle duygusal bağ kuruldu" diye konuştu. SABAH Gazetesi'nin geleneksel olarak düzenlediği "İş Dünyası Buluşmaları" na evsahipliğini bu kez 50. yıldönümünü kutlayan Arçelik yaptı. Rahmi Koç Müzesi'nde biraraya gelen SABAH yazarları ve yöneticileri ile Arçelik yöneticileri, Türkiye'nin Arçelik ile başlayan serüvenini konuştu.
YOL BİLE YOKTU Aslında Arçelik'in 50. yılı, Türkiye'nin de sanayileşmesindeki 50 yılın özeti. "Köy yollarında servise çıkan araçların günlerce geri dönemediği olurdu" diye başlayan belgesel bugün gelinen noktayı çok güzel özetliyor. 1959 yılında günde 5 çamaşır makinesi üretildiğinde ortalık bayram yerine dönmüş. Bugün şirketin çamaşır makinesi üretme kapasitesi 3.5milyon. 1974'te 1 milyonuncu buzdolabı ve otomatik çamaşır makinesi üretildiğinde ise halâ şu sözler dolaşıyormuş ortalıkta: "Türkiye'ye yeni markalar gelecek ve yok olacaksınız." Tam 32 yılını şirkete vermiş Genel Müdür Gündüz Özdemir, 50 yıllık tarihin yarıdan fazlasına tanıklık etmekten çok mutlu. Belki de bu yüzden aşılan her engeli, ulaşılan her başarıyı ve hedeflenen her yeniliği, bir şirketle değil de evladıyla gururlanıyormuş gibi anlatıyor... Köylerin elektrikle tanışmadığı, şehirlerin telefon numaralarının 4 rakamı henüz geçmediği, sanayi ürünlerinin ise ithal edildiği bir dönemde yola çıkan Arçelik'in bugünkü hedefi, 5 yıl içinde kendi sektöründe dünyanın en çok tercih edilen 10 markasından birine sahip olmak. Arçelik, Türkiye'nin ekonomik krizlerle boğuştuğu son 4 yıl içinde ciro bazında iki misli büyüdü. 2004 yılında bir önceki yıla göre yüzde 30 büyüyen Arçelik, 1994 ve 2001 krizlerinden yara almadan üstelik de büyüyerek çıktı. "Krizler size yaramış neredeyse..." diye sorduğumuz Gündüz Özdemir, şu değerlendirmeyi yaptı: "Krizler tehlikelerle birlikte fırsatları da içerir. Reflekslerimiz iyi çalıştığı için yara almadık. Tüketiciye yakın olmak ve verdiğimiz hizmetin kalitesi kriz dönemlerinde önemini bir kez daha ortaya koydu."