|
|
|
|
|
Konuşmadan önce çok yutkunuyorum
|
|
Adalet Bakanı Cemil Çiçek hükümet sözcülüğünün bakanlıktan zor olduğunu söylüyor. "Bakanlık sadece beni bağlar" "Hükümet sözcülüğü yaparken ise bütün hükümeti temsil ediyorum. Konuşmalarıma, mimiklerime çok ama çok dikkat ediyorum".
Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile dört gün süren dizi röportajın son bölümünde Çiçek'in hükümet sözcülüğü konumu için düşündüklerini okuyacaksınız. Cemil Çiçek aslında son derece hoşsohbet. Tek zor tarafı ise basın mensuplarına karşı güvensiz tavrı. Her sorunun karşısında "Acaba bunun arkasında ne var?" diye bakıyor. Cevaplarına da yansıyor bu kendini koruma hali. Cemil Çiçek söyleşinin sonunda yeni adliye saraylarının maketlerini de gösteriyor. "Çabuk hizmete açacağız" diyor. Gülümseyerek devam ediyor "Bizde her şey çabuk."
VURGULAR ÖNEMLİDİR
Adalet Bakanlığı mı zor yoksa hükümet sözcülüğü mü?
-Yani şimdi, düşündüğüm zaman, ikisi de zor. Ama galiba hükümet sözcülüğü daha zor. Çünkü bakanlıkta yaptığınız her iş sadece sizi bağlıyor. Hükümet adına yapılan açıklamalar ise bütün hükümeti bağlıyor. Üstelik hükümet adına yapılan açıklamalar sadece iç kamuoyunca değil dışarıdan da yakın bir şekilde takip ediliyor. Orada kullandığınız vurgular, jestler önemli. Hatta mimikleriniz bile önemli. Çünkü herkes size bakarak, şu konuda bunu demek istedi ya da demedi şeklinde yorum yapıyor.
Konuşmadan önce kaç kez yutkunuyorsunuz? Tabii yutkunuyorsanız...
-Tabii ki yutkunuyorum. Çok kez hem de. Neticede büyük sorumluluk taşıyorsunuz. Ayrıca ben kişi olarak son derece titiz birisiyim. Vatandaşın doğru bilgilendirilmesinden yanayım. Yani kimse bana yanlış bir şey söyletemez.
ZAM YOK DEDİM AMA..
Bakanlar Kurulu çıkışında Petrol ürünlerine zam yok" demiştiniz. Ertesi gün zam yapıldı.
-Sizi temin ederim o konu Bakanlar Kurulu'nda konuşulmadı. O yüzden de ben "Bu konu konuşulmadı" dedim. Hükümet ve devlet adına ben bir sorumluluk taşıyorum. Konuşulmayan şeyi çıkıp da konuşuldu diyebilir miyim? Sizin yanıldığınız bir nokta var. Zannediyorsunuz ki hükümet icraatlarının hepsi Bakanlar Kurulu'nda konuşuluyor ama öyle değil. Bazı işler var ki sadece bakanın kendi tasarrufudur.
Bakan kendi tasarrufunda olan icraatı, örneğin zam haberini, halktan önce hükümet sözcüsüne bildirmez mi?
-Hayır. Belli bir rutinde değildir bunlar. Zaten her şeyi bana bildirmeye kalksalar ben boğulur kalır kendi işlerimi yapamam. Bazen zam konuları değişiklik gösterebiliyor. Dolara ya da dış etkenlere bağlı olarak bazı icraatlar gerekebiliyor.
Bir gün önce "Zam yok" diye açıklama yaptınız ertesi gün zam haberi geldi. Siz ne hissettiniz peki?
-Kötü hissettim, o yüzden tekrar çıkıp "Ben size doğruyu söyledim, gerçekten de içeride bu konu konuşulmadı" diye açıklama yaptım. Hem hükümet sözcüsü olarak hem de Adalet Bakanı olarak kamuoyundaki imajım son derece önemli benim.
Önemli bir konuda açıklama yapacağınız zaman ne oluyor peki?
-Onu önceden istiyorum. İlgili bakanlığın konuyla ilgili çalışmasını, araştırmasını önceden inceliyorum. Benim hükümet sözcüsü olarak diğer bakanlarla ters düşmemem, dilde bir olmam gerekiyor.
OTUZ YILLIK DOSTUM
En son İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ile bir polemik yaşamıştınız. Siz polise "Mazeret bulmasınlar" deyince arkadaşınız Aksu'dan tepki gelmişti.
-Ya o iş olacak iş değil. 30 yıllık arkadaşım o benim.
Ne yaptınız, telefon edip gönlünü mü aldınız?
-Zaten yan yana oturuyorduk o konuşmalarda. Birbirimizle şakalaştık canım. Mümkün değil aramızda bir şey olması.
Hiç gerginlik yaşamadınız mı yani?
-Hayır canım. O sözde gerginlik hep sizin, yani basın mensuplarının attığı jiletler. Epey yaramız var bu jilet hususunda. Onun için de size karşı çok dikkatli olmaya çalışıyoruz.
İyi de biz de gazeteciler olarak mesleğimizi yapmaya çalışıyoruz. Kötü örnekler var olabilir ama bu her gazetecinin sizin tabirinizle jilet atmaya hevesli olduğunu göstermez ki... Siz de biraz ayrımcılık yapmıyor musunuz yani?
-Tabii bütün gazeteciler demedim. Sizi tenzih ederek söylüyorum ama basının çoğunda aynı durum var.
|
|
|
|
|
|
|
|
|