|
 |
 |
 |
|
| Çiçek: Herkes aynaya baksın
|
|
Adalet Bakanı 1 Nisan korkusuna sitem etti: "Hem kural dışı yaşa, hem de huzur olsun, böyle bir beleş var mı?"
'Herkes lütfen aynada kendine baksın'
'1 Nisan'da ne olacak?' demek yerine kural dışı yaşama alışkanlığından vazgeçmemiz gerekir' 'Her kesimden hukuka ilgi, yasaların değişmesi için oluşan iç talebi de gösteriyor'.
* "Polis şikayet etmesin, yönetmeliklerle işlerini çözeceğiz" dediniz. Ya hakim ve savcılar?
- Şikayet edebilecekleri hususlar olabilir. Mesela çapraz sorgulama diye bir sistem geldi. Avrupa'da en çok eleştiri aldığımız konu buydu. "Niye tanığa bir soru sorulacakken hakimden izin alınıyor?" Bu adil yargılama ile bağdaşmıyordu. Şunu unutmamak lazım. Türkiye'nin verdiği kararlar artık Türkiye'de kesinleşmiyor, Türkiye'de kararı veriyorsunuz, İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidiyor. O mahkeme, sizin kararınızı, İnsan Hakları Sözleşmesi'ne göre bozuyor.
YARGIDA EĞİTİM SÜRECİ
* Bir anlamda, hukuk alanındaki değişiklikler İnsan Hakları Mahkemesi'ne daha az dava gitmesini sağlayacak, öyle mi?
- Evet. Bir kere oradaki adil yargılama ilkesine aykırı bulunduğunuz zaman sicilinize kötü not düşülüyor. Türkiye hiç durmadan çil çil dövizler ödüyor. Unutmamak lazım Türkiye'de yasaların değişmesi yetmez, zihniyetimizin de değişmesi gerekir. Ben de onun için dedim ki, babadan kalma usülle çiftçilik yapmıyoruz artık, şartlar değişti...
* 1 Nisan'dan sonra uygulamaların düzgün bir zeminde yürüyebilmesi aşamasına ne kadar sürede varılacağını düşünüyorsunuz?
- Teşkilatların, yargının, güvenlik güçlerinin sistemi ne kadar kısa sürede özümsediğiyle ilgili bir durum bu. Savcılarımız, hakimlerimiz eğitimden geçiyor. Türkiye'nin dört bir yanında eğitimler yapılıyor. Ümit ediyorum bu eğitimler başarılı olacak.
'HERKES HUKUK İSTİYOR'
* Yasanın ilgilendirdiği her kesimde bu eğitim veriliyor mu gerçekten?
- Tam olarak bilmiyorum, ümit ediyorum. Bana gelen davetiyelerden anlıyorum bu yönde bir çaba olduğunu. Eskiden adli yılın açılışında sadece yargının sorunları dile getirilirdi. Ya da Yargıtay Başkanı manşetlere çıkacak birkaç cümle ederdi. O vesileyle hukuk birkaç gün daha gündemde kalırdı, o kadar. Şimdi ise herkesin hukukla daha çok ilgilendiğini görüyorum. Her kesimden konuyla ilgili eğitim almak isteyen çok. Emekliliği gelmiş hakim bile konuyla ilgili bilgi istiyor. Bu aslında yasaların değişmesi için oluşan iç talebi de gösterir. Şimdi bu sürecin daha iyi benimsenmesi ve sıkıntıların olabildiğince asgariye inmesinde medyaya çok büyük görev düşüyor.
* Öyle diyorsunuz ama yeni yasayla polisten çok basın mensuplarının elini kolunu bağlıyorsunuz. Çok detaylı inceledim, neredeyse araştırmacı gazetecilik diye bir şey kalmayacak. Örneğin büyük yolsuzlukları, çarpıklıkları gösteren manşetler görmeyeceğiz.
- Ona da geleceğim ama siz de basın mensupları olarak herkes gibi alışkanlıklarınızı değiştirmeyi öğreneceksiniz.
* Ne gibi alışkanlıklardan bahsediyoruz?
- Mesela Türkiye'de kaçak inşaat yaparız, ruhsat almadan işyeri açarız. Zabıta geldiği zaman "Bunu nasıl yasal hale getiririz" diye düşünürüz. Artık bu tür alışkanlıklar geçecek. Artık kendi keyfine göre davranmak yok. Bu kadar kural dışı yaşamaya alışmış bir toplum daha yoktur dünyada. "1 Nisan'da neler olacak?" demek kendi kendimizle alay etmektir. Herkes lütfen bir aynaya baksın. Kurallara uyma, buna karşılık huzur olsun, barış olsun, Türkiye kalkınsın. Böylesine beleş bir dünya nerede var onu ben de bilmiyorum doğrusu.
'SİZDEKİ GÜÇ KİMDE VAR'
* Nasıl gazetecilik yapacağız biz?
- Bir manşetin, bir yazının, bir insanın hayatını nasıl değiştirdiğini öğrenmeniz gerekiyor artık. Bir insanın ömrünü ortaya koyarak elde ettiği kazanımları bir gecede mahvettiğinizi sizin de görmeniz lazım.
* Ama bu yasayla araştırmacı gazeteciliğin önüne geçiyorsunuz.
- Araştırma açısından buna bir engel teşkil edeceğini sanmıyorum ama olursa eğer tabiatıyla yasayı değiştiririz.
* İşlemezse değişir demek biraz ütopik. Yasalar kolay değişmiyor ki...
- Yönetmeliklerle olabilir, icap ediyorsa kanun da değişebilir. Allahaşkına sizdeki güç kimde var? Bu kadar güç Adalet Bakanı'nda, Başbakan'da Cumhurbaşkanı'nda bile yok.
* Cumhuriyet Gazetesi'nde Hikmet Çetinkaya'nın Fetullah Gülen'i konu alan söyleşisi yasaklandı. Buna ne diyorsunuz?
- Şunu görmemiz lazım. Herkesin istediği bağımsız yargı değil miydi? Açıkcası o konudaki kararı görmedim. Ama bence bu işlerdeki çözüm kanun yollarını aramaktır.
* Yasa medya için öylesine ağır ki, nasıl yargıya başvuracağız?
- Dediğim şu, hukukta itiraz yolları vardır. Neticede hangi yazıyı yazarsanız ona göre hakime bir takdir hakkı vereceksiniz. Yani şunu bilin ki, kimse gelip kararlar hakkında bana rapor vermiyor.
* Peki siz hakim ve savcıların atamasına karışıyor musunuz?
- Adalet Bakanı olarak değil ama Hakimler, Savcılar Yüksek Kurulu Başkanı sıfatıyla işin içindeyim.
* Bu durum hakimlerin bağımsızlık ilkesiyle çelişmiyor mu?
- Hakim ve savcı bağımsızlığıyla ilgili dünyada tek bir sistem yok, bizim durumumuz istisna değil Avrupa'da. Bu sistem iyi işliyor mu işlemiyor mu ona bakmak lazım. Bu sistemin de kendi içerisinde ıslah edilmesi gereken birçok yönü var...
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
