SABAH - 01/03/2005 - İyi ki baklava açtım bir lokma bile tadamadım

Şu an 1 Mart 2005 - Salı tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

	Yazarlar

	Günün İçinden

	Ekonomi

	Gündem

	Siyaset

	Dünya

	Spor

	Hava Durumu

	Sarı Sayfalar

	Ana Sayfa

	Dosyalar

	Arşiv

	Etkinlikler

	» Günaydın

	Televizyon

	Astroloji

	Magazin

	Sağlık

	Cumartesi

	Aktüel Pazar

	Otomobil

	Sinema

	Çizerler

Google Arama

	İyi ki baklava açtım bir lokma bile tadamadım
	Gülben ve ben

İyi ki baklava açtım bir lokma bile tadamadım

Hafta sonu 'Altın Oklava' yarışmasında baklava açtım. İstanbul'un baklavacılarıyla birlikte kat kat hamurların arasında endamımla salındım. O kadar uğraştım ama bir lokma dahi baklava tadamadım. Valla yazık oldu....

Benim için çok ilginç bir hafta sonu oldu. Önce Türkiye Ralli camiasının en başarılı ismi Volkan Işık ile İzmit Körfez pistinde ralli yaptım. Arkasından da The Marmara Oteli'nde ülkemizin en önemli baklava ustalarıyla baklava açtım. Bu bir kadın için bir hafta sonuna sığdırılabilecek maksimum kültür şoku anlamına geliyordu. Volkan Işık ile yaşadığım macerayı gelecek haftalarda sizlerle paylaşacağım. Ancak 'Altın Oklava' yarışmasında yaşadıklarımı mutlaka bu hafta paylaşma isteği duyuyorum.

BİR KERE DAHA AÇMIŞTIM
Hayatımın ilk 'baklava açma' deneyimini bir yıl önceki Şeker Bayramı'nda GÜNAYDIN gazetesi Yazıişleri Müdürü İlhan Ak'ın eşi Meltem ile yaşamıştım. Meltem'le fal bakmaktan, birbirimizin omzunda ağlamaya kadar varan güzel bir arkadaşlığımız var. Bulduğumuz yemek tariflerini de birlikte üretip yemeye bayılıyoruz. O tam bir ev kadını olduğu için elinden her türlü mutfak üretimi geliyor. Ve her Şeker Bayramı'nda baklava açıyor. Geçen bayram ben de yardım edeceğim diye tutturdum. Ve birlikte baklava açtık. Çok eğlendim. Bir de kendimle çok gurur duydum.

BAKLAVA SOSYETESİ CANIM
İşte bu duygular

içinde otomobilimi The Marmara'nın otoparkına park etmiş, 'Altın Oklava' yarışmasının yapılacağı yere çıkmaya çalışıyordum ki, çok iyi giyimli dört beyefendi ellerinde müthiş görünen ve harika kokan baklavalarla asansöre doluşuverdiler. Artık doğru yerde olduğuma tamamen emindim. Lakin baklava kokuları burnumu okşayıp duruyordu... Salona girdiğimde çok ciddi bir organizasyon ile karşı karşıya kaldığımı anlamıştım. Ülkemizin tüm 'baklava sosyetesi' oradaydı. Hele jüri başkanı tabelasında 'Güllüoğlu' imzasını gördüğümde daha da bir heyecanlandım. Yıllardır her Karaköy ziyaretime binlerce lezzetli kaloriyle eşlik eden ünlü baklavacının orada var olması hoşuma gitmişti. Bir tek Güllüoğlu mu, aklınıza gelebilecek tüm seçkin baklavacılar oradaydı.

HAYRANLARIM VARDI
Artık ufaktan ufaktan tanınmaya başlıyorum sanırım. Lakin salonda tam 3 adet hayranım beni tanıyıp, yazılarımdan ne kadar keyif aldığını anlattı. Ağırlıklı olarak X-Large arkadaşların bu eğilime girdiğini söylememe gerek bile yok herhalde. Kalabalık arttıkça heyecanım da arttı. Çünkü kafamda dev kukuletam ve önlüğümle yarışmaya katılan tek kadın yarışmacı gibi geziniyordum ortalarda. Ve gazeteci arkadaşlarım benimle röportaj yapmak istiyorlardı. Neyse

yarışmaya 10 dakika kala özel olarak hazırlanmış nişastalı hamurlar salona sokuldu. Yarışmaya katılacak ustalar hafif gerildiler. Benim açacağım hamuru işleme sokabilmek için de aralarında kura çektiler. Çünkü bunu yapan hamuru tanıyıp avantajlı hale geçebilirmiş. 'Yabancı Damat' dizisinde 'baklavacıların piri' olarak izlediğimiz Arif Erkin de oradaydı. Açtığım hamuru kontrol etmekten geri kalmadı. Bu arada yarışma başladı zanneden basın mensupları olay yerine doluşunca hayatımda ilk kez basın mensupları önünde bir tanıtım yapan ünlü bir şahıs gibi hissettim. İnce ince hamurları açarken oklavanın ağırlığı zor anlar yaşattı.

NELER ÖĞRENDİM...
Peki bu deneyimimden neler öğrendim: 1. Baklava açarken sabırlı olmak gerekiyor. 2. Kullandığınız nişastanın kaliteye etkisi büyük. 3. Bence gelecek yıl İstanbul dışındaki, mesela Eskişehir, Mersin, Trabzon gibi yörelerimizden de ustaların katılmasına izin verilmeli. 4. Baklava katlarını açarken sakin sakin üflemeniz gerekiyor. 5. Basın mensuplarına daha çok baklava ikram etmeliler. Lakin ağzıma bir lokma bile baklava değmedi... 6. Evde yapılan baklavanın tadı hiçbir şeye benzemez. (Çin Atasözü)

RAHŞAN GÜLŞAN