Farkımız, düşmanımızı emzirmek
Bugünlerde 'Düşman uyumaz, su uyumaz, ölüler bile uyumaz ama Türkiye uyur' dedirtecek bir çelişki yaşıyoruz. Uğrunda nice şehitler verilmiş 'serhat' şehrimiz Kars'ta mahalli yetkililerle Ermenistan yandaşı birtakım batılı zevat Türkiye ve kardeşleri aleyhine adeta 'kutsal ittifak' oluşturdu. Güncel hedef Ermenistan sınırının açılarak bilhassa Kars üzerinden bu küçücük ülkenin büyük zenginlikleri (!) ile tanışılması! Oysa Ermeni diasporasının yardımları ile ancak karnını doyurabilen 2 milyonluk bir ülkenin Kars'a sunabileceği bereket (!) çaresizlikten bedenlerini satacak bir kısım insanla, yerli işçiden daha ucuza çalışacak zavallı Ermeni emekçilerin serbest dolaşımından başka nedir? Tabii ki ilke olarak herhangi bir komşumuzla sınırlarımızın kapalı bulunmasını istemem. Ancak bir ülke eğer size, başka komşu veya kardeşlerinizin toprağını gasbetmişse onunla iyi ilişki geliştirmeye kalkışmanız, gaflet ve dalalet değil, su katılmamış ihanettir, intihardır.. Bugünlerde Kars'ı Kürt-Türk çatışmasına sahne kılmak kutupçu siyaset uygulayanlarla, birtakım Ermenici ve Kiliseci yabani unsurlar birlikte serhat şehrimizin tarihi kimliğini sorgularken Ermenistan da Karabağ'daki işgalini istila ve istimlak boyutlarına taşımakla meşgul. Sınırlarımızın içindeki şer ittifakı alenen 'Büyük Ermenistan Hayali'ne hizmet ederken Erivan hükümeti de, bütün ilgili uluslararası örgüt ve kurumların resmen Azerbaycan toprağı olarak tanıdığı Karabağ'ı Ermenileştirmektedir. İlgili uluslararası denetçi birimler bu faaliyetleri uydu belgeleri ile tespit etmişken Ankara dahil kimse sesini çıkarmamaktadır. Oysa Kıbrıs'ta katliam tehlikesine maruz Türkleri koruma amaçlı girişilmiş harekat sonucu mülklerinden ayrı kalanlar için, bizim 'Beyaz Türklerimiz' dahil binbir ağız 'hak, hukuk, adalet' naraları atılabilmektedir. Türkiye, Kıbrıs dolayısıyla böyle bir kampanyaya muhatap tutulduğu halde Ermenistan'ın Karabağ'da yaptıklarına tepki koymamaktadır. Hatta yetkililer, Ermenistan'ın Karabağ gaspını ödüllendirircesine Türkiye'nin sınırlarını açması yönündeki dış baskılar karşısında eziklikten kurtulamamakta, adeta suçluluk duygusu içinde görünmektedirler. Kendi adamlarımız ve yetkililerimiz, 'Büyük Ermenistan Hayali'nin icaplarını kovalayanlarla şurada-burada ve şimdi de özellikle Kars'ta işbirliği yaparken yayılmacı Erivan hükümeti Karabağ'ı adeta toptan istimlak etmektedir. Sayılı insaf ehli için Karabağ gaspının son sahnelerinden birkaçını özetleyelim: En son uydu fotoğraflarında görülüyor ki, Karabağ'ın Kelbeçer vilayetinde Türk yapıları yerle bir edilmiş, yerlerine yeni binalar inşa edilmektedir. Azerbaycan Cumhuriyeti'nin yüzde 20'sini oluşturan ve uluslararası belgelere de Türkçe 'Karabağ' diye geçen bölgenin ismi ve bünyesindeki yerleşim birimlerinin isimleri Ermenice kelimelerle değiştirilmiştir. Erivan hükümeti, işgal altında tuttuğu bu topraklarda yoğun bir şekilde göçmen nüfus iskan etmeye devam etmektedir. Bu göçmen siyaseti sayesinde Karabağ'ın Ermeni nüfusunda da önemli bir patlama gerçekleşmiş bulunmaktadır. 1989 sayımında Karabağ'da 90 bin adet olan Ermeni nüfus 2001 sayımına göre 143 bine ulaşmıştır.. Tıpkı Talabani ve Barzani işbirliği ile Kerkük'teki Kürt nüfusun patlaması ve Türkmen nüfusun buharlaşması olayında gördüğümüz gibi.. Erivan hükümeti her kayda ve ilkeye göre Azerbaycan toprağı olan Karabağ'ı gasp işini fiilen tamamlamak üzere göçmen getirme işini diasporanın sermayesi ile gerçekleştirmektedir. BDT'nin herhangi bir ülkesinde yaşayan Ermeni kökenli aile, çok cazip kredi imkanları ile Karabağ'da iskan edilmektedir. Ayrıca İran'dan, Lübnan'dan, hatta Fransa'dan getirilen Ermeni kökenli aileler de vardır. Bu hukuk dışı istila hareketinin ana kaynakları ise Batı Amerika Ermeni Tahsil Fonu, Hayastan Fonu ve Tahran Ermeni Kilisesi Şurası'dır.. Son bir ilginç not da Kuzey Irak'la ilgili.. Ermenistan ve Gürcistan doğumlu olup yapay bir şekilde Kuzey Irak'a taşınmış yaklaşık 15 bin kadar Kürt ailenin Kuzey Irak'tan geri getirilip Karabağ'a yerleştirilmesi için gerekli kaynağı temin işini de, Kürt liderlikleri ile yakın ilişkiler kurmuş 'Taliban' diye anılan şahıs yürütmektedir. Düşman uyumuyor, su uyumuyor, ölüler bile uyumuyor; Türkiye ise, kendisine savaş açmış unsurları öz memesinden emzirmeye devam ediyor..
|