|
|
İletişim parayla değil bilgiyle yapılır
Dünyagöz Hastanesi, cuma günü tam sayfa, kocaman bir ilan verdi: "Büyük adımlarla ilerliyoruz!" Altında imza: Eray Kapıcıoğlu, Yönetim Kurulu Başkanı... Dikkatli okurların, kuruluşlarının itibarlarına özen gösteren iş adamları ve yöneticilerin gözünden kaçmamıştır. Bu sayfada, kamuoyu duyurularının iki kenarı da keskin, çok nadir ve dikkatle kullanılması gereken bir kılıç olduğuna dikkat çeker dururum. TÜSİAD'ın yıllar önce yayınlamış ve o günkü hükümeti sallamış olan duyurusu dışında başarılı olanına, hedefe ulaşanına pek rastlamadım. Bir de belki açılış, cerrahi müdahale veya cenaze töreni sonrası verilen teşekkür ilanları amaca hizmet ederler. Geri kalanı 'kendi krizini kendin yarat' kategorisinde 'vak'a analizi' olarak ele alınabilir. Bunlar genellikle, kriz durumlarında ya da şirketlerin kendileri için kriz olduğu zehabına kapılmaları halinde "Kamuoyuna duyuru" başlığı altında yayınlanırlar. Sayfa tasarımları, İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sırasındaki Alman Nazi Partisi veya Gestapo'nun bildirilerini andırır. Bir farkla ki, bunlarda bir iki aşırı örnek dışında emir verme durumu yoktur. Daha çok 'durumu izah' ederler. Ya da savunmaya geçer, bazen aba altından sopa da göstererek karşı tarafa tehditler savururlar. Bir de 'Bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü?' türleri vardır ki, bu türler en eğlencelileri, parayı en kolay çöpe atanları ve tam tersine iletişimi kendi aleyhlerine çalıştıranlarıdır. Yıllarca KOBİ mantığı ile PR'a neredeyse hiç yatırım yapmazlar, kimse ne kadar saygın da olsa o kuruluşların liderlerini doğru dürüst tanımaz... Sonra bir gün bir bakarsınız gazetede liderin imzasıyla tam sayfa koskoca bir ilan: "Bizim hiçbir suçumuz yok!" ya da "O öyle değil böyle!" ya da "Bakın aslında biz ne kadar büyüğüz!" Dünyagöz Hastanesi'nin ilanı işte bu üçüncü türdendi. Benim ve çevremdeki insanların algılamalarında hem Dünyagöz Hastanesi hem de onun başarılı yöneticilerinin son derece saygın bir yerleri vardır. PR'ı ve reklamı daha az kullanıp, binalarını bir medya gibi görüp, üzerlerine adlarını kocaman kocaman yazmalarını biraz abartılı bulmuş olsam da, pek çok dostumun bu kurumdan çok memnun olduğunu biliyorum ve sadece bu bilgiyle bile pek çok tanıdığıma bu kuruma gitmesini tavsiye ediyorum. Bu ilandan sonra şöyle düşünüyorum: "Yarası olan gocunur!" Biliyorum ki pek çok kimse de benim gibi düşünüyor. Yazık değil mi? Haydi ben ön yargılıyım. Çünkü ne zaman böyle bir ilan görsem, aynı şeyi düşünürüm. Ama fikrini sorduğum herkes de mi önyargılı?.. KOBİ olunabilir. Ama KOBİ mantığını terk etmek gerekir. KOBİ mantığı ile iletişim yapılamaz. Çünkü KOBİ mantığı iletişimden çok ilişkiye inanır. "Her şeyi ben bilirim, iletişim de neymiş"le de olmaz. İletişim, en az finansal süreçler, üretim süreçleri, insan kaynakları, yapısal süreçler gibi uzmanlıkla yönetilmesi gereken bir yapıdır. "Boş ver kardeşim, parasıyla değil mi? Biri bir şey derse basarsın tam sayfa ilanı, herkes her şeyi öğrenir" düşüncesi iletişimde çalışmaz. Uzun vadeli, planlı, programlı, hedefleri belli bir reklam ve PR stratejisi olmadan markanızı korumanız ve geliştirmeniz mümkün değildir. İşinizi mükemmel de yapsanız mümkün değildir.
|