kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
  » Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Hırsızdan bir talebim var ağaçlarıma iyi baksın
Bu hayatta iki kazak bana yetiyor

Hırsızdan bir talebim var ağaçlarıma iyi baksın


TEMA Vakfı Onursal Başkanı Hayrettin Karaca, uluslararası ödüle sahip Karaca Arboretum'undan ağaç fidanları çalanlara işte böyle seslendi... "Benim ağaçlarımı çalanları yazıyorsunuz, oysa toprağı çalıyorlar, haberiniz yok" diyen Karaca, Yalova'daki arboretumun canlı bir ağaç müzesi olduğunu söyledi.

Olacak iş değildi ama oldu. TEMA'nın İstanbul merkezine girip, Hayrettin Karaca'nın odasına yöneldiğim sırada telefonum çaldı. Açtım ve müsait olmadığımı söyledim arkadaşıma. Ama tam 'bay bay' derken, Karaca'nın odasındaydım. Eliyle yüzünü kapattı ve 'olmaz!' dedi. Sonra duvardaki tabelayı gösterdi. Tabelada yazılı olan okey, pardon ve baybay kelimelerinin üzerine kırmızıyla bir çizgi çekilmişti. Hatırlıyorum, bir ağaçlandırma projesi için bulunduğumuz Bodrum'da yine bildiğim halde, Hayrettin Bey'in yanında 'pardon' çıkıverdi ağzımdan. Sonrasını artık düşünün! Toprağa adanmış bir ömür onunkisi. Ama sadece erozyonla mücadele, ağaçlandırma, köylerin kalkınması için mücadele vermiyor Hayrettin Karaca. Bir yandan güzel Türkçe'mizi yabancı kelimelerden arındırmaya çalışıyor. Öte yandan ülke tüketim toplumuna dönüşmesin diye dil döküyor. 82 yaşındaki eski toprak, can dostu 80 yaşındaki Nihat Gökyiğit ve bir avuç çevre dostuyla birlikte kurduğu TEMA'yla yıllardır Türkiye çöl olmasın diye uğraş veriyor. Karaca ve Gökyiğit, Türkiye'de dolaşmadık yer, gidilmedik köy bırakmadı. Köylüye para kazanacağı işler yaratmak için yüzlerce projer ürettiler, şirketleri projelere destek olsunlar diye ikna ettiler. TEMA'da bu işleri büyük bir titizlikle yürüten ekip kurdular ve sonunda 245 bin kişinin gönüllü üye olduğu güçlü bir sivil toplum örgütüne dönüştüler. Birleşmiş Milletler'in verdiği Çevre Ödülü'nün sahibi olan Karaca'nın gözü gibi baktığı Yalova'daki arboretuma gelince... Geçen hafta arboretumun davetsiz konukları vardı. Kimseye görünmemiş ve onlarca ağaç fidesini çalmışlardı. Bizim de sohbetimiz işte bu olaydan hemen sonraya rastladı...

*Karaca Arboretum'undan fideleri, ağaçları kim çalmış olabilir? İyi tarafından düşünüyorum ama yine olmuyor. Doğayı seven ama parası yetmediği için bu fideleri alamayan biri mi? Hiç anlayamadım doğrusu... Sen de biliyorsun, ben de. Şu gün Türkiye'nin girdiği hale bak. Açlık, çaresizlik var. Adamın geçinecek hali yoksa ne yapsın? Satmak için almıştır diye düşündüm. Bu adi birolay tabii. Herkesin başına gelebilir. İnsanların evine giriyorlar.

* Sizin için ağaçlarınız evinizden daha değerlidir diye düşünüyorum yine de. Ağaçlarınızı çalan hırsıza bir mesajınız var mı? Benim bir talebim var hırsızdan. İyi baksınlar ağaçlarıma. Güzel güzel yetiştirsin, göz nuru gibi baksınlar. Arzu ederlerse gelip yine alsınlar. Ama bir tek şartla, iyi baksınlar. Benim derdim de o zaten. Bende durup da ne olacak. Önemli değil bunlar. Toprağı çalıyorlar! Onu yazın. Benim ağacımı çalıyorlar yazıyorsunuz, toprağı çalanları da yazın lütfen!

SABAH OKURU ÜMİT VERDİ

* Kimler çalıyor toprağı?
Herkes! Çalmayan yok. Gidiyor, gidiyor şakası yok. Bu ülke gidiyor, haberiniz olsun. Toprağın yerine bir şey koyamazsınız. Bu toprak her saniye gidiyor, şu an biz konuşurken bile neler kaybediliyor. Bunun hesabı yok. Katrilyonlarca liradan dahi daha değerli toprak gidiyor ve bir daha geri gelmez. Açlığın, yoksulluğun, gelir dağılımındaki adaletsizliğin, çaresizliğin temelinde toprak var. Toplumsal barış topraktan gelir. Aç insanlarla barış kurulabilir mi? Toprak ne yapıyor? Her şeyi veriyor sana. İşini, aşını veriyor. Öyle köylerimiz var ki geriye göç başladı. TEMA olarak projeler yaptık, şimdi istihdam yaratılıyor. Bire bir veren toprağı bire iki, üç verir hale getirmek mümkün. Bunu gördük yaşadık. ABD, Avrupa kendi tarımına sürekli destek verip duruyor ama bize 'vermeyin' diyor. Niye? Kendi çıkarları için. Hala daha gözümüzü açamadık.

* TEMA olarak pek çok köyde sürdürülebilir projeler yapıyorsunuz. Köylüdeki değişikliği en iyi siz bilirsiniz, değil mi? Gidip, görmesi lazım herkesin. Köylü zengin olabilir. Oluyor da. Devlete vergi vermeye başladı. Biz bunu bir çok köyde yaptığımız projelerle kanıtladık. Daha ne olsun! Sizin de bir katkınız var. SABAH okurlarının desteğiyle Erzurum'un iki köyünde yürütülen projeler yöre halkını öyle değiştirdi ki! Şimdi mutlular, çünkü ümitleri var. Onlarabir inanç geldi, 'Biz bu ülkede yalnız değiliz' diyorlar. Bu küçük ama çok önemli bir şey. Sabah okuyucuları büyük moral verdi onlara. Öyle bir şey ki bu, teraziye konup, ölçülecek bir şey değil.

HER YERDEN BİTKİ TAŞIDIM

* Yalova'daki Karaca Arboretum'unu ne zaman kurdunuz?
1980 yılında Yalova'nın Samanlı köyünde fiilen kurdum ama 1970'lerden beri niyetim vardı. İş hayatımın yoğunluğundan ilgilenecek vaktim, ancak kendimi 1980 yılında emekli edince oldu. Bir ev bahçesi olarak başladım. Sonra bilimsel olsun diye arboretuma dönüştürdüm. Orası canlı ağaç müzesi. Bugün çok mutluyum, gerçekten uluslararası düzeyde itibar gören bir bilimsel kuruluş oldu. Uluslararası Dendroloji Cemiyeti tarafından bünyesinde çok nadir ve kıymetli bitkileri barındırdığı, bir dünya botanik zenginliği olarak kuşaklar boyu yaşamasının ve geliştirilmesinin önemini vurguladığı ve değerli bitki koleksiyonlarının korunmasına verdiği katkıdan dolayı IDS Plaketi ile ödüllendirilmeye değer bulundu. Arboretum, Türkiye'den ve dünyadan taşıdığım, getirebildiğim canlı bitki örnekleriyle dolu.

* Dünyada 4 binden fazla arboretum olduğunu öğrendim. Karaca Arboretum'u anlaşılan o kadar özel ki, ender verilen bu ödüle layık görülmüş... Evet, şimdiye kadar sadece 15 arboretuma verilmiş bu ödül.

* Şimdi Yalova Belediyesi'yle birlikte yeni bir arboretum kuruyormuşsunuz. Ne zaman başladınız? 10 yıl oldu. Rahmetli Adnan Kahveci'nin de yardımıyla... O bölgeyi Yalova Belediyesi konut yapmak üzere istimlak etmek istiyordu. Biz çevirdik ve TİGEM onu Yalova Belediyesi'ne arboretum yapılması şartıyla bağışladı. Biraz yol aldık ondan sonra. Benim Karaca Arboretum'u kadar hatta daha bile güzel olacak çünkü, bilgimiz arttı. Dünyaya güzel bir örnek daha getireceğiz. Düşünebiliyor musunuz, Türkiye'de belediye olarak ilk defa ve tek arboretum Yalova Atatürk Arboretum'u olacak. Belediye Başkanıyla birlikte son derece ses getirecek projeler yapacağız. Örneğin, 4 kilometrelik bir yolu cennete çevireceğiz. Sonbahar ve ilkbahar yolu yapacağız.Bütün ağaçları o mevsimleri düşünerek seçiyoruz. Ama tabii çınarlara dokunmayacağız. 9 kilometreyle dünyanın en uzun çınarlı yolu Yalova'da biliyor musunuz?

* Bütün Türkiye'yi dolaşıyorsunuz. Sizi en çok neresi etkiliyor? Her coğrafyanın güzelliği var. Çöl bile bir eko sistemdir. Oradaki hayvanları, bitkileri başka bir yerde göremezsin. Yeter ki bakmasını bilin. Türkiye'nin çok güzel bir özelliği var, dört değil, beş mevsim yaşıyor. Birbirine giriyor. Antalya'da denize girersin, dağlara bakarsın kar var. Ama işte uğruna öldüğümüz topraklara ihanet etmek için elimizden gelen her fırsatı kullanmışız. En verimli tarım alanlarına sanayi kurmaya, konut kurmaya hala daha azimle gidiyoruz.

* Gün içerisinde en çok yaptığınız şey nedir? Okuyorum. Geç yatar, erken kalkarım. Bilginin verdiği gücü kazanmak için okumak zorundayım, dünyada ne olup bittiğini öğrenmek isterim çünkü.

* Sizin yaş grubunuz doğaya inanılmaz saygılı. Çevre için gönüllü olarak pek çok projenin içinde yer alıyor. Peki genç işadamlarında bunu görüyor musunuz? Gördüğümü söyleyemem. Bir genç adam çıktı. 'Ben varsam ülkem var' dedi. Utanmadan söyledi üstelik bunu. Kim olduğunu burada söylemeyeceğim.

* Peki neden gençler bu projelere daha duyarsız? Endişe mi taşımıyorlar? Arada kopukluk var. Yavru TEMA'ları görsen, sana da bir güvence gelir. İnanılmaz. 40 yaş üstü gibi bir grup yalnız kendini düşünüyor.

* TEMA siz ve Nihat Gökyiğit kenara çekilince de yoluna devam edebilecek hale geldi mi sizce? Tabii ki. Bakın Erzurum'daki projeye. Orada bir gönüllü var. Eczacı Haluk Ziya. İşini gücünü bıraktı, projeyle ilgileniyor. Türkiye'de 550 noktadayız. 250 bin kayıtlı üyemiz var. Artık bir hareket olduk. Ben gelecekten ümitliyim. Ama asla siyasi gücümüz yok. Hedefimiz yok. Biz bilinçli bir toplum olmak istiyoruz. Ben Anadolu'nun o mübarek insanına güveniyorum. Devlet hazinesinden bir kuruş harcamadan güç kazanıyoruz. Köylüler çalışıyor. Bağımsızlar.

1 2 3 4 5
 
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 İncirlik'te bomba var mı?
 Hoca 'yoldan' çıktı
 Gölü diriltmek için çay bahçesi
 Sokakta kan akacak polis bakacak
 Şair Kısakürek'in oğluna son veda
 Coşkun Kırca'ya asker saygısı
 Sanıktan tanıklık için izin istedi
 Daha çok çalışmamız lazım
 Haksız tutuklamaya faiz
 Irak'ta bir Türk şoför daha öldü
 Pepe, şehit pilotun ailesini ziyaret etti
 Emeğin Partisi'ne silahlı saldırı
 AB büyükelçilerinin Çıldır Gölü sefası
ERDAL ŞAFAK
Bir istifa öyküsü
AB'nin bir yazılı kriterleri...
UMUR TALU
İki güç modeli
Şu ya da bu liderin "Türk dostu" ya...
İsrail'e göre saldırıdan Suriye sorumlu
Tel Aviv’de düzenlenen intihar eylemi, çatışma fitilini yeniden...
Nükleer tesisleri tünele saklıyoruz
İran'ın baş nükleer müzakerecisi, olası ABD saldırısı ihtimali...
Aslan Tepetaklak: 2-1
Aslan Tepetaklak: 2-1
G.Saray için kabus gibi 2 gün. Önce Aslantepe ihalesi ertelendi.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu