Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), ''Genel Sağlık Sigortası'' yasa taslağının öngördüğü sisteme, Türkiye'nin koşullarının bugün için uygun olmadığını savundu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca gönderilen ''Genel Sağlık Sigortası'' yasa taslağını inceleyen TİSK, bakanlığa iletilmek üzere, taslağa ilişkin görüşlerini içeren rapor hazırladı. Raporda, genel sağlık sigortasının Türkiye'nin gündemine ilk defa 1967'de girdiği belirtilerek, bu konunun ''38 yıldır sürüncemede olmasının temel sebebinin, son derece riskli bir konu'' olmasından kaynaklandığı anlatıldı. Taslağın, ''hükümetin temel hedefi olan sistemi rekabete açmak ve daha etkin sağlık hizmeti sunmaya hizmet etmek yerine, daha devletçi ve monopol bir yapı öngördüğü'' savunulan raporda, ''Oysa sağlık sigortası sistemi, kamu-özel sektör sinerjisini yaratmak zorundadır. Kamunun bu sistemdeki ağırlıklı rolü denetleyici olmak ve herkese mutlaka ulaşılması gereken zorunlu sağlık hizmetlerini sunmak olmalıdır'' denildi. Raporda, taslağın öngördüğü sisteme, Türkiye'nin mevcut koşullarının bugün için uygun olmadığı savunuldu. TİSK'in, sağlık güvencesine henüz kavuşmamış vatandaşların da bu imkana bir an önce kavuşması ve bunun için devletin tüm imkanlarıyla bunun gereğini yerine getirmesini savunduğu belirtilen raporda, şunlar kaydedildi: ''Ülkemiz nüfusunun hiçbir sosyal güvenlik hakkına sahip olmayan yüzde 15'lik bölümünün kapsama dahil edilmesi açısından yararlı olabilecek kanun taslaklarının, uygulamada bazı sorunları da beraberinde getireceği düşüncesindeyiz. Özellikle mevcut sağlık tesislerinin yetersizliği ve kapasitelerinin üstünde iş yüküyle çalıştıkları gündemdeyken, 12 milyon vatandaşımızın daha bu tesislerden sigortalı olarak ücretsiz yararlandırılması halinde, sistem işin içinden çıkılmaz bir hal alacaktır. Dolayısıyla oluşturulacak sistemin, yeni sağlık tesisleriyle desteklenmesi ayrı bir önem arz etmektedir. Bunun için de sağlık alanında 'reform' olarak nitelendirilen sağlık tesislerinin tek elde toplanması, aile hekimliği müessesesinin tüm ülkede uygulamaya geçmesi gibi yeni düzenlemelerin uygulama sonuçları görüldükçe kapsamının genişletilmesi ve ülke çapında yaygınlaştırılmasını sağlayacak bir modelin benimsenmesini isabetli bulmaktayız.''
KURUMSAL ALTYAPI OLUŞTURULMALI
Raporda, genel sağlık sigortasının başarısının, onu yürütecek kuruma bağlı olduğu belirtilerek, kurumun, toplanan primleri iyi yönetebilecek, hizmet sunucularla yapılacak sözleşmelerde bilinçli ve son derece titiz davranacak ve onları denetleyebilecek özerklikte yapılandırılması gerektiği kaydedildi. Sağlık kayıtlarına doğru ve hızlı erişimi sağlayacak teknik altyapının önemi belirtilen raporda, sistemin kontrolü ve sağlıklı işleyebilmesi için aile hekimliğinin etkin işletilmesinin sağlanması gerektiği dile getirildi. Raporda, işçi ve işveren sigorta prim oranlarının, dünya standartlarına göre fevkalade yüksek olduğu ve işletmelerin, yeni yükleri taşıyamayacağı kaydedilerek, genel sağlık sigortasıyla, sağlık hizmetlerinden yararlanamayanlara da hizmet sağlanırken, kendi ödediği primlerle bu imkanı sınırlı da olsa yaratabilen işçi ve işveren haklarının korunması ve yeni mali külfetler getirilmemesi istendi.