Talat, Dışişleri'nde ısrarlı...
KKTC'de, Mehmet Ali Talat'ın başında bulunduğu CTP'nin seçimden galip çıkması sonrası gözler kurulacak hükümete çevrildi. Ada'da CTP-DP koalisyonunun devamı konusunda herkes hemfikir. Böylece, 50 milletvekili bulunan KKTC parlamentosunda, CTP'nin 24, DP'nin de 6 milletvekilinin katılımıyla 30 sandalyeli bir güç oluşturulacak. Koalisyon yapılanmasında, Talat Başbakan, DP lideri Serdar Denktaş da Başbakan Yardımcısı olarak rollerini devam ettirecek. Dışişleri pazarlığı Ancak, Denktaş'ın ikinci şapkası Dışişleri Bakanlığı konusunda CTP içinde farklı görüşler var. CTP, seçim öncesi kendilerinin 19, DP'nin ise 7 milletvekili bulunduğunu anımsatıyor. Seçim sonrası CTP'nin 24, DP'nin ise 6 milletvekili çıkarmış olduğu belirtilerek, bakanlık dağılımının buna göre yapılması gerektiği bildiriliyor. CTP'nin üzerinde durduğu, Başbakan dahil 10 kişilik kabinede, DP'ye eskiden olduğu gibi 4 bakanlık verilmemesi. Bunun yerine milletvekili dağılımı göz önüne alınarak, DP'nin bakanlık sayısının üçe indirilmesi. Yani, DP'de olan bir bakanlığın, yani Dışişleri Bakanlığı'nın CTP'ye geçmesi... Başbakan Mehmet Ali Talat'ın da bu konuda ısrarlı olduğu vurgulanıyor. Neden ise Başbakan Talat'ın geçen koalisyon sürecinde, Serdar Denktaş'tan da kaynaklanmayan bazı nedenlerle Dışişleri Bakanlığı'nda istediği şekilde hareket serbestisi yakalayamamış olması... Bir diğer anlatımla, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın kurduğu bürokratik yapının KKTC Dışişleri Bakanlığı'ndaki hakimiyeti... Buna ilişkin verilen şu örnek ise dikkat çekici: "Serdar Denktaş, babasının ekibi ile çalışmak zorunda kaldı. Sonuçta, onun da benimsemediği bazı icraatlara sessiz kalmayı tercih etti. Örneğin, Karpaz'a bir papaz atanması gerekiyordu. Dışişleri bürokrasisi zamanında işlem yapmadığı için konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gitti ve ceza geldi..." Öyle görülüyor ki, masada en büyük pazarlık Dışişleri Bakanlığı konusunda olacak.
Görev Soyer'e Nisanda yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimine gelince.. Her ne düne kadar kesin bir dille açıklamamış olsa da, Mehmet Ali Talat bu konuda kararını vermiş; Cumhurbaşkanlığı'na aday olacak. Önceki akşam yapılan seçim kutlamalarında, CTP'lilerin attığı şu slogan da etkili olmuş: "Saraya, Saraya Talat ile Saraya.. (Cumhurbaşkanlığına).." CTP yönetimi, seçmenden gelen bu talep karşısında kendilerinin de fazla dayanamayacaklarını kayda geçiriyor. Tabii, burada en önemli etken; Ada'da müzakerelerin Anayasa gereği, Cumhurbaşkanı tarafından yürütülmesi ve son karar merci durumunda bulunması.. Talat'ın Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde Başbakanlık görevine gelecek isim de bugünden belli; CTP Genel Sekreteri Ferdi Sabit Soyer.. Anayasa gereği, Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde Talat'tan boşalan bir milletvekilliği için haziranda seçim yapılması da plan içinde yer alıyor. Başkanlık sistemi CTP, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın da dile getirdiği Başkanlık Sistemi'ne sıcak bakıyor olsa da seçimden çıkan tabloyla bunu gerçekleştirmenin zorluğuna da inanıyor. Çünkü, Başkanlık sistemi için Anayasa'nın üçte iki çoğunlukla değiştirilmesi gerekiyor. Seçimden 19 milletvekili ile ikinci çıkan Derviş Eroğlu'nun partisi UBP'nin de böyle bir Anayasa değişikliğine sıcak bakmayacağı tahmin ediliyor. CHP lideri Deniz Baykal'ın dün partisinin TBMM Grup toplantısında dile getirdiği "Güneydeki gibi bir Ulusal Konsey kurulması" önerisine gelince.. Bunun da seçimden ortaya çıkan tablo ile şu aşamada kolay olmadığı vurgulanıyor. Özetle, KKTC'de her şey bu aşamada koalisyon pazarlığına odaklanmış bulunuyor. Ada'da çözümün nasıl sağlanacağı konusunda ise formül muhtelif.. Güney Kıbrıs'tan gelen sert mesajlara bakıldığında, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğine kadar iki devletli yapının değişimi zor görülüyor...
|