|
|
Kızımla insan oldum
Canlandırdığı tiplemelerle dikkat çeken Peker Açıkalın'la çok özel...
Kızım doğunca insan olabildim
Son günlerin adından en çok söz ettiren oyuncusu Peker Açıkalın, "Amacım zirveye çıkmak değil. Zirvede oksijen azdır" diyor.
Dönüşte bindiğimiz taksinin şöförü "Peker abi buralıdır, iyi tanırım, öyle kimseyle konuşmaz. Siz nasıl ikna ettiniz?" diye sordu Peker Açıkalın'la röportaj yaptığımızı öğrenince... Bu bizim ilk karşılaşmamızdı ve gerçekten de zor bir adam olduğunu kanıtlamıştı görüşmemiz boyunca. Ama onun "zorluğu", daha çok "doğruluğu" hatırlattı bana. Çoğumuzun neredeyse hayatından tamamen çıkardığı özen, disiplin, duyarlılık ve samimiyete sahipti o kadar... "Ekmek Teknesi"nin Cengiz'i, "Hababam Sınıfı"nın psikosu Peker Açıkalın, parlak oyunculuğuyla gerçekten göz kamaştırıyor. Bunu hatırlattığımızda ise tevazuyu elden bırakmadan, sadece "27 yılımı verdim" diyor...
* Rolünüzü bu kadar sahici oynamayı nasıl beceriyorsunuz? Alaylı mısınız, mektepli mi? Ben konservatuar kökenli, alaylı bir oyuncuyum. İlkokul 1'de karar verdim oyuncu olmaya. Liseden sonra konservatuar yetenek sınavına girdiğim gün, aşırı heyecan ve çok çalışmaktan sesim kısıldı. Hocaların karşısına çıktığımda sesim çıkmadı, konuşamadım. Ertesi yıl aynı isimlerin karşısına çıktığımda üstün başarıyla kazandım sınavı.
* Bir süre oyunculuğa ara verdiniz, neden? Ben hayatım boyunca hep tiyatro yapmak istedim, televizyon benim için hiçbir zaman cazip olmadı. Çiçek Taksi kadrosu tiyatroculardan kurulu bir dizi olduğu için oynadım ve mutluydum yaptığım işten. Ama öyle bir dönem geldi ki artık herkes dizilerde oynamaya başladı. Tiyatrocu olmanın bir esprisi kalmadı. Sokaktaki insana sorun, size kaç tane tiyatro adı söyleyebilir? Ama dizileri sorsanız, 94 dizinin adını oyuncularıyla birlikte sayabilir... Bu yozlaşmayı kendi adıma engellemek için ara verdim. Yıllar sonra inandığım, gerçekten içinde yeralmak istediğim bir proje olduğu için "Ekmek Teknesi"nde rol almayı kabul ettim.
* Siz medyadan da hep uzak duruyorsunuz... Ben halkın içinde, onlarla yaşayan bir sanatçıyım. Hiçbir zaman medyanın yarattığı, medyayı yanına alarak varolan bir sanatçı olmak istemedim. Sadece kendi iradem, yeteneğim ve özgür sanatçı kişiliğimle geldim bugünlere.
* Bu şekilde bir yerlere gelmek zor olmuştur sanırım... Eh, 27 yılımı verdim. Bunca zamandır bilfiil çalışarak şimdi konuşma hakkını kazandım. Ben işimi bir meslek olarak değil, misyon olarak görüyorum. Türkiye'de bir yazar yazılarıyla halkını eğitmek zorunda. Oyuncu oyunuyla halkına moral vermek, onu motive etmek, onu düşündürmek zorunda... Bunlardan basın olarak da, medya olarak da, pop müzik olarak da, her alanda uzaklaştığımızı hissediyorum.
ESKİDEN HİPPİYDİM * Sizi keşfetmekte geç kaldığımızı düşünüyor musunuz? Ben hiçbir zaman için zirveye çıkmak için çaba sarfetmedim. Kızımla her haftasonu trekking yapıyorum. Bunun sebebi kızımın ve benim sağlığı, keyfi, dinlencesidir. Trekking'e çıkarken arkama 20 tane kamera takarsam, o dinlence olmaktan çıkar. Amacım zirveye çıkmak değil. Zirvede oksijen azdır... Eğer öyle bir "zirve" söz konusuysa o da Türkiye olamaz. Çünkü eğer sanat bir dağ ise Türkiye onun eteklerindedir. Ne kavuğundan, ne Oscarı'ndan, ne Avrupa sinemasından bahsediyorlar ki...
* Ekmek Teknesi neden başarılı sizce? Ekmek Teknesi görmek istediğimiz ailenin, samimiyetin ta kendisi. Böyle insanlar, mahallleler kalmadı çünkü. Ve bizim yaptığımız insanlara bunları hatırlatmak.
* Dizideki sorumsuz Cengiz tiplemesinin tam tersisiniz adeta... Bunda kızınızın payı var mı? Kızım Şeker benim yaşam enerjim. Ben çocuğum doğmadan önce çok daha teorist, çok daha protest, çok daha içine kapanık, çok daha zor bir insandım... Üniversite yıllarında da hippiydim. Saçlar uzun, komün hayatı yaşardık.
KIZIM HER ŞEYİM * Şeker doğduktan sonra ne değişti? Rahmetli babam ben "Baba ben şunu olacağım, bunu olacağım" dediğimde "Önce insan ol, sonra bir şey olursun" derdi. Belki ben insan olabilmeyi çocuğum doğana kadar beceremedim. O serseri ve genç ruhla bir yaşam sürmüş olabilirim. Ama çocuğun olunca iş değişiyor. Şimdi haberleri, reality şovları ben ona seyrettiremiyorum. Discovery kanaldaki deniz anasını seyretmesi çok daha iyi.
* Ne ifade ediyor Şeker sizin için? Her şey... Ben yıllar önce "2000 yılında bir çocuk sahibi olacağım" demiştim. Ve 2000 yılında Allah bana nur topu gibi bir kız çocuğu verdi. Annesi de aslanlar gibi doğurdu, aslanlar gibi emzirdi. Ama sonrasında biz anlaşamadık, ayrıldık. Velayet konusu da 2 Mart'ta sonuçlanacak.
* Kızınızı annesi Niran Ünsal'ın görmesine izin vermediğiniz, hatta ondan kaçırdığınız doğru mu? Şeker 4,5 yaşında ve ona 4,5 yıldır ben bakıyorum. Annesiyle ilişkisi de devam ediyor. Ancak medyatik insanlar olduğumuz için olaylar medyada çok yanlış yansıttırıldı. Zaman zaman birey olarak biz de sinirlendik ama durum hiçbir zaman yazılıp çizilen boyutlara varmadı.
* Yani Niran Ünsal'la öyle sanıldığı gibi kanlı bıçaklı değilsiniz... Onun takdirini insanlara bırakıyorum. Benim nasıl bir insan olduğumu gördünüz. Herkes bir şekilde yorumlayıp kendi kararını verecek.
* Şeker aşk çocuğu mu? Kesinlikle, ikimizin de sahip olmayı çok istediği, gerçek bir aşkın ürünü Şeker.
* Peki ya siz, siz de bir aşkın ürünü müsünüz? Annemle babam 52 yıllık bir aşk yaşadılar. Mutlu bir aile de, anne babanın sorumluluğunda büyüdüm ben.
* Kızınızın annesinden ayrı büyümesi eksiklik değil mi? Hayır, o gereken her şeyi benim yanımdayken de alıyor. Sevgiyi, bilgiyi, görgüyü, şefkati... Ben kızımı bakıcılarla büyütebilirdim ama yapmadım. Ancak çok mecbur kaldığım zaman anneme ya da ablama bırakırım. Her sabah okuluna ben götürür, ben alırım. Ekip arkadaşlarım da bilir ve çekim saatimi ona göre ayarlarlar. Akşam için ona yemeğini ben pişiririm çünkü.
İlknur Kızıltoprak
|