Dan Brown'ın yeni kitabı İhanet Noktası
Dan Brown, yeni kitabı İhanet Noktası'nda okuru, şifrelerden uzaklaştırıp gerilimin içine çekiyor. Susanna Tamaro da "Rüzgar Ne Diyor"da, Batı'ya uyum sağlayamayan Doğuluları anlatıyor.
Entrika ve tehlikenin romanı
Dan Brown, yeni kitabı İhanet Noktası'nda okuru, şifrelerden uzaklaştırıp gerilimin içine çekiyor. Susanna Tamaro da "Rüzgar Ne Diyor"da, Batı'ya uyum sağlayamayan Doğuluları anlatıyor.
Da Vinci Şifresi ile büyük bir okur kitlesi kazanan Dan Brown, bu kez yeni kitabı ile çok konuşulacak... Satışa çıktığı ilk haftanın sonunda büyük başarı kazanan Da Vinci Şifresi, New York Times'ın 'En çok satanlar' listesine "1 Numara"dan girmişti. Colombia Pictures kitabın film haklarını satın aldı. Kasım 2003'te Altın Kitaplar'ın yayımladığı Da Vinci Şifresi, Türkiye'de de aynı başarıyı yakaladı. Yazarın yeni kitabı nisan ayında Altın Kitaplar tarafından yayımlanıyor. Brown, "İhanet Noktası" ile okuyucuyu gizli, ulusal keşif dairesinden kuzey kutbunun, devasa buzul katmanlarına ve oradan Beyaz Saray Batı Kanadı'nın buram buram güç kokan koridorlarına taşıyor. Bilim, tarih ve politikayı harmanladığı ünlü romanı "Melekler ve Şeytanlar" dan sonra, Brown hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlatan, her köşenin ardında şaşırtıcı sürprizlerle dolu müthiş bir gerilim romanı ile bir kez daha okurları ile buluşuyor. "İhanet Noktası", ustaca yazılmış müthiş bir gerilim romanı. Kitabın konusu da şöyle NASA uydusu, kuzey kutbunda buzların derinliklerine gömülü az bulunur bir nesnenin varlığını belirleyince herkes şaşkına döner.
ÖLÜMCÜL GÜCÜN SALDIRISI Uzun süredir yeni arayışlar içinde bocalayan Uzay Dairesi bu buluşu zafer olarak niteler. Oval ofisin yeni sahibinin kim olacağı belli değildir ama Başkan, Beyaz Saray Gizli Servis analizcisi Rachel Sexton'u, bu yeni buluşun gerçekliğini kanıtlaması için Milne buzuluna gönderir. Karizmatik bilim adamı Michael Tollan ve uzmanlardan oluşan bir ekip eşliğinde Rachel, akla hayale gelmeyen ve tüm dünyayı korkunç ihtilaflara sürükleyecek bilimsel bir sahtekarlığı ortaya çıkarır. Rachel, Başkan'la iletişim kurmadan önce, Michael ile birlikte ölümcül görev gücünün saldırısına uğrar. Gerçeği gizlemek için çalışan, kırıcı ve suikastçilerden oluşan özel ekip, onları ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Ekibin, hayatta kalabilmek için tek bir umudu vardır; bu korkunç tuzağın perde arkasında kimin olduğunu bulmak. Gerçeği öğrendiklerinde ise akıllara durgunluk veren bir ihanet ile karşılaşacaklardır. "Felsefenin Tesellisi"nin yazarı Alain de Botton, bu kez Sel Yayıncılık'tan çıkan "Statü Endişesi" ile temel bir korkuya değiniyor... İnsanda içgüdüsel olarak kendini sevme, kendi ihtiyaçlarına öncelik verme duygusu vardır. İçimizde taşıdığımız ama pek az dile getirdiğimiz bir endişeye ayna tutan Alain de Botton, toplum tarafından el üstünde tutulma arzumuzun ve başarısız olma korkumuzun öyküsünü anlatıyor bize. Başarılı ve "biricik" insan portreleri ve yaldızlı yaşam öyküleri karşısında bizler, görünüşte fırsat eşitliğine ve şansın bizim de kapımızı çalacağına inanıyoruz. Alain de Botton, statü açlığının "ölümcül" olabileceğini söyleyerek başlıyor söze. Endişemizin kökenlerini tarihsel olarak bir bir anlatıp, çözüm önerileri sunuyor. Yazarın tezi şudur; "Taşıdığımız endişenin üstesinden gelmenin en iyi yolu onu anlamaya ve ondan bahsetmeye çalışmaktır." Kitapta statü endişesinin nedenleri "sevgisizlik, snopluk, beklenti, güven" olarak sıralanırken, çözüm bölümünde "felsefe, sanat, politika, Hıristiyanlık, bohemlik" konuları bulunuyor.
NABİLA İLE RAJ'IN GÖÇ SERÜVENİ Can Yayınları, Susanna Tamaro'nun yeni kitabı "Rüzgar Ne Diyor"u önümüzdeki hafta çıkarıyor. Kitap, dört öyküden oluşuyor. Öykülerde, az gelişmiş ülkelerde doğup, çeşitli nedenler sonucu vatanından ayrılmak zorunda kalan insanların çağdaş Batı'nın yaşam biçimine, değerlerine uyumsuzlukları ve bunun getirdiği trajik sonuçlar anlatılıyor. Yazar, çağdaşlık kavramını, gelişmiş ülkelerin insanının katılığını ve değerlerinden kopukluğunu sorguluyor. Mistik öğelere de başvuran yazar, doğaya daha yakın olan az gelişmiş ülkelerin insanlarının doğayla ve doğaüstü güçlerle kurduğu ilişkileri de irdeliyor. İlk öykü "Rüzgar Ne Diyor" da Nabila ve oğlu Raj'ın göç serüveni anlatılıyor. Uzun süre Le Monde des Livres'de edebiyat eleştirmenliği yapan, dostu Jean-Bernard Pouy'la birlikte Poulpe serüvenini yaratan, kara roman ve polisiye yazarı Patrick Raynal, Fransız Kültür Merkezi'nde düzenlenen söyleşiye katıldı. Etkinliğin ardından Patrick Raynal'la bir araya geldik. Sol görüşlü yazarın ilk kitabı Fransa'da 1980 yılında çıkmış. Sevdiği yazarların başında Raymond Chandler var. Kitapları Almanya, Yunanistan, Portekiz, Polonya ve İtalya'da yayımlanmış. Türkiye'de çevirmen Saadet Özen'le görüşüyor Raynal ve ülkemizi çok seviyor. En güzeli de İstanbul'la ilgili bir polisiye roman yazıyor olması. Umarım yayıncılarımız görür ve Türkçe'ye çevirir. Söyleşide bana yardımcı olan Zeynep Peker'e de teşekkür ediyorum.
DÜNYA ÖYKÜ GÜNÜ KUTLANDI Uluslararası yazar örgütü PEN'in Türkiye Merkezi'nin UNESCO'ya yaptığı 14 Şubat'ın "Dünya Öykü Günü" olarak kutlanması önerisi çerçevesinde düzenlenen etkinlik, İtalyan Kültür Merkezi Tiyatro Salonu'nda gerçekleştirildi. Tiyatro sanatçısı Dilek Türker'in sunuculuğunu üstlendiği kutlama, Genel Başkan Üstün Akmen'in konuşmasıyla açıldı. Akmen, "Sanata, edebiyata, insana, insan ruhuna, yaşam ve düşünce biçimlerine, serüvenlere, felsefeye hem katkıda bulunan hem de onlardan kaynaklanan bir edebiyat türü olduğu için öykü, gün olarak kutlanmalıydı" dedi. Rahşan Ecevit'in yazdığı, İstanbul Anadolu Oyuncularının Kurucusu ve Yönetmeni Nihat Yaşar Oktay'ın yönettiği "Pülümür'de Aşk" adlı oyunun provası devam ediyor. Yönetmen Nihat Yaşar Oktay, oyundaki ünlü isimleri "Nazar değmesin" diye açıklamıyor. Martın başında izleyiciyle buluşması planlanan oyunun kitabı Doğan Kitapçılık tarafından yayımlanmıştı.
Sayım Çınar
|