|
|
|
|
|
Zana işi yüzüne gözüne bulaştırdı
|
|
Kitapta Leyla Zana'ya karşı çok ağır eleştirileriniz var. Siz Zana'yı yakından tanıyorsunuz değil mi? -Ben Leyla'yla 86 yılında tanıştım. Aziz Nesin ile birlikte Diyarbakır Kültür Haftası dolayısıyla oradaydık. Bir gece Leyla'yı gizlice getirdiler. Bir yıl sonra, ben Leyla'ya haber gönderdim, "Aday ol seni destekleyelim" diye. Hocam yaşım tutmuyor diye cevap verdi. Taa o zamandan beri tanışırız. Bazı Kürtler geçenlerde bana telefon edip görüşmek istediklerini söylediler. Hayır diye cevap verdim siz Barzanicisiniz, İsrail yanlısısınız, görüşmem.
Leyla Zana'nın da mı öyle olduğunu düşünüyorsunuz? -Leyla'ya ağır söylemedim sadece şunu söyledim. "Sizin artık emekçilerle işiniz yok. Siz Barzani Kürtleri oldunuz. Bizim size ihtiyacımız yok artık Türkiye'deki Kürt politikası için. Ben DGM'de ellerim kelepçeli giderken de aynı şeyi söyledim. "Bu topraklardaki Kürtler Türk'lerden ayrılamaz. Siz olduğunuz için değil benim gibi Türkler olduğu için.
LEYLA ZANA MERT BİR KIZDI Şöyle bir tespitiniz var, diyorsunuz ki 'Hapishanede çok kalan gardiyana benzer ben de yaşadım bunu kendimi rehabilite ettim.' -Herkes zıddına benzer. Bizim zıddımız da hapishanede gardiyandır. Bizimle ne kadar iyi geçinseler de bizin yaptıklarımızı idareye bildirirler. Leyla önceleri mert bir köylü kızıyken... Şimdi yüzüne gözüne bulaştırdı. Gardiyana benzedi o da. Çok açık, ben beş taş oynamıyorum ki eğer mutlaka Barzani'yi istiyorsanız gidin orada kurulmuş bir devlet var zaten. Ama biz burada topraklarımızda kardeşçe yaşamak istiyoruz. Ama bunlar çıkacaklar, Amerika'ya övgüler düzecekler biz bunlara ihtiyaç duymuyoruz.
"Biz" derken kimi kastediyorsunuz? -Bilmem. Bilemem. Herhalde içi benim gibi yananları. Çiçek Hanım eğer bende bu emekçi halka böylesine bir bağımlılık olmasa, niye bu kadar işe bulaşayım? Pasaport alacaksın, gizlice Şam'a gireceksin, ben bir profesörüm. Şam'ın Beyrut'a bağlanan karayolunda bir otomobilde olacaksın bilmediğin Kürtler'le beraber arka koltukta. Elindeki bavulla atla dediklerinde atlayacaksın ve dağa tırmanacaksın.
Apo ile yaptığınız röportajdan bahsediyorsunuz değil mi? -Evet. Bir Yalçın Küçük'ü ortadan kaldırmanın daha güzel bir yolu var mı, başıma her şey gelebilirdi. Ben bilmiyor muyum bunları? Hoş da olurdu ortadan kalkmam devlet için. Ondan sonra bir gün bile "Ey kürtler ben sizin için hapse girdim" demedim. Ben Türkiye için girdim çünkü, kendi halkım için girdim. Ondan sonra Barzani Kürt'ü oluyorlar. Bunu kabul etmiyorum ve onlarla görüşmüyorum.
APO ÜZERİNDE ETKİSİ VAR MI? Apo'nun sizin düşüncelerinizin etkisiyle hareket ettiği söylendi. Böyle bir etkiniz var mı gerçekten de? -Benim böyle bir iddiam yok. Ama onun temel açıklamalarını bütün dünya benim mülakatımla öğrendi. Hala da öyle kabul eder. Abdullah Öcalan büyük bir Kemal Paşa hayranıydı. Dolayısıyla Abdullah Öcalan'ın İmralı diskuru ile bir önceki diskuru arasında sadece üslup farkı vardır, aslında özü aynıdır. Ama şimdi bütün bu konuşmaları ve fikirleri benim etkime bağlıyorlar. Ben kendim bunu iddia edemem. Özellikle Barzani yanlıları bizim Abdullah Öcalan ile aramız iyiydi ama onu Yalçın Küçük Kemalist ve Türkist yaptı diyorlar. Bu onların iddiası tabii.
Bütün bunları yaşarken hiç korkuya kapıldığınız olmadı mı? Aslında ben sık sık bunu dile getiriyorum, korkak bir insanım ben. Eyleme kadar çok korkuyorsun, gerçekten korkuyorsun. Ama oralarda, dağın başında korkmadım ben. Sorumluluk duygusuyla "Benim korkmamam lazım" diye düşünüyorsun. O duyguyla içindeki korkuyu yeniyorsun. O yüzden diyorum bizim artık Leyla'ya şunlara bunlara gerçekten de hiç ihtiyacımız yok artık. Artık görüşmüyorum onlarla.
|
|
|
|
|
|
|
|
|