'Kötülüklerime teşekkür edeceksin'
Türkiye'deki 'ABD karşıtlığı'ndan yakınan Amerikan yetkililerin tavırlarını başlangıçta basit bir 'yavuz hırsız' küstahlığı olarak değerlendiriyordum. Şimdi ise bunun ABD şahinliği tarafından çok ciddiyetle yürütülen bir kampanya olmasından şüpheleniyorum. Yedi başlı ejderha gibi bir mesele, daha doğrusu muamma bu. Türkiye'deki ABD karşıtlığının niteliği ve kapsamı konusunda ciddi bir araştırma olmaması konuyu daha da çetrefilli hale getiriyor. Yüzde 80'lere vardığı belirtilen 'ABD karşıtları'nın tepkileri acaba nasıl bir nitelik ve içerik arz ediyor? 'Karşıt' diyerek tek kelimeyle bir torbaya doldurduğumuz insanlar gerçekte bu ülkeye mi düşmanlar, yoksa -sapla samanı ayırmak için 'ABD şahinliği' şeklinde yaptığım sınırlamaya başvurmasalar da- sadece savaş tamtamcılarına mı tepkililer? Bu yönde bir ölçüm yapılmışken ülkemizde çok yaygın, etkin ve bilinçli bir ABD karşıtlığının varlığına hükmetmek ne kadar doğrudur? Ciddi ve kapsamlı bir karşıtlık olsa, ABD ürünlerine yönelik sivil bir boykot görürdük. Oysa kültür alanında Amerikan film ve müzik yapımları için hala önemli bir pazar durumundayız. Sağlık açısından sorunlu oldukları gittikçe daha da yaygın kabul görmelerine rağmen, genç nesillerimizin Amerikan usulü 'ayaküstü tıkınma' alışkanlığında da pek gerileme yok. En büyük Amerikan sigara üreticisinin Türkiye'de pazar payını yüzde 40'lara kadar yükselttiği ve Tekel ürünleri aleyhine hala yükseltmeye devam ettiği de kesin. Öyleyse ABD medyasından ve siyaset sahnesinden şahinlerin, Türkiye'ye adeta soğuk savaş açmalarını tetikleyen karşıtlık bizim neremizdedir? Neredeyse resmi bir kampanya halinde Türkiye'ye çullanmaya çalışan sivri ABD'liler ne yapmak istiyorlar? Kendi ülkelerindeki sayısız şiddetli muhalifin 'şahin karşıtlığı' yanında bizdeki eleştiriler, su üzerinde yazı yazmaktan daha etkili değilken neden ille de Türkiye'deki tepkiler ana konu haline geliyor? Üstelik bizdeki eleştiricileri fazlasıyla dengeleyen 'iliştirilmiş yorumcu' varken! Hasbelkader benim de aralarında sayılabileceğim Türkiye'deki eleştiricilerin hangisi, sözgelimi tanınmış bir Amerikalı muhalif kadar, ABD şahinliğini zora sokabilmektedir? Bir çırpıda akla gelecek bazı isimleri şöyle bir hatırlayalım: Ünlü yapımcı Michael Moore kadar hangimizin feryadı etkili olabilmektedir? Profesör Noam Chomsky'nin zehir zemberek eleştirileri yanında bizim söylemlerimiz Amerikan şahinlerinin nezdinde El Nino'ya kıyasla üfürük mesabesinde kalmaz mı? Ya profesör Texe Mars'ın yıllardır ABD şahinliğinin farmason ve Siyonist kanatlarına karşı yürüttüğü mücadele? Ya profesör Peter Falk'ın ve profesör Joseph Stiglitz'in siyasi ve ekonomik bakımdan küreselleşmeyi yerin dibine batıran eleştirileri? Ya Mark Phillips ile Chaty O'Brian tarafından yazılan kitabın ABD şahinleri arasındaki sapkınlıklar üstüne yaptıkları etkili yayın? Şüphesiz ABD şahinliği, kendi içlerindeki sayısız şiddetli muhalifin yürüttüğü derin karşıtlık kampanyalarına da tepki gösteriyorlar. Ancak bu tepkiler, bize karşı sergiledikleri soğuk savaş tavrı ile kıyaslanamayacak kadar olağan.. İnsan ister istemez ABD şahinliğinin Türkiye'deki karşıtlık üstüne geliştirdiği bu aşırı hassasiyette bir tür 'bahana arama' tavrı görmek durumunda kalıyor. Çünkü artık bu tavır, 'Türkiye'deki ABD karşıtlığından rahatsızlık duyma' boyutlarını aşmıştır. O kadar ki, bu 'soğuk savaş'ta son yaygaranın sahibi ABD Savunma Bakan Yardımcısı Douglas Feith, hem de Concuil On Foreign Relations (CFR) diye bilinen ve şahinliğin karşıtlarınca bütün dünyada 'küresel çete örgütü' olarak görülen birimde yaptığı konuşma zıvanadan çıkmışlığın belgesidir: -Türkiye hükümeti kendini ülkesindeki ABD karşıtlığı ile mücadeleye adamalıdır! Çağrıya bakın ve hizaya gelin. 'Ülkenizdeki karşıtlığı körüklemeyin, bunu önlemeye gayret edin' demiyor, 'kendinizi bu işin kökünü kazımaya vakfedin' diye emrediyor. Mübarekler, yeryüzü melekleri ya, onlara karşı işlediğimiz eleştiri günahları yüzünden tövbe etmemizi bile yeterli görmüyor, rızalarını kazanmak için birer Protestan mürit olarak yırtınmamızı emrediyorlar. Bunların amacı, Türkiye'deki -hangi ölçüde ise- ABD karşıtlığını gidermek değil, sanki daha da kökleştirip mutlak nefret ve düşmanlık boyutlarına vardırmak! Gel de saldırmak için bahane yaratmaya koyulduklarından şüphelenme!
|