Enerji Bakanlığı'ndaki yolsuzluk iddiaları çok farklı yan etkilere yol açtı. Enerji Bakanı Hilmi Güler, bir önceki siyasi iktidarı bitiren yolsuzluklar konusunda öylesine duyarlı bir çizgideydi ki her fırsatta güvendiği isimlere, "Bakanlık dışarıdan nasıl görünüyor? Ekibimiz iyi mi? Bir yanlışlık duyuyor musunuz?" diye sorardı. Ancak, 28 Şubat mağduru bürokratları, yeterliliklerinden çok, muhafazakar kimlikleri ile görevde tutma baskısına Güler de dayanamadı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in kararnamesini onaylamadığı, halen vekaleten yöneticilik yapan çok sayıda bürokrat da töhmet altında kaldı. Vekil bürokratların hepsi, "yolsuzluk" gölgesinde bırakıldı. Haksızlık yapıldı. Peki, Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ne oldu? Adalet Bakanı Cemil Çiçek, hazineye gelir getirmek için batık bankacıları da kapsayan bir formül önerdi. "Borcun belli kısmını ödeyip takside bağlayanların cezası ertelensin" dendi. Ancak Ali Balkaner hapse atılıp, Yahya Murat Demirel yurtdışına kaçınca Bakan Çiçek frene bastı. "Kafesteki kuş kaçar" kaygısı yasa çalışmasının