Reform yapılmadan iyileşme ancak buraya kadar
Türkiye ekonomisinin yaşadığı en büyük krizin üzerinden dört yıl geçti. 90'lı yıllarda biriktirdiğimiz sorunların tetiklediği krizle ekonomide yeni bir yapılanmaya doğru gittik. Bitişikteki tablodan görülebileceği gibi, kaybettiklerimizi ancak geri kazandık. O zaman biz bu krize niye girdik diye de sorulabilir. Üstelik kur son üç yıldır artmadığına hatta değer kaybettiğine göre. Cevabı biriken sorunlarda ve ekonominin yapısında yatıyor. Başarıya beş neden- Aradan geçen dört yılın, özellikle 2003 ve 2004 yıllarında, yapılan hatalar ve meydana gelen olayların artık krizlere yol açmadığı dikkati çekiyor. Seçimlerin yenilenmesini zorunlu kılacak yargı kararı, terör olayları, İmar Bankası yükü, ABD faiz artırımı gibi olaylar ekonomiyi ana rotasından çıkaramadı. * Bunun ana nedenlerinden biri artık ekonominin değişen yapısı. Enflasyonun indiği düzey, kamu borçlarının sürdürülebilirliğinde sağlanan gelişme, bankacılık yapısının güçlendirilmesi, kamu açığının azaltılması, verimliliğin artması ile ekonominin yapısı daha güçlü ve şoklara daha dayanıklı hale geldi. * 2002 Kasım seçimlerinde meclis çoğunluğuna dayalı tek başına iktidarın çıkması da, ekonomi için başlı başına bir çapa görevi üstlendi. * Ekonominin ufak tefek olaylarda rayından çıkmaması IMF çapasına da bağlı. Hükümet ekonominin toparlanmaya başladığı bir dönemde işbaşına geldi. IMF'ye karşı söylemine rağmen programa devam etti. Korkulan hataları yapmadı. Bunun için takdir de topladı. Bu da toparlanmaya ivme kattı. * IMF çapası yanına özellikle 2004'te AB çapası eklendi. Ekonominin fırtınalı havalarda savrulma ihtimali daha azaldı. * Dış konjonktürün çok olumlu olması, bu dönemde Türkiye'nin ekonomik performansını artıran ana etkenlerden biriydi. Hiçbir dönemde görülmeyen boyutta dış kredi ve sermaye akışının olması, ekonominin toparlanmasını kolaylaştırdı. Büyümeyi artırdı, kuru yavaşlattı, faizi düşürdü. Para bolluğu piyasalarda beklenenin ötesinde iyileşme yarattı. Hataların, eksikliklerin üzerini örttü. Hükümetin şansı- Bu gelişmenin etkisiyle hükümet ekonomik reformlar konusunda bir şey yapmadı, karşılığında da bir şey olmadı. Piyasaların rehaveti hükümeti de etkiledi. Reformlar gecikti, sorunlar yeniden birikmeye başladı. Hükümet şimdiye kadar şanslıydı, hem dış konjonktürden, hem ekonominin normale dönüşüne denk gelmesinden, hem de dış ve iç politik gelişmelerden dolayı. Ama gelinen aşamada hükümetin bu tutumu yeterli olur mu? Bu da başka bir yazıya. Sonuç- "Güne hükmet" Horace
|