|
|
|
|
|
İtalya Senato Başkanı nasıl Türkiye'ci oldu?
|
|
Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkan Marcello Pera "Avrupa tarihinin parçası olmayı sürdüreceksiniz" dedi.
Sizinle ilgili endişenin asıl nedeni cehalet
İtalya siyasetinin en güçlü isimlerinden Senato Başkanı Pera, kısa süre öncesine kadar Türkiye karşıtıydı. Ancak Meclis Başkanı Arınç'ın ziyareti sonrası görüşleri değişti....
Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili "bir dönem" derin şüpheleri bulunan İtalya Senato Başkanı Marcello Pera, Ankara'ya resmi ziyaret düzenleyecek. Cumhurbaşkanından sonra ülkenin en üst yetkilisi olan Pera, "AB'de yer alan bir Türkiye bizim kimliğimizi büyük tehlikeye sokacaktır. Laikler ve Katolikler tepki göstersin. Yoksa Müslüman mevcudiyeti er geç bir istilaya dönüşecektir" diyordu. Ancak bu düşünceleri kısa süre önce Türkiye lehine değişti. Bunda TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın ziyareti etkili oldu. Pera'nın Türkiye karşıtı röportajından 24 gün sonra gerçekleşen Arınç görüşmesinde İtalya'nın Ankara Büyükelçisi Carlo Marsili de bulundu, Pera'yı bilgilendirdi. İşte artık Türkiye'yi destekleyen Pera'nın SABAH'a özel açıklamaları:
* Avrupa kamuoyunda bazı kuşkuların olduğunu söylemek doğru. Çünkü Türkiye'nin AB'ye girişi önemli bir adım. Önemli bir yenilik. Ancak kutsal bir ittifak olduğunu sanmıyorum.
* İtalya Türkiye'nin AB sürecinde gösterdiği çabaları destekledi. Ülkeniz demokratik bir ülke. Özellikle insan hakları, ceza hukuku düzenlemeleri, azınlıkların korunması, kadının statüsü hususunda Türkiye'nin gösterdiği kararlılığı eklersek, Türkiye'nin üyeliğinin AB için yararlı olacağı konusunda kuşku kalmaz.
* Türkiye'nin AB'ye girişinde bazı kuşkular var. Türkiye farklı bir kimlik taşımakta. En azından dini açıdan. Avrupa'nın yaşadığı laiklik sürecinin Türkiye'yi çoğunluğu Müslüman olan ülkelerden daha fazla etkilediğini görmek olumlu bir durum. Türkiye, Avrupa tarihinin bir parçası oldu ve olmaya devam ediyor. 60 yılda bu bağ ortak stratejik hedeflerin paylaşılması ve Türkiye'nin NATO üyeliğiyle daha da güçlendi. Kimlik kavramını geniş bir perspektiften incelediğimizde, ele alınması gereken engellerin değil sorunlar olduğunu belirtmeliyiz.
* (Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili endişelerin nedeni) Tarihi güvensizliği bir yana bırakırsak, çoğunluğunun rasyonel bir nedeni yok. Cehaletten, Türkiye'yi tanımamaktan kaynaklanan endişeler var. Eğer biri oturup Türkiye'nin durumunu incelerse; devlet, anayasa, yapılan reformlar vs, Türkiye'nin AB'ye girişi konusunda muhalefet yapmak için çok az nedeni olduğunu görür.
* Avrupa halkına Türkiye'yi daha iyi tanıtmak lazım. Özellikle halklar arasında çok az karşılıklı etkileşim var. Avrupa topluluğu bu problemin bilincinde olmalı. Bu nedenle Avrupa halkına Türkiye'yi daha iyi sunmak lazım. Türkiye'nin Avrupa ile görüşme sürecinin başlaması bence bu karşılıklı tanıma sürecini de hızlandırmalı. Bu en azından huzursuzluk, tedirginlik faktörlerini ortadan kaldırır. Bu şekilde bugün evimizin komşusunu, yarını birlikte yaşayacağımız insanları tanımış oluruz.
* (Bu konuda somut olarak ne yapılmalı?) Karşılıklı değişimi artırmak gerekir. Ekonomik değişim, özellikle kültürel değişim. Bu temel bir nokta. Daha fazla dolaşım gerekli. Birbirimizi daha fazla görüp tanımamız şart. Turizm çok önemli bir faktör. Karşılıklı tanıma arttıkça güvensizlik azalacaktır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|