| |
|
|
Serdar Turgut'un yolu açık artık..
Çetin Altan'la Akşam'da söyleşi yaptırıp, sonra aynı gazetede ona ağzına geleni söyleyen Serdar Turgut'un yaptığını önceki gün "Meslek Ayıbı" olarak nitelemiştim. Buna Turgut'un cevabı şöyle geldi dün: -Eğer 'meslek ayıplarından' bahsedeceksek o işlere hiç girmeyelim. Bunu Mehmet Barlas'a hiç tavsiye etmem; kendisi biliyor mudur bilmem ama bizzat kendi adı bile 'meslek ayıbı' kavramıyla özdeşleşmiş bir gazetecinin bana meslek dersi vermesi Türkiye için trajiktir. Serdar Turgut'un bu ifadelerini geçirdiği beyin hastalığına bağlıyorum. Ayrıca içine girdiği neomilliyetçi-ulusalcı düşünce dünyasının, onu eski tanıdıkları ile daha da tamiri mümkün olmayan kırıklıklara sürükleyeceğini hatırlatıyorum. Serdar Turgut'un bu yeni dünyasında rütbe alabilmesi için, mesela Çetin Altan'a daha ağır ifadelerle yüklenmesi gerekecek. Ona ilham verir diye, Altemur Kılıç'ın Habertürk internet sitesinde yayınlanan yazısından küçük bir alıntı yapayım: -Benim post-modern "Yüz ellilikler" listemin başını çeken ihanet sacayağı ailenin, büyük bacağı Çetin Altan, Serdar Turgut'un dediği gibi, "sıktı artık".. - daha doğrusu çoktan sıktı ve "enseleri kararttı".. Bu alçakça sözlere henüz reaksiyon yok... çünkü "büyük ustanın" dokunulmazlığı" vardır, "o Çetindir-delidir ne yapsa yeridir" diye hoş görülür. Bu adamla laf yarıştırmaya da imkan yok; benim ahdim var, bir yerde karşılaşırsam, yüzüne üç tokat atmak isterim; biri milletim için, ikincisi ordum adına, üçüncüsü de kendim için! Şimdi, onu altmışlı yıllarda döven rahmetli dostum Yassıada'da koğuş arkadaşım, Hamido'ya (Hamit Fendoğlu) rahmet okuyorum!
|