| |
|
|
Uygar düşünce ince ayrıntılar üzerinde gelişir
Amerikan filmlerinde mutlaka görmüşsünüzdür. Bir beyaz bir siyaha "Zenci" kavramının aşağılayıcı ifadesi olan "Nigger" derse, kavga kopar. Ama siyah derililer birbirlerine "Nigger" diyebilir ve buna sadece gülerler. "Yahudilik" üzerindeki en derin eleştiriler ve en ağır şakalar, Yahudi yazarlar tarafından üretilmiştir. İsrail'e gidenler, bu tür kendine dönük değerlendirmelerin, günlük hayatın parçası olduğunu görmüştür. Ama Yahudi olmayan bir kişi, kendi ırkının veya dininin üstünlüğünü vurgulamak için ve nefret seslendirmek için Yahudi aleyhtarlığı yaparsa bunun adı "Irkçılık" olur. Aynı durum toplumların belirli devletlere dönük tutumunda da görülür. Örneğin Amerika'nın Irak'taki tutumunu, dünyaya barış yerine savaşı önermesini, askeri harcamalarının fazlalığını, Bush'un Evangelizmini eleştirebilirsiniz. Ama bu eleştiriler kronik Amerikan düşmanlığına dönüşür, komplo teorilerine kaptırır ve sonunda sizi El Kaide ile aynı çizgiye oturtacak noktaya getirirse iş çığırından çıkar. Bunun gibi AB içinde Türkiye'nin üyeliğine çeşitli nedenlerle karşı çıkabilirsiniz. Ama bu kronik bir "Türk Düşmanlığı"na dönüşürse işin boyutu değişir. Bu ayrıntıları toplumun her kesimi bilmeyebilir. Ama siyasetçilerin, eli kalem tutanların ve toplum düşüncesine yön verenlerin bunları bilmesi gerekiyor. Ayrıca Türk aydınları içinde çok az rastlanan ve hem dünümüzün hem de bugünümüzün özeleştirisini yapmak cesaretini gösterenlere karşı da, tahammüllü olmak zorundayız. "Milliyetçi Refleks" gerekçesi ile çoğunluktan ve resmi ideolojiden farklı sözler söyleyenlere karşı "Kaba Düşünce" veya "Kaba Kuvvet" sergilemek de, bazen "İnsanlık Ayıbı" olabilir çağımızda. Hele Avrupa Birliği Projesi içinde, bu tür davranışlara asla yer yoktur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 1976 tarihli "Handyside Kararı" artık bu kıta hukukunun temel içtihadı olmuştur. Yargıtay'ın 8'inci Ceza Dairesi de Handyside Kararı'nı, bizim içtihadımız arasına (2004 Taş Kararı) şu ifadelerle yerleştirdi: -..Bu değerlendirmeler, toplumun bir bölümünü rahatsız edici nitelikte olabilir. Ancak unutulmaması gerekir ki ifade özgürlüğü, çoğunluk gibi düşünmeme, kurulu düzeni sorgulama, hatta eleştirme hakkını da kapsar. Dahası, sarsıcı nitelik taşıyan, toplumun çoğunluğunu kızdıran ve tartışmaya yönelten fikirler de ifade özgürlüğünün koruması altındadır. Bütün bunları bilmemiz gerekiyor artık.
|