| |
|
|
Dostun arkadan vurması..
Belden de değil, arkadan vuruyorlar ısrarla.. Fatih ve Engin.. İkisi de yakın dostlarım.. Fatih dedim ya, kardeşim gibi.. İkisi de her gün hem de nasıl keyifle okuduğum, yazılarını merakla beklediğim iki yazar üstelik.. Tiryakilik cinsinden.. İkisinin de ortak özellikleri.. Beni yakından tanımaları.. Tanıyacak kadar birlikte çalıştık çünkü.. Ötesi, arkadaşlık ettik.. Gezdik, tozduk.. Diyor ki Engin Ardıç.. Ben Sabah'ın patronuyum ya.. Emir vermişim, Balçiçek koşarak gelmiş.. Benim anlattıklarımın arasına sorular yerleştirip söyleşi yapmış, güya.. Engin'in eski gazetesi Star'da işler aynen böyle olurdu, yenisinde nasıl bilmem.. Ama her gazete Star değil Engin.. Hıncal Ağabeyin kendi yönettiği dergilerde emirle röportaj yaptırmadı, kimseye.. Bir genç kızla geziyorum.. Ge- zi- yo- rum!.. Son altı yılda beni kimseler bir kadınla gezerken görmedi. Kız arkadaşım gizli kalmasını istiyordu, saygı duydum.. Bitti. Şimdi birden geceleri, hem de çok güzel, çok çekici bir genç kızla ortaya çıkınca, dikkati çekmemek mümkün değil.. Milletin ağzı da torba değil.. Her kafadan bir ses çıkacak.. Ne ucuz, ne çirkin, ne yaralayıcı yorumlar yapılacak.. Benim kılımı kıpırdatamazlar.. Ama bir genç kızı hırpalayabilirler.. Tam o sırada Balçiçek geldi.. "Hıncal Bey, görüntü ilginç.. Herkes merak ediyor.. Bir söyleşelim" dedi.. Şimşek gibi geçti aklımdan, düşünceler.. "Birisi en başta en doğruyu yazarsa, çok daha iyi olur" dedim anında ve "Peki" dedim Balçiçek'e.. Sandalyesinden düşüyordu. Belli dil dökmeye, hatta yalvarmaya hazırlanıyordu, oysa ben ikiletmeden "Olur" demiştim.. O söyleşiyi başından sonuna dikkatle oku Engin.. Dikkatle oku.. Orada, Ece kaç satır?.. Ve o satırlarda atv'nin ucuzlattığı durumlar var mı?.. Birlikte olmak.. Aşk yaşamak.. Ve saire.. Bir uygar adam, bir çağdaş geç kıza kavalyelik ediyor.. Edemez mi?. O söyleşinin büyük bir bölümünde, dörtte üçünde Ece hiç yoktu.. Hıncal'ın aşk, sevgi, seks hakkındaki soyut görüşleri vardı.. Balçiçek sordu, ben anlattım.. Ve Sevgili Engin.. Sabah'ta o söyleşide, Hıncal-Ece kaç satır, resimlerle kaç santim.. Günlerden beri nerdeyse tefrika eden (Arkadaşlara ve Serdar'a teşekkür ederim. Hiç ucuzlatmadan yaptılar bu işi.. Doğru gazetecilik içinde..) Akşam'da kaç satır ve kaç sayfa?.. Akşam'a da ben mi emir verdim, Engin?.. Fatih Altaylı ucuz imalarla göndermeler yapıyor.. "Hâlâ seks yapıyormuşsam eğer!.." Sevgili Fatih?.. Seksin bittiği, ya da yasaklandığı bir yaş var mı?.. Senin o yaşa kaç yılın kaldı?.. Yapma Fatih.. Sana yakışıyor mu böyle şeyler?.. ..Bir de Melih Aşık var.. Son zamanlarda müthiş formda ve aslanlar gibi muhalefet yapan ender köşe yazarlarından biri.. O da çok sevdiğim bir dost.. Diziye başladı.. "Hıncal Uluç'un ilham ettiği fıkralar.." Biri şöyle. "Genç kız, yaşlı adama sormuş.. 'Amca saat kaç?..' 'Çok geç kızım çok geç' demiş adam.." Sevgili Melih, Hıncal sana bunu ilham ediyorsa eğer, haline üzülmek dışında yapacağım bir şey yok.. Hıncal yaşadıkça, yaşamaya devam edecek!..
|