|
|
|
|
|
Boşanmış gibiyim tozutuyorum
|
|
Koray Candemir... Öykü Serter'den ayrıldığından beri erkek muhabbetinde. En büyük eğlencesi playstation... Şu anda tozutma, 'bu gece barda gönlüm hovarda' döneminde. Dağıtıyor ama asla dağılmıyor. Şarkıcı Aslı ya da manken Çağla Şikel'le de hiçbir ilişkisinin olmadığını özellikle vurguluyor....
Kızlar gözümüz aydın! Bu haftanın yakışıklısı Koray Candemir, nam-ı diğer Kargo Koray yani. Hafta başında röportaj için anlaştık ancak nerede olacağı noktasında tıkandık. Koray yeni evine taşındı taşınacakmış, ev yok. Sonra sporu, grup toplantıları, provaları derken zamanı dar. Şu yakışıklıyı nereye götürsem? Şöyle hem pratik hem romantik bir yer... Bingo! Asmalı Mescit'teki 'Peradox'. Mekan çok şık, üç katlı, şöyle koltuklu, loş falan. İcabında şöminesi de var. Dedim "Atla gel Koray!" Gerçi biraz geç kaldı ama olsun, her güzelin bir kusuru varmış. Onu yalnız yakalayabilmek ne mümkün. Öyle, bir elli boyuna beş korumayla dolananlardan değil tabii. Onun Simla'sı var. Ta liseden arkadaşı, şimdi menajeri. Ayrıca asılan kızlara kalkanı hatta röportajın alarmı... Devamlı birbirlerini yiyorlar ama çok eğleniyorlar. Beni sorarsanız... Bir yanımda Koray, bir yanımda şömine, muhabbet güzel... Keyfim pek yerinde. 29 yaşında. Konserlere kendi kendine hazırlanmayı seviyor. Öyle kuaförlere ya da modacılara ihtiyaç duymuyor. Konserden önce bir içki içip, ille de sahneye ayık çıkıyor. "Peki ya inince nasılsın" diyorum... "O kadarını sorma" diyor. Böceklerden, balıktan, bakla ve ançüezden hoşlanmıyor. Latin danslarını kıvırtmak istiyor. Şu anda tozutma, 'bu gece barda gönlüm hovarda' döneminde. Dağıtıyor ama asla dağılmıyor. Şarkıcı Aslı ya da manken Çağla Şikel'le hiçbir ilişkisinin olmadığını özellikle vurguluyor... Röportajdan sonra hafif ambole olduysa da sempatikliğiyle canımı yiyor...
Ve Koray da teyp fobisi olanlardan... Köşe yazarı oldun, dijital kayıt cihazın yok mu, ayıp yaa...
* Almıyorlar napayım, param yok... (gülüşmeler) Hadi oradan...
* Hazır konu paradan açılmışken, senin durumun ne? Benim parayla ilgili sorunlarım olmadı. Sıkıntıya düşeceğim zaman hep bir şekilde para geldi, iş geldi...
* Allah yardım etti diyorsun? Hayata bohçam dolu gelmişim!
* Parayı nerelere harcarsın? (Menajeri Simla eliyle içki işareti yapar.) Son zamanlarda eğlenceye çok para harcadık. Onun dışında alışveriş falan yaparım. Öyle yatırım olaylarına girmem.
AMERİKA'YA GİTTİ * Erkek muhabbetine kaptırmışsın gibi zaten... E tabii barda çalmaya başlayınca öyle oldu.
* Ondan mı yoksa, Öykü'den ayrıldığın için mi? Yok ondan olmadı...
* Ne zaman ayrıldınız? Iııı!
* Ne içersin bu arada alkollü bir şeyler? (topluca gülüşmeler) Ya sen var ya... İnanamıyorum... Ben şey alayım soda limon, ayılırım... (Siparişler verilir buzlu sular.)
* Öykü meselesine dönersek... (Koray, dönmesek bakışıyla) Çok fazla konuşmak istemiyorum. Amerika'ya gitti zaten...
* Ondan mı ayrıldınız? Yani hepsi birbirine bağlı esasında. Birazcık kendi hayatlarımızı hak ettiği şekilde yaşamak istedik.
* Ne demek o? Beraberken yaşanmıyor mu? Yani... Hayatımızda kariyerimizde bir şeyler yapmak istiyorduk, bunu beraber yapamıyorduk.
* İşle ilişki yürümüyor muydu yani? Hayır... Evet... Yaa Allah'ım niye zorluyorsun ya... Ayrıntı vermek istemiyorum.
* Hayır ben işle ilişkinin neden yürümediğini merak ediyorum... Amerika'da diye mi ayrısınız şimdi? Yok Amerika'ya okumaya gitti. Yönetmenlik mi ne okuyor. Çok memnun orada... (Koray düşünür taşınır...) Kendimize yatırım yapmamız gerekiyordu. Beraberken beceremedik, artık tıkanmıştık. Sonuçta o konum olarak hâlâ benim hayatımın kadınıdır. Altı sene beraberdik, karı-koca gibi takılıyorduk. Boşanmış bir erkek gibiyim. Bu tozutma durumu da ondan kaynaklanıyor.
* Tozutmuş ve bekar erkek ne yapar? Gezer... Esasında tam da 'pişti' oldum diyebiliriz.
* Nasıl? Barda çalmaya başlamamla Öykü'yle ayrılmamız kesişti... E zaten gece dışarıdasın...
* Peki sizin şu meşhur erkek muhabbetinizden bahset biraz... Takılıyoruz, eğleniyoruz, içiyoruz, playstation oynuyoruz.
* Sen de mi 'playstation'cılardansın Koray? (Gülüyor...) Bu bizim eskiden beri alışkanlığımız.
* Çok merak ederim şu playstation'dan ne zevk alırsınız? İkiye iki karşılıklı maç yapıyorsun. Daha inanılmaz bir şey var mı?
* Nedir inanılmaz olan, yarışmak mı? Çok çekici bir şey... Eskilerin tavlası gibi. Ufak iğneleyici laflar atarsınız birbirinize, gırgır şamata...
* Geceleri nerelere takılırsın? Çarşambaları Yaga'da çalıyoruz. Roxy, Mojo...
* Kendini beğenir misin? Yani insanların yaklaştığı, "Aman çok yakışıklı çocuk" dedikleri gibi kendimi görmüyorum. Düzgün bir herifim işte.
KIZLAR ASILIYOR * En beğendiğin yerin? Aaa... (sus gelir) O kadınlara has bir şeydir, bilmiyorum.
* Ben araştırdım, kızlar en çok poponu beğeniyorlarmış. Ciddi mi? Ben çıplakken hiç etkilenmiyorum popomdan... (Gülüşmeler... Ek bilgi; menajeri Simla, Koray'ın bacaklarının kadın bacağı gibi olduğunu söyledi!)
* Ben sizi izlemeye geldiğimde, kızlar ayılıp bayılıyorlardı. Asılan oluyor mu? Şimdi çalıştığımız yerde olmuyor, çünkü ortalıkta dolaşmıyoruz orada...
* Başka yerlerde? Simla araya girer: Kızlar bana içki ısmarlıyorlar, önce beni tavlıyorlar. Çok girişken olup kafasındakileri anında söyleyenler de var, çekinip yavaş yavaş sokulmaya çalışanlar da...
* Esmerleri mi seversin sarışınları mı? Hiç öyle bir ayrımım yok.
* Sarışınlar sence aptal mıdır? (Akıllı menajer anında 'hoooop' çekti, Koray dondu.) O tamamen bir yalandır. (gülüşmeleeeerr...)
* Rockçı'lar neden hep mankenlerle çıkar? O ortamlara girdikleri için. Ünlüler genelde aynı ortamlarda kesişebiliyor. Hatun güzel, senin de özelliklerin var... Bir de rock'n roll yaşamak denen şey var.
* Senin için erotik nedir? Ben sevmem o kelimeyi...
|
|
|
|
|
|
|
|
|