kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
  » Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Onun gibi beleşten para kazanmayı hiç düşünmedim
Onun gibi beleşten para kazanmayı hiç düşünmedim
'Bugün burada olamayabilirdim'

Onun gibi beleşten para kazanmayı hiç düşünmedim

Herkes onu 'En Son Babalar Duyar' adlı dizisinin üç kağıtçı, yalancı ve dalavereci damadı olarak tanıdı. 25 yıllık tiyatro sanatçısı Levent Ülgen, kendisine kızanların da olduğunu ama Türk halkının bu karakteri sevdiğini söylüyor. Ülgen, kendisinin Kadir'in tam zıttı bir karakter olduğunu belirtmeden geçmiyor.

ürkiye'de hemen hemen herkes artık 'sahtekar damat' Kadir Bey'i tanıyor. Özellikle geçim sıkıntısının ne olduğunu çok iyi bilen orta direk vatandaş, Kadir Bey'in köşeyi dönmek için çevirdiği dalavereleri izlerken gülmekten kendini alıkoyamıyor. ODTÜ Fizik bölümünden 1985 yılında mezun olduktan sonra konservatuvar eğitimi alan Levent Ülgen, Kadir'in tam tersine sorumluluk sahibi ve son derece kibar bir tiyatrocu. Ankara'da yaşıayan 43 yaşındaki Ülgen, haftanın birkaç günü çekimler için İstanbul'a geliyor, gece geç saatlere kadar süren çekimler sonrasında Ankara Devlet Tiyatrosu'ndaki provalara yetişmeye çalışıyor. 25 yıllık tiyatro sanatçısı Levent Ülgen, rolüne o kadar çok adapte oluyor; mimiklerini, el kol hareketlerini o kadar yerinde kullanıyor ki, sanki sahtekarlık onun yüzüne yakışıyor. İnsanlar Kadir Bey'i o kadar benimsemiş ki, onu gördüklerinde 'Vay! Hallederiz Kadir Abi gelmiş' diyorlarmış. Hatta ilk zamanlar verdiği paraları sahte mi diye kontrol edenler bile olmuş..

KADİR'İ SEVİMLİ BULUYORLAR
* 'Kadir' geçen yıl yan karakterdi, bu yıl dizinin başrol oyuncusu oldu
. Ailenin sahtekar damadı Kadir Bey'i Türk halkı nasıl bu kadar çok sevdi? Kadir Türk milletindeki erkeklerin genel özelliklerini yansıtıyor. Ama sevimli bir sahtekar ve bence insanlar kendilerine yakın buluyor onu. Bir an önce köşeyi döneyim derdinde ama bir türlü başaramıyor. Bu da Kadir'i sevimli kılıyor. Köşeyi dönmek, Türk insanının da en çok istediği şeylerden biri değil mi? Ayrıca sahtekar, yalancı bir adam ama karısı Hülya'yı da çok seviyor. Tabi Hülya da onu. Ne yaparsa yapsın sonunda Kadir'i affediyor. Zaten bu dizinin başarılı olmasının en önemli nedeni, karakterlerin standart Türk ailesini çok iyi tahlil etmesi...

* Kadir rolüne adapte olmak zor oldu mu? Çevremdeki pek çok kişi bana bu soruyu soruyor ama ben bir oyuncuyum ve bu işin eğitimini aldım. Mesela geçen yıl da Ankara Devlet Tiyatrosu'nda Jean Paul Sartre'nin bir oyununda da psikopat bir Nazi subayını canlandırıyordum. O rol içinde aynı tepkileri veriyorlar. Bir insanın oyunculuğa nasıl yaklaştığına da bağlı tabi. Tiyatrolarda eğitmenlik de yaptım. Unutulmaması gereken en önemli nokta, her insan birbirinden farklıdır. Dolayısıyla her oynadığımız karakterde birbirinden farklıdır. Her rolün karakteristik olarak farklı bir enerjisi var, yakalamak önemli.

SİNİRİM ONA BENZİYOR
* Tiyatrodan sonra televizyon oyunculuğu farklı geldi mi?
Daha önce de birkaç dizide rol almıştım ama ikisi arasında kesinlikle çok fark var. Tiyatroda bir karakteri yaratırken uzun bir prova süreci var ama dizi çekimleri daha hızlı ve pratik. Bu nedenle dizilerdeki karakterler çekimler sırasında pişiyor. İlk çekimlerdeki Kadir ile şimdiki çok farklı.

* Levent Ülgen ile Kadir'in benzer yanları var mı? Tamamıyla zıt karakterleriz. Belki ara sıra sinirliliğim benziyor diyebilirim ama çok farklıyız. Çünkü Kadir'in tam tersine hayatım boyunca hiç beleşten para kazanmayı düşünen bir insan olmadım. Hep sorumluluklarımın peşinden koştum. Ama belki de olmak istediğim adam Kadir'di. Kimseye itiraf edemediğim, içimde gizli kalan bir yönüm var belki de...

* Dizi de en çok 'hallederiz' ve 'Huuulyaa' laflarını kullanıyorsunuz. Bunlar senaryoda olan sözler mi yoksa doğaçlama olarak mı çıktı? Bu sözler artık Kadir'le özdeşleşti. Ama ikisi de bir anda çıkan şeyler. Zaten beni gören herkes artık 'Vay! Hallederiz Kadir Abi gelmiş' diyor. Hallederiz lafını, bir gün Birol Güven sete geldiğinde rasgele söyledi. Başta bana anlamsız gelmişti ama sürekli kullanmaya başlamıştım. 'Huulya'nın hikayesi ise biraz daha farklı. Dört sene önce Ankara Devlet Tiyatrosu'nda Semih hocam ile birlikte 'III. Selim'i oynuyorduk. Suflörümüzün adı Hülya idi. Semih Hoca onu hep 'Huulya' diye çağırırdı. Bizde hocamıza, aslında doğrusunun Hulya olduğunu bildiğimiz halde niçin Hülya demediğini soruyorduk. O da bize "Türkçe'yi yanlış konuşuyorsunuz, doğrusu Hulya"dır derdi. Bu aklımda yer etmiş galiba. Ben çekimlerin birinde Hatice Aslan'a 'Huulya' dedim, yönetmen de beğendi. Öyle kaldı.

* Evli misiniz? 'Hallederiz' günlük yaşantınıza da girdi mi? Bir kere evlenip ayrıldım. Eşime 'hallederiz' diyemediğim için olmadı galiba (gülüyor). Günlük yaşantımda da bazen dilim sürçüyor ve insanlara 'hallederiz' dediğim oluyor.

* Sokakta insanlardan nasıl tepkiler alıyorsunuz? Pek kötü eleştiri almadım. İlk başlarda "Eşini, babanı üzme" diyenler oluyordu ama insanlar beni sevdi galiba. Şimdi her şey tersine döndü. Baban seni çok eziyor diyorlar. Ama dediğim gibi adım 'Hallederiz Kadir'e çıktı. Hatta ilk zamanlarda verdiğim paralara espri olsun diye sahte mi diye bakanlar bile vardı.


TİYATRONUN DİSİPLİNİ VAR
* Gençlik yıllarınıza dönersek, hem fizik hem de tiyatro eğitimi aldınız. Tiyatro niçin ağır bastı? Zaten fizik eğitimi alırken tiyatroyla da ilgileniyordum. Ankara'daki tiyatrolarda oynuyordum. Üniversite yıllarda harçlığımı tiyatrodan kazandım. Mezun olduğum yıl bir karar vermem gerekiyordu. Bilim adamı ya da sanat adamı olmak istiyordum. 1985'te ODTÜ'yü bitirdiğim ve ardından konservatuvara başladım. Tiyatro daha güzel geldi. Tiyatronun da kendine göre disiplini var ama bilimadamı olmanın disiplini çok daha farklı. Tiyatro ile söyleyeceğimi daha çabuk söyleyeceğime inandım.

* Bundan sonraki hedefleriniz ne? Televizyon mu yoksa tiyatro mu? Tiyatro olmadan hiçbir iş yapmam. Bu konuda birçok örnek var gözümün önünde. Haluk Bilginer bu konuda en güzel örnek. O artık televizyonda da bir numara ama tiyatro yapmaktan asla vazgeçmiyor. Zaten ben Devlet Tiyatrosu sanatçısıyım ve tiyatrosuz bir hayat düşünemiyorum. Ama televizyonda da devam etmek istiyorum. Bir sinema filminde de rol almak istiyorum.

SEDA ÇAKIR Haber Merkezi

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 Boşanmış gibiyim tozutuyorum
 Anne ve babalar internette buluşuyor
 Ağzınızı açmadan 'etkileme' tüyoları
 Kristal şifa dağıtıyor
 İstediği kadar yemek yiyor kilolarını hiç dert etmiyor
 Haydi çocuklar 'Afacanlar Sirki'ne
 55 kilo verdi zengin oldu
 Makarnaya lezzet katmak için...
GÜLSE BİRSEL
İstanbul'un bütün meyhaneleri!
Bizi ikide bir bu Ata...
AYŞE TÜTER
Lezzet Güneşi
Tekke çorbası
Una tuzu katıp,...
Mide şişkinliği
Mide şişkinliği
Hafif ve kısa süren şişkinliklerin dışında, mide...
Sevginiz hayat veriyor
Sevginiz hayat veriyor
2003 yılında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Dünya Kalp...
Hem müzikte hem patronlukta rakipler
Hem müzikte hem patronlukta rakipler
Sanatçılar arasında müzik şirketi kurma modası başladı. Kaset...
Dünyaca ünlü Küba parçaları bu albümde buluştu
Dünyaca ünlü Küba parçaları bu albümde buluştu
28Ocak tarihinde vizyona giren 'Şans Kapıyı Kırınca' filminin...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.