| |
|
|
SSK'lılara çocuk sahibi olmak yasak!
Dünyanın en değerli varlıklarıdır çocuklar. Yıllarca çalışıp didinmek de onlar için değil midir? En ufak tebessümleri günlük yorgunluğumuzu bir anda almaz mı bedenimizden? Alır, alır almasına ama bir de bu mutluluğu yaşayamayanlar var maalesef. Yıllarca tüm çabalarına rağmen çocuk sahibi olamayanların derdi çok büyük. Maddi imkanı olanların çocuk özlemi kısa sürüyor, olmayanlar ise içlerindeki kanayan yara ile sürdürüyorlar yaşantılarını. Onlar için müjdeli haber geçtiğimiz günlerde geldi. Ancak bir ayrım vardı. Emekli Sandığı ve Bağ-Kur'lular tüp bebek sahibi olabilmek için devlet hastanelerinden yardım alabiliyorlardı, SSK'lılar için umut ise başka bahara kalmıştı. Okuyucum Tuğba Özsoy'un isyanı da bu ayrımaydı. Yıllardır çocuk sahibi olmayı düşleyen Tuğba Hanım'ın ağzından aktarıyorum yaşadığı hayal kırıklığını sizlere..
Merhabalar.. Bu yazıyı, ülkemizde milyonlarca aileyi ilgilendiren bir konu adına devletin bulduğu çözüm içindeki büyük bir eksikliğe dikkat çekmek üzere size gönderiyorum. Konu; çoğu kişinin dikkatini dahi çekmeyen ancak problemi yaşayanlar için tabiri caizse hayatta kalmanın manası olarak görülen çocuk sahibi olmak konusundaki sosyal fayda eksikliği. Devlet, çocuk sahibi olmayı engelleyen rahatsızlıkları maalesef ekstra bir müdahale olarak görüp, estetik operasyonlarla bir tutuyordu. Parası olmayanların bu nedenle özlemlerine kavuşması imkansız.
Yılların özlemi nasıl biter? ÇİDER ve kişisel başvurular sayesinde konu Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin tarafından Meclis gündemine getirildi ve yapılan tartışmaların ardından kabul edildi. Maliye Bakanlığı'nın hazırladığı 2005 yılı Bütçe Uygulama Talimatı'nda tüp bebek sağlık güvencesine alındı. Sevinçten ne yapacağımızı bilemez haldeydik, ama bu sevincimiz aldığımız bir haberle kursağımızda kaldı. Çünkü, tüp bebek tedavilerinin SSK kapsamına alınması işleminin ileriye ertelendiği, bundan öncelikle Emekli Sandığı ve Bağ-Kur mensuplarının yararlanabileceği yönünde haberler aldık. Adeta yıkıldık. Bugüne kadar gelmiş mevcut adaletsizlik maalesef bu günden sonra da devam ettiriliyor.
Suçlu ben miyim? Emekli Sandığı veya Bağ-Kur mensubu olmamanın suçu kimdedir bilmiyorum. Ama SSK güvencesinin kanuni bir zorunluluk olduğu ülkede yaşayan ve bu zorunluluk sebebiyle aylık gelirinin 500-600 YTL'ye yakınını devlete vergi olarak ödeyen ve malum sebeplerden dolayı da SSK hastanelerinden ne tedavi ne de ilaç yardımı alamayan bir kişi olarak, devletten yana umut beslediğim ilk ve tek güvence talebimizin reddedilmesini protesto ediyorum. Devletimden, bu konuda hakkımı istiyor, anlık değil, geleceği de düşünerek yaşayan çözümler üretmesini diliyorum.
'Boynumuz bükük kalmasın' Hayati bir konunun bu kadar kısa bir sürede üstelik eksikliklerle birlikte kesinliğe kavuşturulması hatadır. Çocuk sahibi olamayan kişilerin yarasına tuz basmaktan öteye gitmeyen bir adımdır. Konuyu yeteri kadar anlayamamış olmak, dolayısıyla gereken önemi verememiş olmak, en kötüsü statü / vatandaş ayırmış olmaktır. Bağ-Kur mensubu işverenler, Emekli Sandığı mensubu kamu görevlileri tabii ki bu imkandan yararlanmalıdır. Ama SSK'lının da boynu bükük bırakılmamalı, çerçeve dışında bu kadar rahat ve pervasızca tutulmamalıdır. Bir vatandaş olarak sizden ricam, benim bu mail'imi milyonlarca kişinin sesi olarak kabul etmeniz ve yanlış ve adaletsiz olan bu durumu düzeltmek için çağrıda bulunmamıza yardımcı olmanız. Size yardımlarınızdan dolayı çok teşekkür ediyor, her insanın yaratıldığı andan itibaren en büyük içgüdüsel isteği olan üreme ve dolayısıyla anne/baba olma hakkına bizim gibi sahip çıkmanızı bekliyoruz. Sevgi ve saygılarımla.. Tuğba Özsoy Fiil
|