| |
|
|
Irak'ta seçimi yapmak başlı başına bir başarıdır
Bugüne kadar Suudi Arabistan halkı demokrasi için yönetime baskı yapsaydı.. ABD bu ülkedeki teokratik rejimi kayıtsız şartsız desteklemeseydi.. Şimdi Irak'ta "50 yıldır ilk kez çok partili seçim yapıldı" diye övünen Washington ile Londra, geçen 50 yıl içinde Suudiler'i aynı yönde zorlasaydı.. Bugün o topraklardan El Kaide ideolojisi ve militanları çıkmazdı. Aynı şekilde Irak halkı Baas Rejimi'ne kayıtsız şartsız teslim olmasaydı.. Önce Sovyetler Amerika'ya karşı, sonra da Amerika İran'a karşı Saddam Hüseyin'i desteklemeseydi.. Bugün ne Irak işgal altında olurdu, ne de Irak halkı bu durumda bulunurdu. İran Şahı uluslararası konjonktürü sadece tahtını korumak için değerlendirip, demokrasiyi bir tehdit olarak sunmasaydı, Humeyniciler bir dönem iktidar olsalar bile, sonraki seçimlerde gitmiş olurlardı. Söylemek istediğim şu: -Demokrasi, sade halkların mutluluğunun ve refahının değil, dünya barışının da güvencesidir. Ne kadar eksiği ve aksaklığı olsa da, bu nedenle komşumuz Irak'ta yapılan genel seçimleri mutlulukla karşılamamız ve bu ülkede demokrasi yolunda atılan adımları desteklememiz gerekiyor. Bu seçimleri de, Irak'ın içinde bulunduğu durumu ve sorumluları da eleştirmek çok kolay. Ayrıca Irak'ta gerçek anlamıyla demokrasiye giden yol, bizim Avrupa Birliği üyelik yolumuz kadar uzun da olabilir. Eğer bu seçimlerden çıkacak "Kurucu Meclis" görevini başarır ve Irak yeni anayasasını ekimde kabul edip, 15 Aralık'ta yeni parlamentosunu seçerse, bundan sonra belki Irak'taki yabancı askeri birliklerin çekilmesi de konuşulmaya başlanabilir. Gecikmelerin de göz önüne alındığı ve ek 6 aylık sürelerin de tanındığı süreç böyle. Ama neticede kan ve ateş altında, işgal ve terör döneminde, Irak'ta demokrasiyi amaçlayan bir seçim yapıldı işte. Bu büyük bir başarıdır. Aynı serüvenin, Hitler sonrası Almanya'da da, Mussolini sonrası İtalya'da da, Japonya'da da yaşandığını, Yugoslavya'da Miloşeviç'in Amerikan bombaları ertesindeki seçimle devrildiğini de unutmayalım. Dış konjonktürün (veya ABD'nin) ağırlığı olmasaydı Romanya'da Çavuşesku mu, Bulgaristan'da Jivkof mu giderdi yani? Amerika'yı eleştirmek veya Bush'a kızmak kolay. Önemli olan, Irak'ı Saddam'dan alıp Zarkavi'ye teslim etmemenin yollarını araştırmaktır. Türkiye bu noktada Irak'a dönük problemler üreten değil, çözümler ve destekler getiren bir rol oynamayı unutmamalıdır.
|