|
|
|
|
|
|
Karne sadece çocuğun değil ailenin de başarısını gösteriyor
Ailenin tutumu ve yetiştirme tarzı çocuğun okuldaki başarısını büyük oranda etkiliyor. Uzmanlar bu sebeple karnedekilerin sadece çocuğun değil, ailenin de notları olduğuna dikkat çekiyor. Çocuğun kendini geliştirmesine imkân sağlayan, ona özgüven kazandıran aileler, uzmanlardan tam not alıyor
Psikiyatri Uzmanı Dr. Ayten Erdoğan, yarıyıl tatilini en iyi şekilde değerlendirme ve okul başarısını artırma yolları konusundaki sorularımızı yanıtladı...
* Karne başarısı çocuk için hayat başarısı anlamına mı gelir? Karne başarısı çocuğun akademik alanda, yani ilerde okuma anlamında başarısına işaret eder. Hayat başarısı ise, bir alanda meslek sahibi olmak, mesleğinde başarılı olmak, iyi sosyal ilişkiler kurmak olarak kabaca belirtilebilir. Okul notları iyi olmayan bir çocuk, birçok meslek alanında çok başarılı olabilir, iyi bir aile kurabilir ve sosyal olarak çok popüler olabilir.
* Karnesi çok başarılı olan çocuk çok zeki midir? Karne notları okullara göre çok değişkenlik gösterse de, yüksek olması çocuğun düzenli, sorumluluk sahibi, zekâsını da iyi kullanıyor olduğunu gösterir.
* Üstün başarı aslında bir sorun olabilir mi? Çocuklar için yaşıtları tarafından kabullenilme, onlarla arkadaşlık kurma ve duygusal alışverişte bulunma, gelişmeleri açısından çok önemlidir. Üstün başarılı çocukların zaman zaman yaşıtları tarafından dışlandığını görüyoruz. Veya çocuk kendisi yaşıtlarını daha kısır bularak onlardan kendini uzak tutabiliyor. Derslerinde çok iyi olsa da, bu durum sosyal ilişkilerin geliştirilmesi aşamasında çocuk için sorun yaşatabiliyor.
* Karnesinde ilk kez zayıf getiren çocuğa ailenin tepkisi ne olmalı? İlköğretim döneminde çocuklar karneleri nedeniyle değil, anne-babaların tepkileri nedeniyle kaygı duyarlar.Ailelerin tutumları ise farklılıklar gösterir. Anne-babaların bir kısmı karnede zayıf gelmesi nedeniyle endişeli olan çocuklarda kaygıyı gidermek yerine daha fazla tepki göstererek kaygı ve korkuyu pekiştirirler. İlk kez alınan zayıf not çocuğun problem çözme becerilerini test edeceği, geliştireceği için faydalı bile olabilir. Ailenin nasıl çözüm bulunacağı konusunda çocuğa rehberlik etmesi doğru bir davranış olur.
* Zayıf not alan çocuğu aileler nasıl teselli etmeli? Öncelikle çocuğun duygularının ifade etmesine olanak verip, neler yaşadığının değerlendirilmesi gerekir. Aşırı koruyucu ve kollayıcı bir yaklaşım sorunun yok farz edilmesine neden olur. Başarısızlığın nedeninin çocukla birlikte değerlendirilip, sebebin onun tarafından da anlaşılması sağlanmalı. Çözüm yolları ile sorunun nasıl aşılacağı, çocukla birlikte değerlendirilmelidir. Çocuğun başarılı olduğu alanlar vurgulanarak, bunu da başarabileceği belirtilebilir. Belli kapasiteleri nedeni ile çocuğun daha fazlasını yapamayacağı düşünülüyorsa, anne-baba sevgisinin karnedeki notlardan bağımsız olduğunun ifadesi çocuk için faydalı olur.
* Çocukların okul başarısı nasıl artırılabilir? Çocuğun duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarının yeterince sağlanması, sorumluluk duygusunun gelişmesinin desteklenmesi, ödevlerin düzenli yapılmasının sağlanması, iyi davranışların ve notların ödüllendirilmesi, başarının artmasına katkıda bulunur.
* Çocukların okul başarısında etkili olan faktörler nelerdir? Çocukların okul başarısında etken olan önemli bir faktör içinde bulunduğu gelişim dönemidir. Ergenlik dönemi özellikle sosyal ilişkilerin ve arkadaşlık uğraşlarının öne çıktığı, ilgi alanlarının geçici olarak başka alanlara kayabildiği normal bir gelişim dönemidir. Bu dönemde sağlıklı ve uyumu iyi olan bir çocuk bile okulda başarısızlık gösterebilmektedir. Ancak, genellikle ergenler tamamen normal ve sağlıklı olan bu uyum sürecinden sonra kısa sürede toparlanarak, okul ile ilgili sorumluluklarını yüklenmekte ve kendilerine uyan performansı yakalayabilmektedirler. Okul dönemi boyunca bazı sınıflar, çocukların uyumda zorlanmaları ve her zaman gösterdikleri başarının altına düşmelerinin sık görülmesine neden olur. Bu dönemler ilköğretimin birinci ve altıncı sınıflarıdır. Birinci sınıfta yeni bir ortama uyum sağlama, arkadaşlarına ve öğretmenine alışmaya çalışma, altıncı sınıfta ise, birden fazla öğretmenle ders yapma ve bazen yeni arkadaşlarla tanışma söz konusu olmaktadır. Sekizinci sınıfta ve lise son sınıfta, yaşananlara okula devam ederken aynı zamanda sınavlara hazırlanma kaygısı ve ek eğitim alma çabaları eklendiğinden, bu durum çocuklarda başarısızlık ve davranış problemlerinin ortaya çıkmasına yol açabilmektedir. Çocuklarda okula başlangıçtan itibaren ders başarısızlığı gözlenmesi durumunda, öğrenmeyi etkileyen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, özel öğrenme güçlüğü olup olmadığının belirlenmesi önemlidir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu çok sık karşılaşılan gelişimsel bir bozukluktur. Bu durumdaki çocuklar normal ya da normalin üzerinde zekâ düzeyleri olduğu halde, dikkat sürelerinin kısalığı nedeniyle dersleri uzun süre izleyemez, ödevleri yapmada zorlanırlar. Sadece matematik, yazma ya da okuma ile ilgili sorun yaşandığında ise, çocukta özel öğrenme güçlüğü bulunup bulunmadığı önemlidir.
* Çocuğa sevmediği dersleri sevdirmenin bir yolu var mı? Öncelikle bu konu ile ilgili bir öğrenme güçlüğü olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Böyle bir sorun yoksa, sevdiği ve yetenekli olduğu derslere yoğunlaşması, o alanlarda kendini geliştirmesi teşvik edilebilir. Sevmediği derslerde ise, sorumluluğu gereği yeteri kadar yapması ve ilgilenmesi gereklidir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|