|
|
Bir dizi bir evde nasıl kavga çıkarır?
Çıkarır çıkarır. Hem de bal gibi. CNBC-E'deki dizilerin çoğuna bayılıyorum ama bu bizim evdeki huzuru bozdu
Bir işi iyi yaparsan o iş sonsuza kadar senin üzerinde kalır. O yüzden sakın verilen işi iyi yapma. Bu kimin lafı? Erkeklerin birbirlerine verdikleri bir öğütmüş bu. Yeni duydum. İnanmak istemedim ama maalesef doğruymuş.
***
Geçen gece geç saatlerde CNBC-E'de "According to Jim" isimli diziyi izliyordum. Karı koca beraberce markete aylık alışveriş yapmaya gidiyorlar. Adam genelde kadının yaptığı bu alışveriş işine o gün pek bir sıcak yaklaşıyor. İndirim kuponları buluyor, ucuz ürünleri alıyor vesaire... Sonunda hem daha az para vermiş oluyorlar hem de işi çok daha çabuk bitiriyorlar. Buraya kadar tamam. Adam mutlu, memnun ve gururlu. Kadın şaşkın ve mutlu. Akşam eve geldiklerinde kadın adama "Bir sonraki alışverişi sen yapar mısın?" diye soruyor. Adam büyük keyifle bu teklifi kabul ediyor. Adam bir sonraki alışverişe erkek arkadaşıyla birlikte gidiyor. Kadın da önceden çalışmış, detaylı bir liste hazırlamış. Nereden ne alınacak diye markasına kadar yazmış. Bir süre markette dolaşan iki erkek çok ama çok sıkılıyor. Bizim kahraman arkadaşına diyor ki "Bir işi iyi yaparsan o iş sonsuza kadar senin üzerinde kalır. O yüzden sakın verilen işi iyi yapma." Bu sözler üzerine kahkahalarla gülen iki arkadaş listenin içinde olmayan her şeyi alıp eve getiriyor. Dizi bu, dizi. Yanlış anlaşılmasın. Bir gece sonra seyrettiğim bu diziyi anlatmak için kocama ilk olarak bu cümleyi söyledim. Salonda oturuyoruz. Oraya pek salon denmez aslında. Kütüphanemiz kurulmuş olabilir ama nedense parkeler bizi sevmedi ve başlarını göğe doğru kaldırmayı uygun gördüler. Salonun ortasından bir yerden fırlayıp çıktılar. Parkenin öte yanında oturan kocam tekrarladığım cümleyi duyar duymaz başını okuduğu kitaptan kaldırmadan "Erkekler arasında söylenir o" dedi. Nasıl yani? Meğer bu laf çok bilinen bir lafmış. Özellikle evli erkekler arasında yaygın bir inanışmış. Yaaa? Öyle miymiş?
***
Tahmin edin bakalım sonra ne oldu? Kavga çıktı tabii. "Hayatım köpekleri veterinere ben götürürüm ama sen olmayınca rahat durmuyorlar. Sensiz kendilerini iyi hissetmiyorlar" cümlesi aslında "Ne köpeği ne veterineri, kadın! Bir pazarım var, huzur ver. Oturup rahat rahat Formula 1'i izleyeceğim" demek. Ya da "Sevgilim hiçbir gömleğimi, kravatımı bulamıyorum, lütfen bakar mısın?" demek aslında "Bu dolap çok karışık, biliyorum ben karıştırdım ama şimdi toplamak içimden gelmiyor, aradığım gömlek de arkalarda bir yerde, sen çıkarıp yatağa koyuver" anlamına geliyor. Market alışverişi konusuna hiç girmiyorum.... O yüzden evli kadınlara sesleniyorum, bu erkeklerin kendi aralarında buldukları cin fikirleri var, ona göre... Ama onların varsa bizim de var. Örneğin bütün bu huzursuzluğa neden olan dizideki adamın karısı ne yapıyor? Adam eve saçma sapan ürünlerle doldurduğu poşetleri getirince kadın önce şaşırıyor. Önce "Herhalde anlamadı yazdıklarımı" diye düşünüyor, sonra "İyi ama bu kadar da hata olmaz ki" diye söylenmeye başlıyor. Bir iki dakika sonra aklı başına geliyor. Bu kadar zeki bir adamın bu kadar çok yanlış yapması mümkün değil! Ne mi yapıyor? Kocasına gidip "Hiç önemli değil hayatım sana doğru listeyi getirene kadar tekrar tekrar şans vermeye hazırım. Kesinlikle seni yargılamıyorum" diyor. Yani diyeceğim... Kadınları lütfen hafife almayalım beyler, ayıp oluyor.
|