|
|
Bu ülkede kalitenin de alıcısı varmış demek
* Anadolu Ateşi çok sade, sakin ve mütevazı bir yarışma... Yapımcılar sizi şova izin vermediğiniz için eleştirmiyor mu? Eleştirdiler, ben de "Başkasını getirin o zaman" dedim. İstediğiniz gibi bu çocukları irdelersiniz, ıcığını cıcığını çıkarırsınız, belki çok yüksek reyting alırsınız... Ama benim beceri sınırlarımın dışında kalır sizin istedikleriniz... Bunları çok tartıştık ama ben şöyle haklı çıktım. Bu ülkede kalitenin de, seviyenin de alıcısı olduğunu gördük. Çok da renkli olmayan bir halk müziği yarışması, eğer A-B sıralamasında ilk üçe giriyorsa, demek ki bu ülke henüz batmamış. Tümü sabahlara kadar ben seninle evleneyim mi, evlenmeyeyim mi veya ben sana ana mı diyeyim, baba mı, meselesiyle uğraşmıyor. Ayrıca bu programla toplumun güveni yerine geldi. İnsanlar "Bu ülkede kalite hala ciddiye alınıyor" dedi ve ülkesine yeniden güvendi.
* Sizin karşı olduğunuz neydi? Diyelim sen ilkokul mezunu bir kızsın, o anki kültür yapın sana yarınlarla ilgili bir boyut verir. Kıyafetin, bakışın bir yerdedir. Sonra üniversiteyi bitirirsin, sosyal yanın daha gelişir, bilgilerin artar... Bilgi insana çıplaklığı mı getirmeli? Bilgiyi daha başka bir paketle, daha aklı başında bir görünüşün içinde sunamaz mıyız? Bilgiyi sunmanın yolu ille de onu süslemek midir? Bizim yaptığımız iş manken yarışması değil ki! Biz dedik ki "İyi türkü okuyan adam seçeceğiz." Bunu da yaptık. Bugün bana "Türkü dünyamıza üç dört tane çok ciddi insan kazandırdın, teşekkür ederiz" diyorlar. "Çok güzel kızlar, yakışıklı erkekler kazandırdın" demiyor kimse.
* Siz yarışmacılar hakkında yorum yaparken de çok ölçülü ve yumuşaksınız... Bu ülkede yaşamanın koşulu, ekonomik, kültür seviyesi düşük insanları sömürmek oldu neredeyse. Bu program bir duruşu da simgeliyor: Biz kimsenin duygularını sömürmeyiz. Diğer bir duruş da şu: Bizim çocuklarımızı kimse aşağılayamaz. Hatırlarsanız daha önceki yarışmalarda o koskoca adamlar gencecik çocukları karşılarına dikip hakaret ediyor, aşağıyorlardı "Sen git bulaşık yıka, ne haddine şarkı söylemek" diye. Böyle bir şey olabilir mi, sen nasıl benim çocuğumu aşağılarsın? Şimdi de o kaynanalar yarışmasında çocukları yerden yere vuruyor o kefere (kafir) karılar! Beğenmezsen beğenmezsin ama ağıza alınmayacak laflar ediyorsun, ayıp değil mi? Ben o kızda kendi kızımı görüyorum örneğin. "Demek ki benim kızıma da böyle yapacaklar yarın öbür gün"diye benim tüylerim diken diken oluyor. Bunlar yapıldı bugüne kadar ama biz insanları aşağılamadan, küçük düşürmeden de eğitebilmenin yolları vardır dedik. Olaya bir asalet yükledik, topluma mesajlar verdik.
* Bu kadar akıllı uslu genci nasıl bir araya getirdiniz, yoksa türkü söyleyenler mi böyle oluyor? Çocukların kendi yapıları öyle ama öyle olmalarını da sağladık. Bunu biz yaptık, dağılmalarına izin vermedik. Her pazartesi gidip, onlara iki saat nutuk çekiyorum ben. Halk müziğinin ne olduğunu, bu müzikle uğraşan insanın nasıl bir duruş sergilemesi gerektiğini anlatıyorum.
|