|
|
|
|
|
|
''Hakkınızı aramak için geç kaldınız' dediler
Ölenlerin yakınları, olayın örtbas edilmek istendiğini ve kendilerine haklarını aramamaları konusundan telkinde bulunulduğunu iddia ettiler. 7 Mart 1999'da, 51 yaşındayken akciğer kanserinden ölen kalfalardan Zeki Kenar'ın eşi Şeriban Kenar, eşinin 27 yıl çalıştığı SSK eczanesinde sızıntı nedeni ile kansere yakalandığını belirterek, "Eşim 22 yaşında gencecik bir insanken o kuruma girdi. Bütün ömrünü orada çalışarak geçirdi. Emekli olup rahat edeceği sırada kansere yakalandı. Çok yakın arkadaşı Mehmet Demirci de kanserden ölmüştü. Eşim durumdan şüpheleniyordu, 'Bizi bu röntgen odası bu hale getirdi' diyordu. O öldükten sonra reklamcı yeğenlerim durumu araştırdı. Röntgen odasının kurşun kaplamasının olmadığını öğrendik. Ama bir ay sonra hızla kaplama döşediler. Bize de hak arayamayacağımızı, sızıntının artık tespit edilemeyeceğini söylediler. Yazıklar olsun" diye konuştu.
'ZOR BİR DAVA' Avukat Cengiz Hortoğlu, ölü yakınlarının haklarını aramak için ölümle kusur arasındaki nedensellik bağının kurulması gerektiğini belirterek şunları söyledi: "Bu tür hak ihlalleri davalarında destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talep edilebilir. Eşini özel bir hastanede yapılan guatr ameliyatı sırasında kaybeden Ahmet Eşiyok davasında mahkeme, 300 milyar maddi ve manevi tazminata hükmetmişti. Bu tür davalarda dava açma sürecine dikkat etmek gerekir."
|
|
|
|
|
|
|
|
|