kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Dev ülkenin dev paranoyaları
Dev ülkenin dev paranoyaları
Haftanın yıldız tablosu

Koltukta gerileceğiz

Paranoyalar ülkesi
"Mançuryalı Aday" ABD'deki sermaye-siyaset ilişkilerini çarpıcı biçimde anlatıyor.

Samuray gerçekten kör mü?
Takeshı Kitano'nun yönettiği "Zatoichi"de kör olan eski bir samurayın öyküsü var.

Kaçışın yolu yok
"Garez" genelde abartılı ama gerilim sahnelerinin hakkını veriyor.



Dev ülkenin dev paranoyaları

Bu dev paranoya hikayesi, ne tuhaftır ki pek garip durmuyor. ABD'deki büyük sermaye-siyaset ilişkileri artık öylesine deşifre oldu ki... Bu nedenle film hiç yadırganmıyor.

Büyük ülkenin paranoyası da büyük oluyor. Amerikan sinemasından gelen ve ülkeyi, hatta dünyayı yönetime uzanmış olabildiğince kirli ve karanlık odakların elinde oyuncak gösteren kaçıncı iddialı üstün yapım bu? Şimdilik en yenisi ama herhalde sonuncusu değil. Çünkü biliniyor ki, bu bir Amerikan geleneğidir: Sistemi sarmış ya da sarabilecek yozlaşma sarmaşıklarını, ciddi ciddi filmlere konu olarak almak... Böylece, hem kendisini tam güncelliğin ortasında bulan seyirci avlanmış oluyor hem de sistem tüm yozlaşma olasılıklarını ve fantezilerini işleyerek, özünü ve temelini temize çıkarıyor. "Bakın, işte biz bunların da anlatılabildiği bir ülkeyiz" demenin zevki gibisi var mı? Daha önce 1962 yapımı mütevazı bir John Frankenheimer gerilimiyken, zaman içinde tam bir kültfilme dönüşen ve bizde "Casuslara Karşı" diye bilinen ilk "The Manchurian Candidate"in 40 yıl sonraki bu yeni çevriminde, kimi değişiklikler var. Kore savaşında geçen açılış bölümü, bu filmde 1991 yılının Körfez Savaşı'na dönüştürülmüş. Cephe yakınlarında savaşırken özel bir birimde beyinleri yıkanan ve böylece olmayan bir kahramanlık olayının kanaviçesi kafalarına işlenen bir avuç eski asker, 15 yıl sonra kendilerini karmaşık bir maceranın içinde buluyorlar. Hepsi o günlerle ilişkili korkunç düşler görmektedirler, hepsi artık birer ruh hastasıdır. Savaştaki olayın kahramanı olan genç politikacı ise, hırslı senatör annesinin koruyucu kanatları altında hızla yükselmekte ve ABD başkanlığına oynamaktadır. Ve anlaşılır ki, tüm o beyin yıkama olayı, "Küresel Mançurya" adlı bir dev şirketin kendi çıkarlarına yönelik bir başkan arayıp bulma isteğinin aşamalarından başka bir şey değildir. Politikacı Shaw ailesinin son üyesi genç Raymond Shaw, ateş çemberinden geçerek yeni görevine doğru kanatlanırken, bir "imal edilmiş başkan" yaratmaya yönelik bu uygulamanın önünde pek az engel vardır...

ARTIK FANTEZİ DEĞİL
Bu dev paranoya hikayesi, ne tuhaftır ki hiç de garip durmuyor, hatta son derece inandırıcı gözüküyor. Bunda elbette Frankenheimer'e yaklaşan, hatta belki onu aşan Jonathan Demme yönetiminin damgası ve birbirinden usta oyuncular da etken. Denzel Washington- Liev Schreiber ikilisi, ilk filmdeki Frank Sinatra- Laurence Harvey ikilisini aratmıyor. Aynı şey, genişletilen ve zenginleşen anne Shaw rolünü Angela Lansbury'den devralan Meryl Streep için de söylenebilir. Ama filmi asıl inandırıcı kılan, elbette ABD'nin ta kendisi. Özellikle tüm son seçim dönemlerinde, kimi zaman Michael Moore gibi belgecilerin de katkısıyla, ABD'deki büyük sermaye-siyaset ilişkileri artık öylesine deşifre oldu ki... Bu nedenle film hiç yadırganmıyor. Hatta oldukça gerçekçi bile duruyor!... Oysa Frankenheimer'in filmi bir büyük siyasal fantezi diye algılanmış ve başarısı, zengin hayal gücünün üzerine kurulmuştu. Eğer bu yeni film de kültleşirse, bu daha çok Demme ve ekibinin becerisi sayesinde olacak. Çünkü artık hikayenin fantezi ve hayale dayalı yanları hemen hiç kalmadı!..

MANÇURYALI ADAY

(The Manchurian Candidate) Yönetmen: Jonathan Demme Senaryo: Daniel Pyne, Dean Georgaris Görüntü: Tak Fujimoto Oyuncular: Denzel Washington, Meryl Streep, Liev Schreiber, Jon Voight, Kimberly Elise, Jeffrey Wright, Bruno Ganz Paramount (UİP) yapımı.
DİĞER SİNEMA HABERLERİ
 Bir hüzünlü hayatlar yumağı
 17 yıl arayla gelen 'aşkın zamanı'
 Osmanlı'nın ateşten günlerinden günümüze
 Harika filmler, eşsiz armağanlar
 Onat Kutlar'ı anıyoruz
 Ankara'nın kadınları belli oldu
 Bu hafta sonu DVD keyfi yapın
 Dansın büyüsüne kapılmak ister misiniz?
 Bir dövüş balesi bir egzotik masal
 İmparator öldürüldü mü?
 Her yaşa ve zevke göre DVD
 Bir evlilikten can alıcı beş sahne
 Bir korku filmi de bizden olsun bari
 Ve huzurlarınızda ilk Afgan filmi
 Şimdi evde film izleme zamanı
 Bu lanetten kaçışın ve kurtuluşun yolu yok
 Bu müthiş samuray kör mü?
 Sinemasal bir oyun: "Ağır Roman"
 Evde film izlemenin tadı başka
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
    Yaşama Dair
  » Sinema
    Gurme
Yemekten önce özel bir kokteyl içmek ister misiniz?
Yemekten önce özel bir kokteyl içmek ister misiniz?
Evde yemeğe hazırlama içkisi olarak ikram edilirdi kokteyl. Ama...
2005'e imzanızı sigarayı bırakarak atın
Lale Mansur, Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses artık sigara içmiyor.
'Hayır' diyecek kadar param var
İstemediği hiçbir projeye girmediğini söyleyen Gani Müjde, "Bir...
Şimdi al, sonra giy
Büyük indirimler başladı. Ancak kullanmayacağınız eşyalar almak yerine yeni...
Örnek olsun diye "aşk"ı anlatıyor
Hanri Benazus 74 yaşında eski bir işadamı. 10 yıl önce iflas edip huzurevinde...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.