SSK hastanelerinin devir süreci sancılı geçecek...
SSK'nın 573 sağlık kurumunun el değiştirmesinde sancılı bir süreç başlıyor. Devri öngören yasanın iptali için muhalefet şimdiden hazırlıklara başladı.
SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devrini öngören yasa tasarısının önceki akşam TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilmesinin ardından kuruma ait 573 sağlık kurumunun el değiştirmesi gündeme geldi. Yasanın Cumurbaşkanı tarafından da onaylanması halinde 54 bin çalışan 148 hastane, 217 dispanser, 196 sağlık istasyonu Sağlık Bakanlığı'nın kontrolüne geçecek. Hükümet'in Anasaya Mahkemesi'nin "SSK'nın malları devlet malı niteliğindedir" kararından destek aldığı ifade edilse de Sosyal Sigortalar Kurumu'nun (SSK) özel hukuka tabi olduğu ve söz konusu yasanın yüce mahkemeden döneceği ileri sürülüyor. Sendikaların büyük tepkisine neden olan devri öngören kanunu CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne götürmek üzere hazırlıklara başladığı da kaydediliyor. Kanuna göre SSK'ya ait sağlık birimlerinin devre konu taşınır, taşınmaz ve taşıtlarının bedeli Maliye Bakanlığı temsilcisinin koordinatörlüğünde, Sağlık Bakanlığı ve SSK temsilcilerinden oluşan komisyonlar tarafından tespit edilecek. Anılan bedel Hazine tarafından karşılanacak. Bu bedelin ödenme süresi ve şartları 10 yılı geçmemek üzere
Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek. Ama Eski SSK Genel Müdürü ve CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'na göre ise SSK hastaneleri için devlet bir bedel ödemeye aslında pek niyetli değil.
BÜTÇEDE PARA YOK Kılıçdaroğlu, SSK'nın hastaneleri için bütçeden ayrılan bir payın olmadığına da işaret ederek sözlerine şöyle devam etti: "Muhtemelen devletin aktardığı kaynak bedel olarak gösterilecek ve hastaneler için SSK'ya bir para ödenmeyecek. Ancak bir şeyin altını çizeyim, SSK'nın ağlık sorunlarının çözümünü gözardı edip mallarına el koymak etik değil. SSK'nın durumunu düzeltmek için hastanelerine el koyuyorlarmış, Bağ-Kur'un hastanesi yoktu, nasıl bu hale geldi. Biz CHP olarak olayı Anayasa Mahkemesi'ne götürmeye kararlıyız. Ama önce Cumhurbaşkanı'nın kararını bekleyeceğiz. Tahminime göre sivil toplum örgütleri ile sağlık bakanlığı arasında hukuki bir süreç başlayacak." ANAP Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada, "Mülkiyet hakkı görmezden gelinerek ben yaptım oldunun bir örneği ortaya çıkmıştır'' denildi.