|
|
Fıkra
Günün birinde İstanbul'da sarışının biri hayattan o kadar bezmiş ki kendini Boğaz'ın soğuk sularına bırakarak hayatına son vermeye karar vermiş. Boğaziçi köprüsünden geçerken arabasını durdurmuş; bariyerlere çıkmış ve titreyerek az sonra kendisini bu çekilmez hayattan kurtaracak sulara baka baka ağlarken yanına genç ve yakışıklı biri gelmiş. Genç ona acımış ve sarışının ellerini tutup " Bak, yaşaman için çok neden var. Yarın sabah gemim Amerika'ya gitmek üzere demir alacak. Eğer istersen, seni de çaktırmadan gemiye alıp saklayabilirim. Sana hem yemek getiririm hem de sana çok iyi bakarım" demiş. Sarışın bakmış kaybedecek bir şey yok; belki de Amerika'ya gidip yeni bir başlangıç yaparım umuduyla denizcinin teklifini kabul etmiş. O akşam denizci genç onu gemiye almış ve filikalardan birine saklamış. Her gece sarışına üç sandviç ve bir meyve getiriyormuş, sonra da sabaha kadar seks yapıyorlarmış. Birkaç gün sonra, kaptan rutin kontrolleri sırasında sarışına rastlamış. Orada ne aradığını sormuş. Sarışın da "Ben bu gemideki denizcilerden biriyle anlaştım. O bana her gün yemek getiriyor ve Amerika'ya gitmemi sağlıyor. Ben de onun benimle seks yapmasına izin veriyorum" demiş. Kaptan, "Seninle seks yaptığı kesin de küçük hanım.." diye konuşmuş, "Bilmediğiniz bir şey var.. Bu Kadıköy-Eminönü vapuru."
|