| |
|
|
Valla sevdim bu yazıyı Perihan Mağden...
Yazıyı sevdim çünkü Perihan kardeşin (Mağden) A Takımı'nı kare kare seyredip yorumlamasını çok sevdim. Bunca akıllı, zeki, meziyetli, kültürlü, oturaklı bir bayan yazarın bizim gariban programı seyretmesi AB grubu seyirci açısından çok önemli bir gösterge. Perihan Hanım gibiler AB grubu içinde esasen A'ya tekabül ediyor, sayıları az olsa da memleketin en seçkin simalarına denk düşüyorlar. Yarım aklım, kısıtlı yeteneğimle çekimine vasıl olduğum Semra Hanım'ın evi olayını bakın analitik fıtrıyatıyla nasıl yorumlamış.
Aldı Perihan "Biliyorsunuz Borderline Semranım Familyası' nın evine icra memuru, bir adet avukat, bir adet polis gitti geçenlerde. Atacıkcık'ın 3 milyar 888 milyon liralık kredi kartı borcuna evdeki eşya(cık)ları haczetmeye.
Tipik olan Semranım'ın mütemadiyen ev içinde Beyaz Atlı Köşk ya da Yeşil Perili Köşk'te mukim hanımefendi kılıklarında yaptığı atmasyon konuşmalarla ESAS evindeki esas koşulları karşılaştırabiliyorum. Ev içler acısı vaziyette. Tipik bir 'borderline vaka' evi. Belli ki kapı az ileri kaydırılmış, duvar örülmüş; sıvasıyla bırakılmış öylece. Başka yerde yine bir sıva manzarası. Her tarafta dıngıl dungul raflar, berbat eşyalar, eşyalar berbat olabilir de müthiş bir düzensizlik ve kir, pas, toz hali. Üst üstelik. İhmal. İhmal. Terk etme.
Üsttekiler-alttakiler Semranım'ın; "Ben üst katta otururken aşağı bile inmem. Çocuklar gelir, okula gitmeden elimi öperler" deyişini hatırlıyorum bir. Evine dair daima bir 'çok katlı' vurgusu. İşte şimdi Savaş Ay'ın kameralarıyla üst kata çıkan zımbır zımbır merdivenleri ve üst katı görüyoruz: Bir gecekondu dubleksi! Pek tabii ki Semranım'ı yoksul olduğu için, böylesi gariban bir apartman dairesinde sıvanın üstünü dahi boyatamadan yaşadığı için hor görmüyorum. Semranım'ı koşullarını çarpıttığı/abarttığı/yalan yanlış yansıtmak için başı gözü dağıttığı/ kendini olduğundan yüksek ve yükseklerde göstermek için bu denli gerilip hırçınlaştığı, sosyal konumunu böylesi vahim bir aşağılık kompleksine dönüştürüp yansıtma ve yadsıma vari en ilkel savunma mekanizmalarıyla tipik Yenişehirli Türk Yalancısı olarak var olmayı seçtiği için hem acınası, hem kızılası buluyorum.
Adolf'un kızı Mükemmel evlat Amatör Dublaj Prensesi Seçil'i izliyorum sonra. Dibine kadar yenilmiş tırnakları, bir sürü küpesi, üst üste yaktığı sigaraları, üstündeki siyah file tuhaf giysileriyle varoş satanistiyle-kayıp sokak kızı arasında bir yerde, icra işine hakikaten yürekten üzülerek tutunmaya çalışıyor. 'Çok sevgili annesine' Hitler demesi dahil, bin bir türlü tutarsız şeyi, güzel Türkçe numaralarıyla telafi etmek için helak oluyor.
Maddi durumlar Kendini yeddiemin tayin ettiren eski eş Hamit bey, cüzdanını açıyor harç parasını yatırmak için: Yirmi beş milyon lira çıkıyor. Savaş Ağbi babacan bir edayla iki yirmilik uzatıyor. Post Kemal Tuğcu Ailesi. Tüm 'Maddi durumum fevkalade iyi,' esip üfürmeleri Semranım'ın. Biliyoruz ki, aylarca seyretmişiz ki, hepten dibe vurmuş ve dipte bir ana-oğulun 'Atları da Vururlar'ını izlemişiz haftalarca. Birinci olmaya onca alışmış ve onca kameralar önünde el artıra artıra iyice delirmiş bulunan Semranım'ın kaybettikleri gece alnını açışını filan hatırlıyorum. 'Türk halkı namuslu, iffetli kadın gördü,' diye bağırışını. Maddi ve manevi çöküşlerin, yenişehirliliğin ağırlığından söz edeceğiz daha. Konu kocaman ve el kol yürek ruh kapıcı anlaşılan."
|