| |
Yaşlı toplumun sızıları
Volkswagen'in insan kaynakları bölümü başkanı Peter Hartz, boş yere dünyada yılın iktisatçısı seçilmedi. (Not: Listede bir kişi onun üstüne çıkabildi. Simgesel olarak: Irak Merkez Bankası Başkanı Sinan El-Şabih. Her gün kurşun ve bomba yağmurunda işine gidip geldiği ve o kaosa rağmen Irak Dinarı'nın değerini koruyabildiği için...) Hartz kendi adını taşıyan reform paketiyle kupayı kazandı. Almanya'nın sosyal politikalarını kökten değiştiren bu paketin son bölümü, işsizlik yardımının köküne kibrit suyu eken "Hartz-4" yılbaşında yürürlüğe giriyor. Böylece Almanya "sosyal devlet" misyonuna veda ediyor. Hem de sosyal demokrat bir iktidarda.
İşsize "muhtaç" parası Almanya'daki vatandaşlarımızın da en kötü yılbaşını geçirmelerine neden olan "Hartz-4" reformunu anlatmakta yarar var. Nüfusunun çoğunluğu genç Türkiye'de darboğaza giren sosyal güvenlik sisteminin, yaşlılar, emekliler ve işsizler çoğunluğa geçince ne duruma geleceğini düşünmeniz için... Almanya'da devlet halen vatandaşa iki tür yardım yapıyor: İşsizlik yardımı ve sosyal yardım. Hartz'ın geliştirdiği sistem, bu ikisinin karışımından tek yardım modeli yaratıyor: "Arbeitslosengeld II." Eski sistemde, bir işsize 32 ay son ücretine yakın para ödeniyordu. Ayrıca yardıma muhtaç kişilere de ayda Batı'da 345 Euro, Doğu'da 331 Euro sosyal yardım yapılıyordu. Yeni sistemde, işsizin son maaşına yakın yardım süresi 12 aya indiriliyor. Ve deniyor ki, size bir iş teklifi yapıldığında ya da devlet iş bulduğunda; * Önerilen ücret eski maaşınızın altında da olsa, * Çalışacağınız sektördeki ortalama maaşın (yüzde 30'a kadar) altında da kalsa, * Sahip olduğunuz vasıflara da uymasa, Kabul etmek zorundasınız. Yoksa aldığınız işsizlik yardımı büyük ölçüde budanabilir, hatta sosyal yardım tutarına indirilebilir, dahası tümüyle kesilebilir. Üstelik verdiği her kuruşun hesabını soracak. Örneğin, yardımın önemli bir bölümü kiraya gidiyorsa, "Daha küçük ve daha ucuz eve taşının" diyebilecek. Bunun için süre bile koyabilecek.
Artık yatmak yok Reformun temelinde zihniyet değişikliği yatıyor: Görevi gereği "İnsan sarrafı" olan Peter Hartz, uzun süredir işsiz olanların, yeniden çalışmaya başladıklarında alacakları ücretin işsizlik yardımının altında kalacağını bildikleri için iş aramadıkları sonucuna vardı. Sosyal demokrat-yeşiller koalisyonunu bu doktrininin doğruluğuna ikna etti. Ve formül bulundu: Yardımı öyle düşürelim ki, bulunacak en kötü işin ücretinin bile altında kalsın. Yaz ve sonbahar boyunca "Hartz reformları"nı protesto için her pazartesi sokaklara dökülen (Doğu Almanya'da rejimin ve Duvar'ın sonunu getiren hafta başı gösterilerinden esinlenmişlerdi) işçiler, artık kaderlerine boyun eğdiler. Çünkü devletin kasasının tamtakır olduğunu gördüler. Schröder, bu reformlara "Ajanda 2010" adını verdi. Yani bugün reform yapılmazsa, 2010'da yaşlıların oranı daha da artmış, büyüme hızı neredeyse sıfırlanmış Almanya'da sosyal dengeler tümüyle yerle bir olabilir. O zaman devletin de sonu gelir. İşte Almanya -ve de nice Avrupa ülkesinde- kıyametin kopacağı o yıllarda Türkiye tam üyelik görüşmelerinin sonuna gelecek ve dinamik nüfusuyla yaşlı kıtaya gençlik aşısı fırsatı sunacak. Yeter ki, o nüfusa nitelik de kazandırabilsin. AB sürecine günün hayhuyundan sıyrılıp, bir de o pencereden bakın...
|