|
|
|
|
|
Dünya turuna bir ay mola
|
|
Rahmi Koç, Atlantik Okyanusu’nu geçtikten sonra teknesini St. Martin Adası’nda bırakarak Türkiye’ye döndü. İşadamı dünya seyahatine bir ay sonra Karayipler’e uçarak devam edecek.
Yelkenle dünya seyahati 2004 yılında bile ülkemiz için sık rastlanır bir olay değil. O yüzden de toplumun ilgisini çekiyor. Üstüne üstlük bu yolculuğu yapan ülkemizin en büyük işadamlarından biri Rahmi Koç olunca da, konuşulanlar, skekülasyonlar birbirini kovalıyor. Rahmi Koç'la seyahate başlamadan önce yaptığımız gibi, ilk büyük etaptan sonra da bu yolculuğu konuştuk. Koç, bu arada basında çıkan bazı eleştirileri de yanıtladı.
* Yanlış bilmiyorsam bu sizin üçüncü Atlantik geçişiniz oldu? Bu kez ne farklılıklar yaşadınız? Nazenin IV eskilerinden daha büyük bir tekne. Böyle olunca da hem rahatlığı hem de denize oturuşu farklı. Ama bunun büyüğü küçüğü yok. Denize hepsi küçük kalıyor...
* O zaman şöyle sorsam; Bu iş için ideal boy ne kadar olmalı? Bugün artık adam banyo küvetiyle bile Atlantik'i geçiyor. Dört metrelikle geçiyor. Danimarkalı takma motorlu tekneyle de Atlantik'i geçti. Bunun sonu yok... Bizimki 38 metrelik bir tekneydi. Doğrusunu isterseniz rahat ettik...
* Herşey düşündüğünüz gibi gerçekleşti mi? Hemen hemen planlandığı gibi oldu. Nerede yakıt alacağımızı bile planlamamıza uygun gerçekleştirdik.
* Okyanus'ta hava nasıldı? Kanarya Adaları'na giderken gerçekten sertti. Ama en sert havayı Korent'ten çıktıktan sonra Patras'da yedik... 55 knot esiyordu. Bizim tekneyi kuru arma (yelken kapalıyken) resmen yatırdı.
* Akdeniz okyanusu aratmıyor galiba... Okyanus'ta dalga boyları uzun ama 4 metre yüksekliğinde dalgalar geliyor. Teknenin kıçı dalga çukuruna indiğinde arkadan gelen dalgaya bakmak ürkütücü. Dört-beş metrelik bir dalga teknenin üzerine devrilse Allah muhafaza tekneyi devirir bile... Allah'tan öyle bir şey yaşamadık. Kanarya Adaları'ndan okyanus geçişine başladığımızda rüzgarsız bir havayla karşılaştık. Tam arkadan 10 mil esiyordu. Orada da çok iri dalgalar var. Arada bir de aykırı bir dalga çıkıyor ortaya. O da ters taraftan vurduğundan bayagı allak bullak ediyor. O kadar ki dolaplar açıldı, eşyalar ortalığa saçıldı. Banyoda herşey devrildi. Okyanus geçişi 12 gün sürdü. Şu anda Nazenin IV St. Martin Adası'nda duruyor. İlginç bir ada. Yarısı Fransızların, yarısı Hollandalıların... Fransız tarafında turist soymak için her şey var. Kumarhaneler de var. Bizim Sudi Özkan da bir kumarhane açmış. Bütün bayrakların yanı sıra Türk bayrağı da var. "Biz Türküz" deyince hemen "Kumarhaneyi siz mi işletiyorsunuz?" diye soruyorlardı. Tabii mahçup oluyorduk.
* Kısmet olursa ne zaman dönüyorsunuz? Ocak ortasında dönüyoruz. 10 gün Karayipler'de gezeceğiz. Kurban Bayramı'na denk getireceğiz. Sonra da 4 günde Panama Kanalı'nın ağzına gideceğiz. Mart ayında ülkeye dönmemiz gerekiyor. Genel Kurullar var. Nisan ortasına kadar kalırız.
* Şu ana kadar düşündükleriniz ve programlamalarınız içinde bir aksaklık var mı? Tek arıza baştaki manevra pervanemiz bozulması oldu. O yüzden de zaman zaman sıkıntı yaşadık. İspanya'da balıkçı teknesi bizi öyle bir yol vererek çekti ki, teknenin kıçı rıhtıma çarptı.
* Siz gittikten sonra 'Neden bu tekne Türk bayraklı değil' diye bazı yazılar çıktı? Bilginiz var mı? Haberim var. Sadece şunu söyleyeyim. Bu tür büyük tekneler için uluslararası krediler kullanılıyor. Eğer kredi alırsanız Türk bayraklı tekneler için bankalarla büyük sıkıntılar yaşarsınız. Daha önce bazı problemler yaşanmış. Türkiye'de teknelere el koyamamışlar. O yüzden de Türk bayrağına sıcak bakmıyorlar. Sıcak bakmanın ötesinde güvenilir bir yabancı bayrağı şart koşuyorlar...
* Arada uçakla Türkiye'ye dönmeniz de kimi yazarlar tarafından 'Dünya seyahati böyle mi olur' diye eleştirildi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Gitmeden önce programımı yapıp herkese açıkladım. Yılbaşında Türkiye'ye geleceğimi, arada uçakla başka ülkelere gideceğimi hepsini, hepsini... Programımıza uymaya dikkat edeceğiz. İnşallah mani olacak bir gelişmeyle karşılaşmayız.
* Görüşemezsek size iyi yolculuklar diliyorum. Teşekkürler.
|
|
|
|
|
|
|
|
|