Merkez Bankası gecelik borçlanma faizini 2 puan düşürdü.
Avrupa Birliği'nden müzakere tarihi alınması ve IMF ile mukabakata varılması üzerine gecelik faizlerde 2 puanlık indirime gitti.
Banka, gecelik ve bir haftalık borçlanma faizini yüzde 20'den yüzde 18'e, borç verme faizini ise yüzde 24'ten yüzde 22'ye indirdi.
Merkez Bankası, 17 Aralık'ta yapılan Avrupa Birliği (AB) zirvesinde Türkiye ile AB'ye tam üyelik amaçlı müzakere sürecinin başlatılması yönünde çıkan kararın ''Ekonomik Program'' çerçevesinde yapılacak reformların sürekliliğine destek sağlayacağının düşünüldüğünü bildirdi.
Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamada, Banka'nın genel makroekonomik görünüm ve gelecek dönem enflasyonuna ilişkin görüşlerini ''Enflasyon ve Görünüm'' başlıklı basın duyuruları aracılığıyla kamuoyu ile düzenli olarak paylaştığı, bu bağlamda, özellikle yılın ikinci yarısından itibaren yayımlanan rapor ve duyurularda, Merkez Bankası'nın 2005 yılına bakışı özetlendiği hatırlatıldı.
Açıklamada, vurgulanan başlıca risklerin ''iç talep ve işgücü maliyetlerinin geçen üç yıldaki kadar enflasyonun düşmesine destek vermeyebileceği, ham madde maliyetleri ve toptan eşya fiyatlarındaki yüksek artışların enflasyon üzerinde bir süre sonra baskı oluşturabileceği, AB ile üyelik müzakerelerinin başlangıç tarihine ait belirsizliklerin mali piyasalarda dalgalanma yaratabileceği, mevcut programın devamına ilişkin tereddütler, başta kiralarda olmak üzere hizmet sektöründeki katılıklar ve uluslararası likidite koşullarındaki olumsuz değişimlerin ortaya çıkma olasılığı'' olduğunun belirtildiği de hatırlatıldı.
YENİ EKONOMİK PROGRAM
Önümüzdeki 3 yıllık dönemde uygulanacak yeni bir Ekonomik Program için sürdürülen çalışmaların sonuç aşamasında olduğu ve yeni programın merkezinde de mali ve parasal disiplin ile yapısal reformlar yer aldığı da açıklamada vurgulandı.
Açıklamada, gerçekleştirilecek yapısal reformların, mali disiplinin kalitesini ve sürdürülebilirliğini de olumlu yönde etkileyeceği, özellikle, vergi ve sosyal güvenlik alanlarında yapılacak reformların bu açıdan büyük önem taşıdığı kaydedilirken, ''Başarısı kanıtlanmış olan mevcut ekonomik programın temel ilkelerinin 2005 ve sonrasında da devam ettirileceği yönünde ortaya konan politikalar belirsizlikleri de büyük oranda ortadan kaldırmıştır'' denildi.
Diğer taraftan, 17 Aralık 2004 tarihli AB zirvesinde, Türkiye ile AB'ye tam üyelik amaçlı müzakere sürecinin başlatılması yönünde çıkan kararın da program çerçevesinde yapılacak reformların sürekliliğine destek sağlayacağı düşünüldüğünün ifade edildiği açıklamada şöyle denildi:
''Bu gelişmeler önümüzdeki dönem enflasyonu açısından yukarıda bahsedilen risklerin azalmasına yol açmıştır. Ek olarak, açıklanan son veriler ışığında, Merkez Bankası'nın 8 Eylül 2004 tarihindeki faiz indirimi duyurusunda, izleyen duyurularda ve en son 9 Aralık 2004 tarihli duyurusunda öngördüğü gibi 2004 yılının ikinci yarısında ekonomik aktivitenin yavaşladığı ve ertelenmiş talebin azalmasıyla iç talep üzerindeki baskıların zayıfladığı gözlenmektedir. Ayrıca, yine son dönemde vurgulandığı gibi, sanayi üretimi, ara malı ithalatı, para talebi ve kredilerdeki artış hızının yavaşlaması, likidite fazlasındaki azalma, tüketim eğilimi ve tüketici güven endeksinin istikrara kavuşması gibi faktörler, en azından önümüzdeki kısa dönemde iç talebin enflasyonist bir baskı yaratacak düzeye gelmeyeceğine işaret etmektedir.''
Açıklamada, bütün bu gelişmelerin gelecek dönem enflasyonunun hedeflerle tutarlı seyredeceğine ilişkin kanıyı kuvvetlendirdiği belirtilerek, ''Kuşkusuz, Merkez Bankası her zaman olduğu gibi bundan sonra da gelecek dönem enflasyonuna ilişkin riskleri yakından takip etmeye devam edecektir'' denildi.