Başbakan Yardımcısı Şener, banka sahiplerinin medya patronu olmaması gerektiğini belirterek bankalar kanun taslağının değiştirileceğini ve Ocak'ta Meclis'e sunulacağını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, "Medya patronları aynı zamanda banka sahibi olmalı mı?" tartışmalarına kendi açısından son noktayı koydu ve "Birbirinden ayrılmalı" dedi. "AB Sürecinde Türk Sermaye Piyasalarının Yol Haritası"nın çizildiği arama konferansının sonuç deklarasyonunu açıklayan Şener, mali sektörün geleceği, kanun hazırlama tekniği ve TMSF'nin performansına ilişkin şu kritik mesajları verdi:
* MEDYA-BANKA AYRIMI: Benim bireysel görüşüm banka sahipliği ile medya patronluğunun birbirinden ayrılmasıdır. Medya sahiplerinin banka patronu olmamasıdır. Bu husus taslak metinde yok. Yasama yetkisi TBMM'dedir. Yetki bende olsaydı "Böyle olacak" derdim. Bu görüşümü henüz sayın Başbakan'a açmadım. "Ayrılmalı" derken siyasetçi olarak görüşümü söyledim. Medya sahipliği ile banka patronluğu birleştiğinde kamuoyunun doğru ve sağlıklı bilgilenmesi mümkün olmuyor. Uluslararası örneklere uymuyor. Böyle bir düzenlemenin kanunun yürürlüğe girdiği tarihte uygulanması fiilen imkansız. Geçiş süresi 3 -5 yıl olabilir.
* BDDK'YA "ABA ALTINDA SOPA MI?": Bankacılıkla ilgili bir yasa taslağının BDDK tarafından hazırlanması normaldir. BDDK hazırlamamış olsaydı, bu da normaldi. Neden? Anayasamıza göre yasama yetkisi TBMM'ye aittir. Milletvekilleri de komisyon kurup kanun teklifi verip, Meclis'ten geçmesini sağlayabilir. Türkiye'de hiçbir kurumun Meclis'e kanun tasarısı sunma veya teklif etme yetkisi yoktur. Bu yetki sadece Bakanlar Kurulu ve milletvekillerine verilmiştir. Yasama organına, "SPK, BDDK bilmem EPDK'nın, 'Bunu yasalaştırın' diye önerme yetkisi ve hakkı yoktur. İlgili kurumun çabalarına saygı gösteriyorum. Ancak yetkili makamlar yetkilerini kullanırken her türlü değişikliği yapabilirler. Bunu anlatmak istedim. Taslak değiştirilerek tasarı haline gelecek ve Ocak ayında TBMM'ye sunulacak. Yasa herşey demek değildir. Bir konuda yasa çıkınca, "Bütün sorunlar ve dertler biter" diye bir düşünce varsa doğru değildir.
* KANUNA ŞENER AYARI: Danışmanlarımı görevlendirdim. Siyasetin içindekilerin, bakanların meşguliyeti çok fazla. Bir taraftan teşkilatlarla seçim bölgesi ile sivil örgütlerle uğraşırsınız diğer taraftan çok teknik çalışmalar yaparsınız. Danışmanların ön çalışmasında birkaç ön madde geldi. Maddelerin birinde bir bağımsız kurumun üstlenmesi gereken noktaların ilgili bakana yöneldiğini gösteren, o üslubu içeren ifadeler var. Örneğin, "Denetimi Sayıştay yapar, rapor ilgili bakana gönderilir ve bakan gereğini yapar" deniliyor. Bu böyle olmamalı. Sayıştay, TBMM adına denetim yapar. Sorumluluk bakanda bırakılırsa bakan o sorumluluğu taşıyamaz.