|
|
|
|
|
|
Avrupa ihtilali
SABAH 3 Kasım 2002 seçimlerinin sonucunu "Anadolu İhtilali" başlığıyla duyurmuştu. 17 Aralık'ın adını da SABAH koyuyor. Dün Anadolu ile İstanbul'u, bugün Batı ve Doğu'yu buluşturan Tayyip Erdoğan'ın hakkını teslim ederek...
Bundan İyisi...
1- "Müzakereler başarısız olursa Türkiye, AB'ye kuvvetli bağla bağlanır" ifadesi "Türkiye isterse talep eder" şeklinde değişti
2- Tarım, halk ve işçi serbest dolaşımına kalıcı kısıtlamalar getirilmesi ifadesi "gerekirse düşünülebilir" olarak yer aldı
3- Ermeni meselesinin Türkiye'nin önüne sürülmesi ihtimali, "kriter" kelimesinin önüne "Kopenhag" eklenerek ortadan kaldırıldı
4- Gümrük Birliği ek protokolünü 10 yeni üyeye de uygulama konusunda Ankara'nın sözlü beyanının yeterli olacağı belirtildi
*** Avrupa Birliği sürecinde Türkiye'nin 41 yıldır beklediği karar nihayet dün açıklanan zirve sonuç bildirgesiyle geldi. Belçika'nın başkenti Brüksel'de toplanan 25 AB üyeli ülkenin liderleri, müzakerelerin 3 Ekim 2005'de başlamasını onayladı. Ancak sonuç bildirgesindeki ifadeler yani metnin Türkiye bölümü söylendiği, yazıldığı kadar kolay şekil kazanmadı. Aralıksız 20 saat sonunda çıkan sonuç bildirgesi metninde şunlar yer aldı:
Müzakere öncesi Kıbrıs "Müzakereler başlamadan önce ve gerekli uyum çalışmalarının tamamlanmasından sonra Türk hükümeti protokolü imzalayacağını teyit eder"... Türkiye'nin 3 Ekim 2005 öncesi birliğe yeni katılan 10 ülkeyle protokol imzalanmasından memnuniyet duyacağı belirtilerek "Bunların ışığında Avrupa Konseyi 'Türkiye hükümeti Ankara Anlaşması'nın gerektirdiği ek protokolü müzakerelerin başlaması öncesinde imzalamaya hazır olduğunu onaylar ve AB'nin mevcut üyelik perspektifi açısından zaruri adaptasyonların tamamlanması' şeklindeki deklarasyonu memnuniyetle karşılar" dendi.
"Üçüncü yol" maddesi Zirve sonuç bildirgesinin sonunda yeralan ve "müzakereler üyelikle sonuçlanmazsa Türkiye Avrupa kurumlarına kuvvetli bağlarla bağlanır" ifadesi değiştirildi. Bunun yerine "Türkiye eğer müzakerelere devam etmek istemezse Avrupa Birliği'ne kuvvetli bağlarla bağlanmayı talep eder" ifadesi yer alacak. (Bu değişim ileriki yıllarda AB'nin elinden önemli bir koz alıp inisiyatifi Türkiye'ye bırakıyor) "Müzakerelerin amacı üyeliktir. Açık uçludur, sonucu önceden garanti edilemez. Kopenhag kriterlerinin tümünü dikkate alarak aday ülkenin tüm yükümlülüğünü yerine getirmesi durumunda, aday ülkenin Avrupa kurumlarına mümkün olan en güçlü bağlarla kenetlenmesi sağlanmalıdır"
Kısıtlama 'gerekirse kalıcı' Nüfus dolaşımı ve tarımla ilgili konularda serbest dolaşıma kısıtlamaların "kalıcı" yerine "gerektiğinde uygulanması" terimi getirildi. (Uzun geçiş dönemleri, derogasyonlar, özel düzenlemeler veya kalıcı koruma önlemleri gerektiğinde düşünülebilir. Bu düzenlemeler kişilerin serbest dolaşımı, yapısal politikalar ve tarım konularını kapsıyor) Bildirgedeki "Uzun geçiş dönemleri, derogasyonlar, özel düzenlemeler veya kalıcı kısıtlama önlemleri düşünülebilir" şeklindeki ifadeye, bu önlemlerin korumanın temeli olarak kalıcı bir şekilde düşünülebileceği ifadesi eklendi. Böylece önlemlerin kendisinin değil, mekanizmanın kalıcı olduğu mesajı verildi. "Bu düzenlemeler kişilerin serbest dolaşımı, yapısal politikalar ve tarım konularını kapsayacaktır. Bunun yanında kişilerin serbest dolaşımı hakkında karar alımı her üye ülkeye azami bir şekilde rol verecek şekilde düzenlenmelidir. Geçiş dönemindeki düzenlemeler iç pazar ve rekabete etkisi gözönüne alınacak şekilde yapılmalıdır"
Sınır uyuşmazlıkları Sınır uyuşmazlıkları ve Türkiye'nin komşularıyla ilişkileri konusunda Helsinki zirvesine atıfta bulunularak, uzlaşmazlıkların devam etmesi durumunda Uluslararası Adalet Divanı'na götürüleceği 20'inci paragrafta belirtildi. AB Komisyonu'nun sınır uyuşmazlıklarının çözümüne yönelik görüşmeleri memnuniyetle karşıladığı belirtildi.
FİKRET AYDEMİR / BRÜKSEL
|
|
|
|
|
|
|
|
|