|
|
|
|
Tarihi rest
'Thank you Goodbye' (Teşekkürler... Hoşçakalın...).
Erdoğan 12 saatlik Kıbrıs düğümünü AB Dönem Başkanı Hollanda Başbakanı Balkenende ile görüşme sırasında aniden ayağa kalkıp söylediği bu kısa cümleyle çözdü. Balkenende daha ne olduğunu anlamaya çalışırken Roma Büyükelçisi ve kilit diplomat Uğur Ziyal ona şöyle dedi: "Anlamadınız galiba, Sayın Başbakan masadan kalkıyor."
'Uçak kalkıyor' resti düğümü çözdü
Erdoğan, Kıbrıs şartına karşı "Thank you" deyip masadan kalktı ve uçağın hazırlanmasını istedi. İşte bu rest üzerine AB liderleri, geri adım attı.
Türkiye'nin Avrupa Birliği yolunda kaderinin belirleneceği tarihi zirvede hassas pazarlıklar ve zaman zaman "sinir harbi" ne dönüşen Kıbrıs düellosu yaşandı. Her sey 17 Aralık zirvesinin başlangıcı sayılan liderler yemeğiyle başladı. Haftalardır Türkiye'nin AB dönem başkanı Hollanda tarafından hazırlanan taslaklara yönelik itirazlarını gözardı eden Avrupalılar, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın katılmadığı yemekte Türkiye icin tatsız sayılabilecek bir metin üzerinde karar kıldılar. Nahoş karar, gece yarısı Conrad Oteli'nde kalan Türk delegasyonuna bildirildi. Ankara'nın, Güney Kıbrıs'ı "dolaylı tanıma" diye ilan ettiği Ankara Anlaşması ek protokolünü hemen imzalaması ya da en azından "paraf etmesi" isteniyordu.
ZİRVE KRİZLE BAŞLADI Gün içinde yapılan müzakerelerin kriptoları Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e iletilmiş, Kıbrıs şartı yalnız Çankaya değil, Türk kamuoyunda da büyük rahatsızlık yaratmıştı. Ama son gülen Türk diplomasisi ve Erdoğan oldu. Dışişleri Müsteşarı Ali Tuygan, müsteşarlıktan yeni ayrılan Roma Büyükelçisi Uğur Ziyal, Erdoğan'ın yakın danışmanlarından Şaban Dişli ve Cüneyd Zapsu gibi isimlerin yoğun çabaları meyve verdi. Yaşar Yakış, Ömer Çelik ve Dışişleri bürokratları, ilkeler ve uzlaşma arasında bir ip cambazı gibi yürümeyi bildiler. İşte Brüksel'de, Türkiye'ye Avrupa Birliği'nin kapılarını açan son 30 saat şöyle geçti:
16 ARALIK: MARATON BAŞLADI Erdoğan, Ankara'dan hareket ettiğinde gergin sayılabilecek bir havadaydı. Kırmızı çizgileri ve Avrupa'ya son mesajlarını Ankara'da vermişti. Buna karşın AB Dönem Başkanı Hollandalılar'ın yolladığı taslakmetinler hiç iç açıcı değildi. AB ile Kıbrıs gerginliği, liderler yemeğinden çıkan kararla başladı. Kararı Conrad Oteli'nde bekleyen Erdoğan ve kurmayları, dönem başkanı Hollanda'nın Başbakanı Peter Balkenende'nin telefonuyla meşhur Kıbrıs şartını öğrendi. Buna göre Erdoğan'ın Ankara anlaşmasını hemen anında "paraf etmesi" yani imzalaması bekleniyordu. Türk heyeti bir odaya kapandı. Erdoğan gece boyunca brifing aldı. Ankara anlaşmasının imzalanmasının sonuçları ne olurdu? Türkiye bu tavizi Avrupa uğruna vermeli miydi? Karşı tarafın esneklik marjı ne kadardı? Hayal kırıklığı yaşayan Tark heyetinin bir kısmı Brüksel'i terk etmenin doğru olacağını söylerken, bazıları Balkanende ile görüşülmesi gerektiğini savundu. Telefon edildi.
70 MİLYONA KARŞI 600 BİN Balkenende, Erdoğan'ı ikna etmek için kaldığı Dorint Oteli'ne görüşmeye çağırdı. Dorint, Erdoğan'ın kaldığı Conrad'a 10 dakika uzaklıktaydı. İki saat süren görüşmede Balkenende, Erdoğan'ın 24 saat içinde Rum kesiminin dolaylı olarak tanınmasına yol açacak Ankara anlaşmasına pazarlıksız paraf atması gerektiğini söyledi. Balkenende'ye göre Türkler "tanıma şerhi" bile koyamayacaktı. Yani Erdoğan'dan istenen "itirazsız evet"ti. Erdoğan ise bunun Kıbrıs konusunda Türkiye'nin attığı tüm olumlu adımları inkar anlamına geleceğini söylerken, "70 milyon Türk'ün geleceğini, 600 bin Kıbrıslı Rum için harcıyorsunuz" dedi. Yeni bir teklif hazırlamak için sabaha karşı 02:30'da oteline döndü.
"TERK"AÇIKLAMASI HAZIR Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, sıkıntılı görünüyordu. Erdoğan ise garip bir biçimde yorgun ama,rahattı. Yakın çevresine göre, gerektiğinde Kıbrıs için AB'yle kavga ederse Türk halkının bunu anlayacağını biliyordu. Başbakan, o gece yatmadan önce gazetecilere, "rahat uyumaları" tavsiyesinde bulundu. Danışmanlarına ise masadan kalkma ihtimaline karşı yeni bir konuşma metni hazırlamaları talimatını verdi. Türk diplomatlar, gece boyu hiç uyumadan ve sandviç yiyerek Conrad'ın 231 no'lu odasında yeni bir formül geliştirdi. Paraf yerine Erdoğan, sözlü olarak "iyi niyet beyanı" verecek, müzakereye hazır olduğunu açıklayacaktı.
17 ARALIK: ERDOĞAN'DAN REST 07:15 - Türk teknokratlar hazırladıkları teklifi iletmek üzere Hollandalı muhataplarıyla Konsey binasında bir araya geldi. Birçoğu gece uyumamıştı. Hollanda heyeti toleranslı değildi. Sonuç alınamadı. 08:45 - Erdoğan ve Gül, Balkenende ile görüşmek üzere otelden ayrıldılar. Erdoğan'ın asansörden çıkarken uykusuz ve yorgun olduğu gözlendi. Görüşmeye "gerekirse masadan kalkar gideriz" düşüncesiyle gitti. Otelde kalan Türk heyeti gergindi. Erdoğan, bir kez daha paraf atmayacağını Balkenende'ye iletti. 09:15 - AB liderleri Konsey'de kendi aralarında toplandı. Türkiye'nin teklifi ele alındı. Teklife şiddetle karşı çıkan Rum lider Tasos Papadopulos bir çok liderin desteğini aldı. Fransa ve Avusturya, Kıbrıslı Rumlar'ın, "koruyucu meleği" rolüne soyundu. Karşılarında Türkiye dostu olarak İtalya ve İngiltere vardı. İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi birkaç kez Papadopulos'la atıştı. Ama 25'in son kararı, aile ferdi Kıbrıs'a sahip çıkmaktı.
ERDOĞAN: THANK YOU 10:00 - Erdoğan tarihe geçenrestini çekti. Ayrılmak üzereydi. Telaşlanan Hollanda Dışişleri Bakanı Bot, İngilizler ve Almanlar'a haber verdi. Önce İngiltere Başbakanı Tony Blair, ardından Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ve Berlusconi odaya daldı. Bir süre sonra Yunanistan Başbakanı Karamanlis'in de gelmesi ile Türk delegasyonunun olduğu yer 5'li zirveye dönüştü. Papadopulos da davet edildi, ancak katılmayarak kendi restini çekti. Aynı saatlerde Türk ve AB diplomatları da değerlendirme toplantısı yaptı. 11:00 - Toplantılar sonucunda liderler geri adım atamayacaklarını bildirdiler. Erdoğan bunun üzerine sakin bir tavırla, "Önerdiğiniz son metin bu mudur? O zaman ben de donuyorum, bu işte yokum" dedi ve İngilizce, "Thank you" diye ekledi. Erdoğan, toplantıdan ayrılmak üzere ayağa kalktı. Yakın çevresine, "Uçağı hazırlayın, her an gidebiliriz" dedi. Bu haber, içeriden CNN Türk'e sızdı ve Türk medyası tarafından son dakika gelişmesi olarak duyuruldu.
WASHİNGTON'DA KRİZ MASASI 11:30 - BM Genel Sekreteri Kofi Annan Brüksel'e geldi. Nabız yoklayan Annan, Balkenende'ye eğer adadaki taraflardan biri çözüme hazırsa BM'nin destekleyebileceğini belirtti. Ama Annan, Ankara'yı rahatlatacak tarz bir açıklamaya girmeye yanaşmıyordu. 11:35 - Erdoğan'ın resti uzerine Schröder, Blair, Chirac, Karamanlis ve Berlusconi teker teker ikna turuna çıktılar, Erdoğan'a kesinlikle masadan kalkmaması gerektiğini söylediler. ABD'nin AB'den sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Laura Kennedy de Turk heyetini arayarak, "Washington'da kriz masası kurduk. Yardıma ihtiyacınızvarsa hazırız" mesajı verdi.
VE "KABUL" MESAJI 12:15 - Balkenende, Blair, Schröder, Chirac ve Karamanlis tekrar bir araya gelerek ikinci kez 5'li zirve yaptı. Avrupa Konseyi binasının 7'nci katında Türkler'e bir oda tahsis edilmişti. Türk heyetinin geceyi zaman zaman uyuklayarak geçirdiği odada, tam bir sinir harbi yaşanıyordu. 5li zirvede ise Türkiye'nin teklifi "niyet beyanının zirve bildirgesinde yazılı olarak yer alması" şartıyla kabul edildi. Bu gelişme üzerine Türk heyeti, Erdoğan'ın basın toplantısında yapması planlanan sözlü beyanın yazım çalışmalarına başladı. 14:45 - AB liderleri yeniden toplandı. Gözler Rum lider Papadopulos'taydı.
İMZA, BAKAN ATALAY'DAN 15:30 - Protokolün 3 Ekim'e kadar müzakere edilmesi kararında anlaşma sağlandı. Erdoğan ve kurmayları, anlaşmayı imzalayanın Türkiye Başbakanı olmaması gerektiği konusunda hemfikirdi. Dışişleri Bakanı imzayabilirdi, ama bu da "gerilim politikası" güden Papadopulos için hak etmediği bir ödül olacaktı. Sonunda AB'nin Türkiye'ye kapılarını açan tarihi belgenin "tartışmalı paragrafına" Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın imza atması kararlaştırıldı. Ve Atalay, Hollanda'nın AB Bakanı Atso Nicolai ile bu ifadeye paraf attı. 16:00 - Türk diplomatlar, Conrad Oteli'nin barında toplandı. Yorgundular. Kıbrıs Dairesi'nde görevli diplomatların suratı asık, AB takımı ise mutluydu. 17:30 - Erdoğan, kurmaylarını yanına alarak, basının karşısına çıktı ve "Başardık" sözleriyle Türkiye'nin Avrupa serüveninde bir viraj daha alındığını müjdeledi.
BÜLENT AYDEMİR BRÜKSEL / EVREN MESCİ BRÜKSEL
|
|
|
|
|
|
|
|
|