| |
|
|
Otyamlar Ankara'da
Tual bembeyaz, kar. Sisin içinde siyah gocuklarına sarılmış balıkçılar kırık buzun arasından saldıkları ağlarını çekiyorlar. "Çıldır'a benziyor" dedi Fethi, yavaşça kulağıma eğilerek.. "Buzu kırıp sazan avlarlar. Şu arkadaki Ağrı.. Zirvesi daha heybetlidir ama demek bu noktadan böyle görünüyor.." Çıldır orası, zaten!" Baktık, Fikret Otyam yanımızda.. "Benim en sevdiğim yer.. Yer gök göz alabildiğine bembeyazdır. Binersin çıngıraklı, atlı kızağa.. Yaslanırsın arkana.. Bir keresinde böyle yaslandım. Pat.. Kırıldı arkalık.. O kaza bana bir resim yaptırdı. Gelin göstereyim.." Gerçekten de, uçsuz bucaksız beyazlığın içinde, sanki sonsuza yol alan bir atlı kızak.. Her seferinde ayni.. Fikret Otyam'ın heyecanlı, çocuksu sanatçı ruhundan mı, Anadolu folklorundan kaynaklanan o konu ve renk cümbüşünden mi, "velinimetim" diye tanımladığı keçilerin tırmandığı yamaçların güzelliği mi, nedendir bilmem.. Otyam sergileri bana her zaman galeride gezerken coşku, sonra eve gelip kendi başıma kaldığımda hüzün verir. Aklımda nedense o yörük kızlarının derinden bakan kocaman simsiyah gözlerindeki yalnızlık, çaresizlik kalır. Bu kez de öyle.. Gezmeye doyamadım. Bir yanda Filiz Otyam'ın dokumaları, evinin penceresinden günün değişik saatlerinde çektiği o güzelim fotoğraflarda Beydağları, öbür yanda Fikret Otyam'ın rengarenk dünyası.. Karlarla kaplı dağın eteğinde katırının yelesine yapışmış yörük kadınının güzelliği.. "Çok keyifle yaptım" diye söz ettiği, bir yanı gündöndü, bir yanı pamuk ekili tarlada çalışanlar.. Gelinle damadın duvara asılı halı önündeki evlilik hatıraları.. Ya Lizbon hatırası? İnanılmaz! Sergi 6 Aralık'a kadar Tunus Caddesi, TESK Sanat Galeri'nde..
serpilgogen@hotmail.com
|