|
|
|
|
|
Biz belge yakmayız
|
|
MGK'yı basına açan sivil genel sekreter Alpogan "Psikolojik harekât planlarının yakıldığı iddiasına ilişkin olarak "Türk devlet geleneğinde belge yakmak yoktur" dedi.
MGK'da devrim oldu
Milli Güvenlik Kurulu, ilk sivil Genel Sekreter Alpogan'la basına ve yabancı diplomatlara kapılarını açtı. Alpogan, yeni dönemde MGK'yı "politika kağıtları üreten think-thank kuruluşu" diye tanıttı.
Türk siyasetine uzunca bir dönem damgasını vuran Milli Güvenlik Kurulu, 1933'te kuruluşundan bu yana ilk kez sivil Genel Sekreter'le kapılarını kamuoyuna açtı. 1 Ekim'de Atina Büyükelçiliği'nden MGK Genel Sekreterliği'ne atanan Büyükelçi Yiğit Alpogan, basın ve yabancı temsilciliklerden davetlilere, yeni MGK'yı "Çalışma ilke ve esaslarımızın başında açıklık ve şeffaflık gelmektedir" sözleriyle tanıttı. Alpogan'ın podyumda verdiği ve anında İngilizce'ye çevrilen brifing ile ardından gelen soru-cevap bölümünde, "fişlemeden Psikolojik Harekat Dairesi" ne kadar MGK ile ilişkilendirilen birçok tartışmalı konu gündeme geldi.
"THİNK-THANK" Alpogan, "Basında kurumumuzun bir think-tank (Düşünce Üretim Merkezi) haline geldiği yazıldı. Doğrudur. Çeşitli birimlerdeki araştırma ve değerlendirme çalışmaları think-tank'e benziyorsa da kamuoyuna açık olmadığımız için sınırlıyız"dedi. Kurumun asli görevinin, milli güvenlik politikalarıyla ilgili MGK üyelerine "politika kağıtları" üretmek olduğunu belirten Alpogan, "Ben ve yönetici arkadaşlarım, sorularınızı cevaplamaya hazır olacağız. Kurumumuz güncelin içinde değil. Uzun soluklu değerlendirmeler yapan, Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden iç ve dış konuları araştıran bir kurumdur" dedi. Alpogan, kurumun 1972'e kadar olan zabıtlarını, açtığını söylese de toplantıdan sonra MGK, yayınladığı bir basın açıklamasında bunun bir yanlış anlama olduğunu ve yalnız 1972'e kadar olan basın bildirilerinin kamuoyuna açıklandığını söyledi.
BASININ 'ENDİŞESİ' Alpogan'ın basın toplantısı, devletteki hızlı değişimin zaman zaman medyada zor algılandığını gözler önüne serdi. Gazetecilerden Alpogan'a "Kurumunuzdaki bu daralmayla devletin bekası tehlikeye girmiyor mu?", "Bu kadar şeffaflaşmak gerekirmi?", "Daha önce çağdaş reflekslerle rejimi korumadan söz edilmişti. Yalnız rapor üretmek yeterli mi?" gibi sorular geldi. Alpogan ise, "Ben ve arkadaşlarımın temel ilkesi, yasalarla bize verilen çerçevede görevlerimizi yerine getirmektir. Esas fonksiyonlarımız yerindedir" dedi. Alpogan konuşmasının bir başka bölümünde de, MGK'daki değişikliklerle ilgili "Son söz Meclis ve siyasi iradeye aittir" dedi.
BELGE YAKILMADI Alpogan, MGK'daki fişleme ve psikolojik harekat planlarının yakılarak imha edildiği yolundaki bir soruyu da şöyle cevapladı: "Türk devlet geleneğinde belge yakmak yoktur. Psikolojik harekat planı, bizden alındığı için, bu konuda bir çalışmamız yok. Belgeler de bunları devredeceğimiz makamı beklemektedir. Belli olunca arşivlerimize sunarız. Fişleme ise, hiçbir zaman yapılmadı. Hiçbir zaman, hiçbirkişi için fiş tutulmamıştır MGK'da. Dolayısıyla bunların yakılması da söz konusu değildir. Olmayan şeyleri arşive kaldıramayız."
'ANDIÇ' KIZDIRDI Alpogan, "Gizli Anayasa" diye adlandırılan Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi'nin güncelleştirilmekte olduğunu doğrularken, yabancı basından gelen askersivil ilişkileriyle ilgili bir soruya da "Türkiye'de asker ve sivilin oturdukları yer bellidir. Bu böyle olmasa AB sürecinde bu kadar ilerleyemezdik" karşılığını verdi. Toplantı sonunda Vakit Gazetesi'nden bir muhabirin 28 Şubat'a atfen "Andıç çalışmanız var mı?" sorusunu, uzun yıllar yurt dışında kaldığı için tam anlayamadığı izlenimini veren Alpogan, "Andıç nedir efendim? Ne anlam ifade ediyorsa Böyle bir çalışma yok. Ana kriterlerimiz, Türkiye'nin iç ve dış tehdit değerlendirmesidir" cevabını verdi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|