Gelecek çocuklarda
Geçen hafta Sabah gazetesindeki ikinci köşem Sabah Posta Kutusunda müziğe ilgisi ve yeteneği olan 4,5 yaşındaki minik Duygu'nun Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Erken Müzik Eğitimi Programı sınavını kazandığı halde maddi olanaksızlıklar yüzünden babasının çektiği sıkıntıyı dile getirmiştim. Kendisini çaresiz hisseden babadan bir mektup daha geldi. İzmir'den 70 yaşında, Sabah okuru eski bir basketbolcu, Duygu'nun eğitiminin ikinci taksidini ödemeye kefil oluyor. Başka bir okurumuz kendince bireysel olarak yardım etmek istiyor. Baba, "Bu ülke insanına ve geleceğe dönük umutlarımı tazeledi" diyor. Bu ülkeyi ayakta tutan da böylesi insanların varlığı değil mi? Bu, bir yardımlaşma duygusunun ötesinde ülke insanının kültür ve sanat verdiği değerin de bir göstergesi bence... Bu sevginin kanıtı olarak bir olay daha anlatmak istiyorum. Geçen gün, Bağdat Caddesi'nde yürüyorum. Göztepe'ye geldiğimde baktım, bir boyacı çocuk... 8-10 yaşlarında ya var ya yok... Bir apartmanın giriş katında bir kediköpek maması, takım taklavatı satan bir mağaza... Süs olsun diye de dükkan kapısının bir yanına bir köpek ile öbür yanına bir ördek maketi konulmuş... Boyacı çocuk, belki yarım saat, o ördeği sevdi, okşadı. Fısıltıyla onunla konuştu. Kimbilir neler anlattı? Sesi duyulmuyordu ama gözbebeklerinde sevginin ışıldağı durmadan yanıyordu. Bir an, minik Duygu'yu düşündüm, sonra o boyacı çocuğu... Elbette, bir çocuğun bireysel yardımlarla geleceğini kurtarmak amaç olmamalı. Biri kurtuldu ya onun gibilerinin geleceği ne olacak? Gelecek çocukların sevgisinde. Onların geleceği de, bizimki de... 24 Ekim 2004 tarihli Çobandede Köprüsü'nü tıraş kimin haddine başlıklı yazım üzerine Karayolları 12. Bölge Müdürü Sayın Mahmut Yıldız'dan bir mektup aldım. Sayın Yıldız, Sizin olduğu gibi o yörede yaşamış tüm insanların anılarının olduğu bir tarihi eseri yıkmak mutlaka kimsenin haddine değil... Tüm tarihi köprülerin restorasyonunu kendine görev bilen ve Çobandede Köprüsü'nü de 2005 yılı yatırım programına teklif eden Karayollarının ise köprüye zarar vermesi hiç kabul edilemez. Bu sebeple Sayın Durbaş içiniz rahat olsun... Ne yapımcı firma ne de Karayolları, köprünün tek taşına dahi dokundu, diyor. Anılarımı yenilemem için beni Erzurum'da ağırlamaktan memnun olacağını da ifade eden Sayın Yıldız'ın bu çağrısını ileri bir tarihte gerçekleşmesi umuduyla not defterime işaretliyor, hem kendisine hem şahsında bu duyarlı davranışlarından dolayı Karayolları 12. Bölge çalışanlarına teşekkür ediyorum.
|