kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
  » Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Dünde, bugünde, yarında kartpostallarla İstanbul
Dünde, bugünde, yarında kartpostallarla İstanbul
Cumhuriyet'le birlikte kim olduğumuzu unuttuk
Herkes Picasso havasında

Dünde, bugünde, yarında kartpostallarla İstanbul

Çağdaş Türk resim sanatının en önemli isimlerinden İsmail Acar, 57'nci kişisel sergisi ile sanatseverlerle buluşuyor. Sanatçı 'Kartpostallar ve Yaşadığımız Şehir' isimli sergisiyle son dönem çalışmalarını sergiliyor.

Genç yaşına rağmen uzun süredir adından başarıyla söz ettiren yetenekli ressam İsmail Acar, Passage Markiz'in ev sahipliğini yaptığı 'Kartpostallar ve Yaşadığımız Şehir' adını verdiği sergisiyle son dönem çalışmalarını sergiliyor. Dün açılan sergi, 16 Ocak 2005 tarihine kadar gezilebilecek. Cream Art Galeri işbirliği ile düzenlenen sergiden elde edilen gelirin bir kısmı İZEV (İstanbul Zihinsel Engelliler İçin Eğitim ve Dayanışma Vakfı) yararına bağışlanacak. Acar ile yeni sergisi, son dönem çalışmaları ve resim sanatı üzerine konuştuk.

* Yeni serginizden bahsedebilir misiniz?
Yeni sergimin konsepti kartpostallar... Kartpostallar adı altında yaşadığımız şehir, İstanbul, geçmiş, bugün ve yarın üzerinde birtakım sorgulamalar yapılıyor. Bunlar çok bilindik kartpostallar değil. Onların gerçek konularını, derinlik işlevlerini düşünerek hazırlanan bir sergi. İletişim çağında iletişimsizlik sorgulanıyor kartpostallarla. Ağırlıklı olarak yağlıboya çalışmalar olacak. Bununla birlikte eski fotoğrafların üzeri renklendirilerek yapılan 'toz boya' tekniği tekrar canlandırılacak. Çok yönlü, çok eğlenceli bir sergi benim için kartpostallar.

BİREYİN SORGULANMASI
* Sergide kaç eser sergileniyor?
60'ın üzerinde eser var ama serginin gerçekleşeceği mekan standart bir galeri mekanı değil. Ortalama 50 eser sergilenecek.

* Bu eserlerinizde öne çıkan kavram nedir?
Bireyin bu çağ içinde kendini sorgulaması. Ancak, bu sorgulama coğrafya gerektiriyor, ülke gerektiriyor, ülkü gerektiriyor, ilke gerektiriyor. Bu anlamda bireyin birey olma çabasını, bu süre içinde de niye İstanbul'da yaşadığını, seçimlerini ve birtakım durumlarını tasvir etmeye çalışıyorum. Bütün resimlerde yapmak istediğim şey bu. O maksatla o sorgulardan bakıyorum, Boğaz'a, Ayasofya'ya. Ben bu coğrafyada yaşıyorum, bu coğrafyadan etkilenerek resimler boyuyorum. Buradan bakıp da New York'un gökdelenlerini çizmiyorum. Benim yaptığım işin ana çerçevesi, birey ve bireyin yaşadığı coğrafyadan etkileşimi.

İSTANBUL ENTERESAN BİR ŞEHİR
* Üretirken İstanbul'dan çok besleniyor musunuz?
Elbette, çünkü İstanbul'da insan faktörü çok önemli. Ondan daha önemli bir faktör de tarih. Bir şeyin doğru ya da yanlış olduğunu bilmek için referans gerekiyor. Burada referans alabileceğiniz çok şey var, günümüzdeki kültür ve ondan önceki kültür, coğrafi özellikler. O anlamda İstanbul salt güzelliğinin ötesinde, birtakım farklı formlarıyla da çok enteresan bir şehir.

* Çağdaş Türk resim sanatını dünya ile kıyasladığınızda nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bence henüz oluşmamış. Mesela bir İtalyan resim sanatını ya da Alman resim sanatını tanımlayabiliyorsunuz ama Türk resim sanatına baktığımız zaman, çok fazla Batı egemenliği altında kalmış olduğunu görüyorsunuz. Batı altında çok fazla ezilmiş ve çok fazla üretmemişiz. Ama Türk resim sanatı içinde çok yetenekli ve başarılı isimler var.

* Kimler bunlar?
Ergin İnan, Erol Akyavaş, Burhan Doğançay ve Mehmet Güleryüz'ü çok beğenirim. Bedri Baykam da enteresan bir karakterdir. Gençlerden çok kişi var. Aslında ciddi bir potansiyel var; ancak şartlar ve piyasa koşulları bunu ortaya çıkarmıyor. Profesyonellik tam oluşmamış, hiç kimse profesyonelce davranmıyor. Ama önümüzdeki yıllarda, Batı'ya bir eser verebildiğimiz zaman, Türk resim sanatı ortaya çıkacak.

* Sizin yurtdışı hedefleriniz var mı?
Var. Çok önemli birkaç müze var, o müzelerde sergiler açmak, o müze koleksiyonlarına eserler vermek istiyorum. Burada yaptığım aktiviteleri oralarda yapmak gerek. Bunun altyapısı oluştu, önümüzdeki yıllarda gerçekleşecek ama bunun için birçok faktör gerekiyor. Sosyal ilişkilerden tanıtıma, organizasyona kadar... Yani sadece resim yapmakla ilgili bir olay değil bu. İşin içinde çok farklı şeyler var. Daha yaşım çok genç, bir kısmını kısmen de olsa yapıyorum. Ama asıl hedef, o piyasa şartları içinde çok öne çıkabilecek işler üretmek ve o piyasada yer almak.

* Kendi resminizi Türk resminde nereye oturtuyorsunuz?
Bunu bilemiyorum çünkü Türk resim sanatında benim resmimi insanlar çok fazla algılayamıyorlar hâlâ. Mesela hiçbir zaman bu kadar kırmızı boyanmadı gül, Türk resminde. Bir gül hep boyandı ama hiçbir zaman böyle boyanmadı. Bu anlamda insanlar benim resim sanatı içinde tam yerimi bulamadılar. Ama alıcı kitle buldu. Alıcı kitle talep ettiği için de şimdi Türk resim sanatı bunu bir yere koymak zorunda kaldı. Çünkü müzeler alıyor, koleksiyonerler alıyor, dolayısıyla artık Türkiye'deki bu etik anlayış bunu bir yere koymak zorunda. Ama koyamıyor çünkü bir yere koyduğu insanların yaşları 60, 70, 80. 33 yaş resim sanatı içinde genç kuşağa bile girmiyor, genç kuşak yaşı 35'le 45 arası. Dolayısıyla genç kuşağın bile altında ama yaptığı faaliyetler yaşlı kuşağın da üstünde.

RESSAMIM, RESİM YAPACAĞIM!
* 'Dışlanıyorum' mu diyorsunuz?
Öyle bir derdim yok, çünkü bu bir süreç. Bu süreci yaşamanız gerekiyor. İnsanlar beni analiz ederken Türkiye'deki sanatı analiz etmiş olacak. Çünkü herkes yerinde otururken birisi ortaya çıktı 'Ben Ayasofya'da sergi yaparım, ben yurtdışına resim satarım, şu kadar sergi yapacağım, üreteceğim, çalışacağım' diyor. Ama buradaki mantık, 'az yap, borsası yükselsin'. Benim için bu geçerli değil. Ben ressamım ve resim yapacağım, her zaman resim yaparak yaşayacağım. Günde 4 saat çalışarak değil. Türkiye'deki ressamların ortalama çalışma saati 4, benimki 32 saate yaklaşıyor. Nereye konacağımı ben de bilemiyorum, çünkü kriterler çok farklı.

ZEYNEP GÜLER

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 Bizimkilerin kazancı devede kulak kalıyor
 Dans et sana kim olduğunu söyleyeyim
 Greencard'a başvuru için son bir ay
 Hugo ve Tolga Abi Cadıya karşı
 Bitmeyen şans fırsatı Carrefour'da
 Duvarları boyarken
 Sırtınızı dik tutun
 Tıpkısının aynısı
AYŞE ÖZYILMAZEL
Yemekten korkmayalım sağlığı bozmayalım!
Bu ne ıstırap...
GÜLSE BİRSEL
Bugün de 'ince kalmanın sırları'!
Beş altı satırlık...
AYŞE TÜTER
Misket çorba
Mercimekleri unlu suyu gidinceye kadar...
Meme kanseri önlenebilir mi?
Meme kanseri önlenebilir mi?
'Henüz meme kanserini kesin olarak önleyen bir yöntem yoktur. Ancak,...
Bakımlı dudaklar için...
Bakımlı dudaklar için...
Dudak deyip geçmeyin. Çünkü onun da özel bir bakıma ihtiyacı...
Yıldız Tilbe Fedakâr, Tatlıses Gelenekçi
Yıldız Tilbe Fedakâr, Tatlıses Gelenekçi
Vural, dans eğitimine Çetin Cengiz ve Sait Sökmen ile başlamıştı.
İnanır'ın sahte Oscar heykeli Serengil'in
İnanır'ın sahte Oscar heykeli Serengil'in "damar" zaafı var
Hollywood ünlüleri gibi, bizim ünlülerimizin de ilginç sırları var:...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.